Sevgili dostum. Dört haftadır itikadı, inanmayı, amentüyü, gaybı, yaradılışı, anlatıyorum. Önümüzdeki hafta Allah nasip eder, birde ömür verirse, ibadeti de dört beş hafta kaleme alacağım. Çünkü inanmadan ibadetin kabul olmadığı gibi, ibadet ettiğin kadarda inanırsın. Bunu asla unutma. Diyeceksin ki bunu bilmeyen mi var. Müslümanım diyen her insan, elbette inanıyor, iman ediyor, amentünün tamamına inanıyor. İnanmasa Müslüman olmaz, ya da Müslümanım demez. Elbette haklısın, sorun inanmakta olmasa da, ibadeti yeteri kadar yapmadığımız yada ibadetler silsilesini kavramadığımız takdirde, inancımızda büyük boşluklar oluşuyor. Bu boşluğu farklı inançlar doldurarak, İslam’ın inanç sistemine ulaşmamızı engelliyor. İnandığı halde namaz kılmayanla, namaz kıldığı halde hak hukuk tanımayan arasında, itikat yönü aynı olsa da, yetersiz ibadet yapıldığı için, birbirlerini suçlayarak yaşıyorlar. Buna hepimiz şahit oluyoruz. Peki kim haklı? Belki de inançlarında sıkıntı vardır. Namaz kılmadığım halde ondan daha iyi insanımla, namaz kılarak ibadetin tamamını yaptığına inanmaktır tartışılan. Halbuki namaz alameti fârikadır yani Müslüman olmanın görüntüsü, tabelasıdır. Namazsız olmaz, çünkü dükkanı açmak gerek, tabelasız olmaz, ne sattığını bilmek gerek, tabelada ne yazıyorsa içinde o olmalı. İkinizde haklısınız hem namaz kılmak, hem de doğru olmak gerek. Çünkü namaz ibadetin başlangıcıdır, tamamı değil. Namaz kıldığın halde şunları yapıyorsun ile, sen daha bir namazını kılmıyorsun aynıdır. O zaman namaz kılıyorsak doğru oluyoruz, doğru isek namaz kılıyoruz. Doğru namaz kılanları yalnız bırakmıyoruz.
İbadetlerin nedeni, niçini, nasılı vardır. Yürekten, gerçekten, samimi, katıksız, karşılıksız inanmak teslimiyeti getirir. O da insanı ibadet yapmaya götürür. İste tam bu sırada Allah cc kulu ve habibini yanına alarak, nasıl ibadet etmesi, edilmesi gerektiğini öğretti. Bizde ondan öğrendik. Fakat, önce nedenini düşünen tefekkür sahibi Muhammed’e Cebrail a.s. gelerek niçinini öğretti. Sen Hz Muhammed’sin görevini yap dedi ve peygamberi Zişan efendimiz, görevini kusursuz yerine getirdi. O gün bu gün, kıyamete kadar onun yolundan gidenler, Hz insan olarak yoluna devam edecek. Bizde Hz insan olmaya ve Hz insan üretmeye, gücümüzün yettiği kadar devam edeceğiz. Gayret bizden yardım Allah’tan
İnandıktan ve iman ettikten hemen sonra, sadece iman edenlere ibadet farz kılındı. Zira iman eden kulunun peşini şeytan bırakmayacaktır. Allah’ı Zülcelal hazretleri, iman eden kuluna sahip çıkmak, şeytana kaptırmamak için uyararak, gece gündüz beni zikret diyerek, günün her saatini, her dakikasını, her saniyesini O’na kullukla geçirmemizi, insanları ve cinleri yalnız bana ibadet etsinler diye yarattım, ayetiyle de Benim rızamın dışında bir şey yapmayın diyerek, öğüt vererek, iman edenlere tavsiyede bulunacaktır. Korkutacak, müjdeleyecek, kural koyacak, bizi kaybetmemek adına ne varsa yapacaktır. Çünkü O Rab bizde kuluz.
Bizimde O’nu razı etmemiz adına, yaptığımız her şeyin ibadet olduğunu fark ederek yaşamamız, O’nu mutlu kılacaktır.
Düşünsene, kulum benden razı bende ondan razı ayetini bize gönderiyor ve bizimle irtibat kuruyor, bizim Ondan razı olmamızı istiyor.
Bence bu muhteşem bir buluşma. Size hem Dünya hem ahiret hazırlayan, sevmek için yürek veren, sizi eşrefi mahluk yapan, yani yaratılmışların en şereflisi yapan, size akıl veren, mal mülk, bağ bahçe veren, gözünüze görme, kulağınıza duyma, ağzınıza konuşma, dilinize tat, burnunuza koku alma ve saymakla bitmeyen rızıkları bize veren biri bana, benden razı mısın diyor. Razı mıyız? Elbette diyeceksin biliyorum. Bende razıyım, senin gibi düşünüyorum. Yalnız değilsin. Sağlıklı bir iman ve teşekkür için secdesiz olmaz, olursa kalpte huzurda olmaz. O’nun mülkünde isyan etmeden, israf etmeden, şikayet etmeden kul olarak yaşayıp, kul olarak O’na dönmekten ve bunu bilmekten, insan olarak doğup, insan olarak ölmekten, daha güzel ne olabilir ki? Demek ki inanmakla ibadet etmek bir bütün, sevgili dostum.