..”Bu inşaat hemen durdurulmalı ve tarım arazilerinin korunması sağlanmalıdır.”
..”Devlet kurumlarımız mahkeme kararını uygulamalı ve gereğini yerine getirmelidir.”
Yalova Platformu Dönem Sözcüsü Hakim Menteş, dün yaptığı açıklamada, “DowAKSA yeni tesisi hakkında mahkemenin verdiği ÇED iptal kararından sonra inşaat faaliyetleri derhal durdurulmalı ve yapılan binalar kaldırılarak arazi eski haline getirilmelidir” dedi.
Menteş’in açıklaması şöyle: “Yalova Taşköprü’de YALKİM OSB’nin bitişiğindeki mülkiyeti hazineye ait 124.951,26m2 yüzölçümlü mutlak sulu tarım arazisi üzerinde planlanan DowAKSA Karbon Elyaf, Pultrize Profil, Karbon Elyaftan Dokuma Kumaş, Karbon Elyaftan Çok Eksenli Dokuma Kumaş ve Reçine Edilmiş Kumaş Üretim Tesisi Entegre Projesi için verilen 08.03.2021 tarihli ÇED olumlu kararının iptali için Yalova Platformu üyeleri ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası tarafından açılan davada Bursa 3. İdare Mahkemesi, 2021/429 E.,2022/1156 K. 11.11.2022 tarihli kararı ile davamızı kabul ederek söz konusu ÇED olumlu kararının iptaline karar vermiştir.”
Yalova Platformu Dönem Sözcüsü Hakim Menteş, tesisin yer aldığı taşınmazın 1. ve 2. sınıf mutlak sulu tarım arazisi vasfında olduğunu ve arazinin tarım dışı kullanımına dair kararın yargılama sürecinin devam ettiğini belirterek, mevcut haliyle tarımsal ürün verme kabiliyetinde olan bir arazi üzerine getirilecek yapılar ile bu işlevinin sonlandırılmasının ancak çok büyük zaruret halinde tercih edilebileceğini söyledi.
Tesisin kurulmasına yönelik karşılaştırmalı alternatif alan araştırmasının yeterli düzeyde yapılmadığını ifade eden Menteş, özetle şunları söyledi: “Sağlık koruma bandı içerisinde bulunan özel mülkiyete konu alanlar üzerinde çevresel olumsuz etkilerin söz konusu olduğu bir gerçek. Olası yangın, patlama, sabotaj gibi hallerde kimyasal maddelerin birbirleriyle olan etkileşimlerinin ne olacağı da bilinmiyor. Kaldı ki etki alanına ilişkin herhangi bir değerlendirmenin yapılmaması nedeniyle ortada ciddi bir sıkıntı bulunuyor. Ayrıca dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır ve bu durum göz ardı edilemez. Şimdi beklentimiz, devlet kurumlarının mahkeme kararını uygulamak için gereğini yerine getirmeleridir.”