Hafta başında HABERCİ’nin manşet haberiydi; ‘Yalova, şehir yönetimindeki basiretsizlik ve arazi simsarları yüzünden yıllarını kaybetti- KAÇAN BALIK BÜYÜK OLDU!’
……………………
Aslında, manşette vurgulanan FORD ve TOGG yatırımları, sadece iki çarpıcı örnekti. Yalova’nın -80’lerden bu yana gündemine taşıdığı dev projelere baktığımızda şunu görüyoruz: Kiminde bir arpa boyu yol alınamadı ve ilgili proje konuşulduğu ile kaldı, çöp oldu. Kiminde ise proje, ilk ele alındığındaki gibi değil, çok daha dar çerçevede hayat buldu.
Çöp olan projelerimize örnek; KARMA OSB.
Dönemin AKSA Genel Müdürü Merhum Selçuk Ergin, Yalova için Karma OSB’yi ilk gündeme getirdiği dönemlerde, STK’lar ve yerel yönetimlerle ciddi bir bilgi paylaşımına girmiş, düğmeye basılmasını sağlamıştı. -90’ların sonlarında hayat bulan ‘kamuoyu oluşturma’ çalışmaları meyvelerini vermeye başlamış, Yalova, Karma OSB’yi konuşur-tartışır olmuştu. Sonrasında siyaset devreye girdi, Yalova’nın ekonomik gelişimini ve bu noktada ‘beyaz yakalı’ diye tabir edilen elit insanların ekonomi yönetiminde söz sahibi olmasını kendi mevcudiyetleri açısından bir tehdit olarak gören parti yönetimleri, siyasiler söz konusu yatırımı baltalamak için ne gerekiyorsa yaptılar ve bunda başarılı oldular.
İlk konuşulduğundan farklı yaşam bulan projelere örnek; YAT LİMANI.
Yine Yalova’nın ilk milletvekili Merhum Cevdet Aydın döneminde yat limanı projesi gündeme geldi. Aydın, projeyi Yalova kamuoyu ile paylaştığında çok daha büyük ve kapsamlı, ses getirecek bir yatırımdan bahsediyordu. Ancak rahmetli olduktan sonra proje askıya alındı ve 2002’de iktidar değişimi ile hem ülkenin hem de Yalova’nın gündemi farklılaştı. 2004-2005 yıllarında dönemin milletvekili Şükrü Önder devreye girdi, Ankara’dan bastırdı ve Yalova’nın yarım kalan bu projesinin yeniden gündeme gelmesini ve hayat bulmasını sağlayan isim oldu. Ancak bir farkla; yat limanının kapasitesi düşürülmüş, alanı daraltılmıştı
…………………
Tersaneler olsun, Aksa’nın daha sonra DowAksa olarak üretime sunduğu karbon elyaf üretimi olsun, Handere’deki özel teşebbüs yatırımları olsun, satılan arboretum arazilerindeki turizm yatırımları olsun.
Diğer birçok yatırım girişiminde hep aynı şeyi yaşadık.Gündeme taşınırken ülke, bölge ve şehir ekonomisi büyük fayda görecek dendi. Ancak sonrasında her biri kendi içinde ‘kişisel ve kurumsal’ önceliklerine uygun hareket ettiler. Yan sanayi, tedarikler, istihdam, katma değer vb. şeklindeki sözlerine uygun hareket etmediler. Kimilerinde durum böyle oldu; kimileri ise aradan yıllar geçti, ancak tek bir çivi dahi çakmadılar.
……………………….
Bu tespitleri niçin yapıyoruz?
Yalova’nın geleceğini şekillendirecek gençler, bu şehrin son 30-40 yılında nelerin yaşandığını bilsinler ki, ona göre bir duruş alsınlar. Hatalardan ders çıkarsınlar, doğru adımlar atsınlar. Büyüklerinin içine düştüğü durumlara düşmesinler.
Gelecek için doğruyu yakalamanın yolu, geçmişin yanlışlarından ciddi dersler çıkarmakla mümkündür; bu yüzden birtakım hatırlatmalarda bulunma gereği hissettik..
