Sevgili dostum. Allah’ı Zülcelal hazretleri, müminleri tarif ederken, yeryüzünde tevazu üzere yürürler, kibirle değil derken, inanmanın ve ibadetin bizi tevazu sahibi yapmasını istiyor. Bu ayet bir teşviktir ve tevazu sahibi olanları daha çok sevdiği anlaşılıyor. Bana ibadet etsinler diye yarattım derken, insanı ancak ibadetin tevazu sahibi yapacağını anlıyoruz. Vaktinde yani akıl bali olduğumuzda yapacağımız ibadetlerin, bizi kıymetlendireceğini öğreniyoruz. Yeryüzünde insana, insanlığa en çok fayda verecek olanlarında, tevazu sahibi, güzel huylu, zühd yolunda olanların, başaracağını bize bildiriyor, tavsiye ediyor. Bizi çok seven, bizim Dünya ve ahiret saadetimizi isteyen Rabbimiz, iman edenlere, inananlara, mümin kullarına, vakti geldiğinde ibadeti emrediyor, borç kılıyor. Müminlerde ibadetin, Allah’ı zerre miktarı unutmamak olduğuna inanıyor ve takva sahibi olmak için, tevazu sahibi olmanın şart olduğunu kabul ediyorlar. Allah (cc) Peygamberine, eğer sen yumuşak huylu, affeden, merhamet sahibi ve tevazu içinde biri olmasaydın, sana kimse inanmaz, etrafında kimse kalmaz, dağılır giderlerdi diyerek, bize de İslam’ı tebliğ metodunu öğretiyor.
İnsana verilen, bahşedilen en büyük miras, irade, akıl ve nefistir. Akıl ve nefis, tasavvur edilemeyecek kadar büyük bir güçtür. Bu iki büyük güç ancak iradeyle kontrol edilebilir. İrade adeta bizi koruma adına merhamet yüklüdür. İrade ahiret yolculuğunda, tabelalar gibidir. Yolu tarif eder, okunmazsa hedefe varılmaz, uyulmazsa kazayı haber verir. Bu yüzden kul olmamızı, kulluğa tabi olmamızı bize tavsiye eder. Kulluk ahiret yolculuğunda seyir halinde olan insanı, sekteye uğramadan, sağ salim son durağa ulaştırır. Nefis hız yaptırır, akılsa hep kendine güvenir. İrade ise mola yani tefekkür ve ibadet ile huzurlu bir yolculuk sağlar. Kullukta ancak, dosdoğru yapılan ibadet etmekle taçlanır. İbadetse insanı usta bir kul yapar. Her işin çıraklığı olduğu gibi, ibadetinde çıraklığı vardır, ne kadar erken yaşta başlanırsa o kadar usta olunur. Yolda bırakmaz. Ufak tefek sıyrıklar, hatalar, kazalar olsa da, adı bile kazadır, telafisi mümkündür. Telafisi mümkün olmayanlar ise yoldan çıkmalardır. Bu yüzden yola erken girmek gerekir, itikat ve ibadete erken başlamak gerekir, yoldan çıkmamak için. İbadet yanlış anlaşıldığı, yanlış yapıldığı zaman, imamda olsan, papazda olsan, hamalda olsan kibir sahibi olursun. Doğru anlar, doğru yaşarsan, padişah da olsan, kralda olsan, çobanda olsan tevazu getirir. Vay o namaz kılanların haline ile benim kalbim temiz demek, üzgünüm ama aynı yerdedir. Onun gibi namaz kılmaktansa kılmam demekle, hem namaz kılıp hem münafıklık alameti göstermek, aynı tezgahın ürünüdür. Ayrıca ibadet sadece namaz değildir, fakat namazsız ibadette ibadet değil enaniyettir. İbadete namazla başlanır bütün hayatımıza yayılır. İslam ne öyle bir düşünceyi, nede böyle insanları üretir, tasvipte etmez. Varsa Müslüman’da hata, o kişiye aittir. Sorun İslami eğitimin hayatımızdan çıkarılma sorunudur. İslam’ı bilmediğimiz ve yaşamadığımızdan ya da yaşayamadığımızdandır. İslam temiz manada içerir. Hem temiz hem kirli olunmaz. Ya temizdir ya da kirlidir. Güreşçinin elini kolunu bağlayıp hadi güreş demekle, Müslümanların eğitimini yok sayıp haydi yaşa demek aynı şeydir. İslam’ın hayatımızda yeri olmadığı müddetçe, böyle insanlar, Müslümanım dese de olmaya devam edecektir. Suç ne insanın, nede İslam’ındır. Suç bataklığındır, onu kurutmadan gül bahçesi kuramayız.
Bataklığı kurutup gül bahçesi kurduğumuzda, o bahçede ne güller açar göreceksin. Ne cevherler çıkar bileceksin. Sivrisinek olursan bataklıktan beslenirsin, bal arısı olup bal yapman gerekir.
Allah’ı Zülcelal hazretleri yeryüzünde insana fayda vermeyen hiç bir şeyi yaratmamıştır. Sen insansın sinekte sana hizmet eder arıda, düşünürsen tevazu sahibi olursun, düşünmezsen kibirli, sen ancak ibadetle kibirden kurtulur, tevazu sahibi olur, Allah’ın rızasına nail olursun. Şunu asla unutma ibadetsiz tevazuda kibirdir, sahtedir, enaniyet getirir. Sana yakışan merhametli olmak, tevazu sahibi olmak, namazla başlayıp hayatın tamamını ibadete çevirmek, huzurlu bir Dünya kurup, buluşacağımız ebedi aleme hazırlanmaktır, sevgili dostum.