Sevgili dostum.
İslam yazısını görünce, senden mi öğreneceğiz, ya da Müslümanların hali ortada gibi fikir ve düşünce içinde olabilirsin. Ol ama önce oku, düşün ve sonra karar ver. Ne geldiyse başımıza, ben haklıyımdan geldi. Bundan sonra başımıza bir şey gelmesin istiyorum. Sen haklı olduğuna inanıyorsun, hakaret değil fikirse, kesinlikle saygı duyuyorum ama benimde haklı olduğum taraflar var, sor ve dinle. Senin haklı olduğun taraflarla, benim haklı olduğum taraflar, insanlara fayda veriyor, ötelemiyor, küçük düşürmüyor, baskı koymuyor, beraber yaşamayı sunuyorsa, ikimizde doğru düşünüyoruz demektir. Her kes emeği kadar alıyor, hayat paylaşılıyorsa, ayrı yolda olsak da aynı yerde, insanlıkta birleşeceğiz demektir. İnsanlıkta birleşirsek, inanıyorum fikirlerde de bir yol katedebiliriz. Yoksa kendi gölgesiyle kavga eden insanlar yetiştiriyor, üreteni az, tüketeni bol olan bir toplum oluşuyor, aynı vatanda hatta aynı evde bile anlaşamıyorsak eğer, büyük bir sorun var demektir. Bu sorun bizim kendi sorunumuz. Başkalarını suçlamak, bize zaman kaybettirir. Elbette üzerimizde dışarının bir baskısı var. Dışarıdan başka bir şey beklemek, bel bağlamak, fikir almak bile saflık olur. Dışarıdan biri gelip problemimizi çözemez, gelse bile içinden çıkılmaz hale getirmek için, dün göstermiş, bu gün ve yarın aynı çabayı gösterecektir. Sorunu hep beraber biz çözmek zorundayız.
İnsanın yaşayamadığı, fakat kabul ettiği doğrular vardır. Bu insanlığın fıtratındandır. Kötülüğün içinde iyiliği savunanlar olduğu gibi, iyiliğin içinde, kötülerde olacaktır. Kötülüğe bakarak herkesi yok saymak, ne kadar yanlışsa, iyiliğe bakarak içinde kötülük aramakta o kadar yanlıştır. Sorun bir dünya sorunudur, içimizdeki sorunları çözmeden, dünyada söz sahibi olamayız. Dünyada söz sahibi olmadan ise, ne dünya ne de biz huzur bulamayız. Bu yüzden dünyada yanlışların peşinden giden, bananeci değil, doğru düşünen, doğruları savunan, biri olmak zorundayız. Çünkü aynı Dünya’da yaşıyoruz. Orman ne kadar büyük olursa olsun, diğer ucunda çıkan yangın, söndürülemezse bize de gelecektir.
İçinde İslam olmayan, insan hakları evrensel beyannamesi, kendini insan gören ve Dünya’yı yalnız kendine hak görenlerin, bu hakkı haksızca, zalimane bir şekilde ele geçirenlerin, beyannamesi olduğunu, anladık artık. Bizde bu haklardan istifade etmek için, batılı olabiliriz hatta mutluda olabiliriz ama ne kadar? Çünkü batı kalıbı bize uymuyor. Dışımız rahat etse, içimiz rahat etmeyecektir. En kötümüzü sıksan, batıda olmayan, bizde hiç eksilmeyen vicdan fışkıracaktır. Çünkü bu toprakların her karışında, hepimizin dedelerinin mübarek kanı vardır. Kızsak da bazen, dedelerimize ihanet edemeyiz, öyle değil mi? İhanet edersek ölülerimiz bile, bize rahat vermezler. Çünkü onlar ölü değil şehittirler. İnancımıza göre şehitler ölmez, biz buna inanırız ve bizi ayakta tutan, bundan sonrada tutacak olan, bu inancımızdır.
Üç beş devletin, hangi milletten olursa olsun, bir miktar sağduyulu insanın gayret ve çabaları, insanlıktan çıkan, dünyayı ateşe veren, zalimleri durdurmuyor. İnsanlığın ölümünü modern arenalarda, hissiz, seviyesiz ve pervasızca seyreden, paranın sahiplerine ait olduğunu, yaşayarak biliyor ve görüyoruz. Beni üzen, farkında olmadan ya da bilerek, bunlara uşaklık etmek, bizi insan yerine koymayanlara, yardım etmek, değirmenlerine su taşımak, fitnelerini
Yayarak gündemi değiştirmek, oturunca da bizden daha çok bizden olmak. Fakat biz sen değiliz artık, şikayet eden, sonra oturup Müslüman’ı kötüleyen, gayri Müslim’i öğen, ben hiç siz olmadım olamam da. Neleri kaybettiğimizi çok iyi biliyorum. Neleri tekrar kazanmam gerektiğini de biliyorum.
Dünyayı kendi yumrukları altında tutmak için, güçlerini göstermek için, kurdukları, Birleşmiş milletlerin ise, milletleri kontrol altında tutmak, için, perde arkasında beraber, perdenin önünde, tiyatro sergiledikleri, bütün Dünya ile dalga geçtikleri, oyundan, tiyatrodan başka bir şey olmadığını bilmeyen yoktur. Yüz doksan dokuz ülke olumlu bir karar alsa, bir tane daimi üye hayır dese, olumlu kararın olumsuz hale geldiği, bir birlik birlik olabilir mi? Dünyada bunu kabul edenler, ya kuranlar ya da onlara bilerek kölelik, uşaklık yapanlardır.
Bu tarih bu düşünce bu gün yazılmış değildir. Hz Musa’nın Rabbine değil de, Samir’in aklı olan altın heykeline tapan, Yahudiler aynı Yahudi, Hz. İsa’yı çarmıha gerenler aynı, Hz. Muhammed’i taşlayan cahiller bu günde aynı, hiç değişen bir şey yoktur. Dünyayı ele geçirmek için, iyiliği yakıyorlar.
Bu yüzden insanlık, yeniden düşünmeli, son peygamber olan, Hz. Muhammed’i ve Allah kelamı olan yüce kitabı yeniden masaya yatırıp, insanlığın kurtuluşuna sunmalıdır.
Her kim ki, İslam insanları bu gün idare etmeye yeterli değildir, diyorsa kesinlikle İslam’ı bilmediğindendir.
İslam bir kavme, ya da kabul eden bir kaç kavme gelmiş bir din değildir. İslam evrenin tamamına gönderilmiş bir dindir.
Bu insan hakları ve evrensel İslam beyannamesinin hazırlanması, bütün peygamberlerin, ve onlara inananların hayata sunduğu, son reçetedir. Dünyayı kurtaracak olan, insanı ötelemeyen, tek din, tek düşünce tek fikir, İslam’dır ve insan hakları ve evrensel İslam beyannamesidir.
Haftaya bu reçetede ne yazıyor onu yazacağız Allah nasip ederse, sevgili dostum.