
Merhaba sevgili dostlar
Köşe yazarlığına başladığımda gerçekten korkmuştum. Yapabilir miyim? Konu bulabilir miyim? Diye, çünkü malum devlet memurluğu nedeniyle etliye, sütlüye, siyasete bulaşmadan minnoş konularda yazmalıyım. E benim dilim sivri kalemim isyankar olunca ve konuları içselleştirmede üstüme yok nasıl yapacaktım. Yapamadım, üç maymunu oynamaya başlayamıyorum. Nereye girsem ya da neye baksam farklı bakıyorum; anne olarak, sağlıkçı olarak, vatandaş olarak, insan olarak bakıyorum. Ülkemi seven biri olarak geleceğin korkusuyla, nesillerimiz için düşünerek gözlemliyorum.
Canı gönülden şehrimizi sempatik, yaşanır ve neşeli hale getirmeye çalışan herkese de ayrıca minnetlerimi sunuyorum. Elbette ki her şeyde kusur arayarak ilerleyemeyiz deneyerek ve yanıma paylarını tecrübe ederek ilerleyeceğiz.
Sevgili okuyucum; havalar iyice soğumadan deniz havasını ve güneşli günleri değerlendirin lütfen. Bir kitap alın ve sahile çıkın deniz manzarasında oturup derin nefesler alın ve zihninize güzel anılar kaydedin.
HELAK OLMAYA AZ KALDI
Hayat hızla vites atmış ilerliyor değil mi? Zamana yetişemiyoruz, koştursak bile bir yere varamıyoruz. Zamanın hızla akışı artık kıyamet nesli olan bizlerin sona doğru yaklaştığının habercisi gibi aslında..
Öleceğimizi bildiğimiz halde umursamayan bizler kıyametin kopacağını bildiği halde yine iskan, günah ve aymazlık içinde savruluyoruz. Lut kavmi ile ilgili yazılan her şeyi okuduğumuz halde nasılda o kavime hayranmış gibi yaşıyor değil mi?
Mesela, gündüz kuşağındaki programındaki aile yaşantıları ve köy yaşantılarını izliyor musunuz? Aile kavramı yok, namus yok, nefis ve komşuluk hiçbiri yok. Programları izlemesini duyuyorsunuz ve o kadar çok ki, resmen normalleştirmek için sürekli benzer konular gözlerimize sokuluyor. Hele son dönem şarkıcıların ne demeli, sanatçı demiyorum sanat eski zamanlarda kaldı. Sanat değil bunlar, bazı şeyleri normalleştirmeye çalışan şeytana hizmetçilikten başka bir şey değil. Çocuklarımıza cinsiyetsizliği, eşcinselliği, çıplaklığı normalleştirmek için yapılan şeylerin sanatla alakası yok +18 yazılarak yapılan konserler, giyinmeyi unutan kadınlar, ahlaksız sözlerden oluşan müzikli şarkılar benim gözümde çöp olsalar bile maalesef her yerde ve gittikçe popüler oluyorlar.
Eski şarkılar, filmleri, sözler ve aile hikayelerini yerini alan ahlaksızlık benim ruhuma zarar veriyorlar.
Nereden ve nasıl bu artış ve bu popülerlik bilmiyorum ama gittikçe artıyor. Zaman hızlı ve kutsal olan her şeyin unutulduğu ahir zamanlardayız. İmtihanımız büyük, kendi ruhumuzu ve çocuklarımızı korumalıyız.
Kendimizi izole etmekten bahsetmiyorum.
Öyle güzel eserlerimiz, Türkülerimiz ve sanat müziği eserlerimiz varken bu çirkinlikleri dinlemeyelim ve izlemeyelim.
Çirkinlik derken romanlardan bahsediyorum. İzlemeyin, okumayın ve dinlemeyin lütfen!
Mafyaya, ahlaksızlığa ve kötü olan, günah olan her şeyden uzak durun lütfen!
Modern çağın ozanı diye lanse edilen birinin kendi cinsi için yazmış olduğu ve adını aşk şarkısı diye lanse ettiği şeye lütfen dinleyip kulaklarınızı ve ruhunuzu zehirlemeyin.
Güzelliklere ve ahlaka sıkı sıkı sarılın lütfen!
Çocuklarınızın öyle yetiştirin
Kaliteli şeylere vakit ayırın lütfen.
- ROMANIM ÇIKTI
Sevgili okuyucum, bu hafta size yine kendim ile ilgili sevinçli ve çokça gurur dolu bir haber ile geldim.
Malumunuz, daha önce birkaç kez bahsettiğim gibi naçizane yazarlık hayatımın 6. romanı bu hafta satışa çıktı. Paranormal polisiye türündeki romanım ülkemizde ilk ve bu yerde başka yazan yok.
Kitaptaki kahramanımın yine özel bir yeteneği var ve suçlularla savaşırken paranormal yeteneklerinden faydalanıyor. Benim için yine heyecanlı ve gerilimli bir süreçti. Her yeni kitap ile aldığım ve tanınmanın vermiş olduğu yoğun bir sorumluluk ile daha dikkatli ve sorumluluk ile yazıyorum. Aylardır bana emanet olan bu eser şimdi sizlere emanet.
Umarım okursunuz ve beğenirsiniz. 6 tane romanım 3 tanesi seri roman yani ‘Kayıp’ serisi farklı kahramanlar, hayatlar, olaylar ve cinayetlerden oluşuyor. Diğer eserlerinde çılgınlıklarımdan ibaret yani aşk romanı denemem, tarikat cinayetleri ve son romanım siyasi maceradan sonra yine kayıp serisine dönüş yaptım.
Amacım, koşulsuz alkışlanmak ya da övünmek değil.
Tabi ki eleştirilerde olacak, beğenmeyenlerde hepsini dikkatle okuyor ve kafamda not alıyorum. Alıp okuduktan sonra sizlerde not alın yakında yapacağım imza programına gelin hem kitaplarım hakkında sohbetler edelim hem de tanış olalım.
Yazmak, çizmek ve üretmek beni motive eden ve bence yaratılış nedenim.
Bu dünyadaki varlığımın nedeni anne olmak, hemşire olmak kadar yazarak içimde ki çığlıkları başkalarını duyurmak.
Lütfen alın ve okuyun.
Şimdilik haftaya görüşmek üzere,
Sevgi ve saygılarımla..


