yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,4822
EURO
36,2388
ALTIN
2.960,73
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Parçalı Bulutlu
20°C
Yalova
20°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
9°C
Pazartesi Açık
10°C

CENGİZ KOÇAL’IN KİTABI: ANILARIM (2)

16.10.2023 15:34
0
A+
A-

Rahmetli Cengiz Koçal’ın (1984-1994 yılları arasında Yalova Belediye Başkanı) Anılarım isimli güzel kitabından (2006’da basıldı) alıntılar yapmaya, bu yazımda da devam ediyorum.

Kitabın, ‘Yalovaspor-Belediye İlişkileri ve Yalovaspor’a Başkan Olmam İçin Baskılar’ başlıklı bölümü, hem Yalova’yı hem de Yalovaspor’u içtenlikle seven insanlar için önemli bir yol gösterici vazifesi görüyor:

”Profesyonel bir futbol takımının ihtiyacı olan maddi kaynakların yaratılması gerekiyordu. Yalova’da bu şartlara uygun, bol paralı veya kara para aklayıcı bir kişi yoktu (böyle biri olsaydı bile zaten benim tanıdığım Cengiz bey o kişiden yardım istemezdi). Başka bir yol: Yörenin belediye başkanını kulüp başkanı yaparak, direkt veya indirekt belediyelerin veya maddi imkanı olan vatandaşlara ve kuruluşlara belediye kanalı ile baskı yaparak, para yardımının sağlanması imkanlarını kullanmak. Bu iki yöntem, çok az istisnalar hariç, Türkiye’de en kolay, zahmetsiz ve çabuk netice alması bakımından, hep uygulanmıştır ve uygulanmaktadır. Ben de bu iki yöntemin dışında, bilhassa Yalova’ya uygulanabilir olan üçüncü bir yöntemi hep savunmuşumdur. O da şu idi: Yalova’da köyleri de içine kattığımızda, çok sayıda futbol kulübü var. Amatör kulüplere, semt sahaları, kulüp binaları vs. yapmak suretiyle, amatör futbolcuları daha iyi yetiştirmek, Yalovaspor’un da bu kulüplerle çok iyi diyalog kurması neticesinde, onlara ağabeylik yaparak oralarda yetişen kabiliyetli gençlere sahip çıkması ve kendi bünyesinde onları iyi yetiştirerek, yeni parlayan bu gençlerin Yalovaspor’da oynar hale gelmelerini sağlamak ve bunların içinden sivrilmiş olanları da satmak suretiyle kaynak yaratmak. Yalova’da bu potansiyelin var olduğuna inanıyordum, hala o inançtayım. Benim bu önerim gayet sabır ve zaman gerektirecek ama kalıcı bir yöntemdi… Yalovaspor’un sorunları ile ilgilenmişimdir ama belediye başkanlığı sıfatını taşıyarak kulüp başkanlığını, ısrarlı taleplere rağmen yapmamışımdır. Bu taleplere olumlu yaklaşmamamın sebebi, belediye kaynaklarını gayri yasal yollardan Yalovaspor’a kullanma veya kişilere belediye kanalı ile menfaat sağlayarak, onlardan Yalovaspor’a parasal destek alma gibi yasal ve etik olmayan davranışlara ‘ola ki tevessül ederim’ korkusundan değil (çünkü o konuda kendime güvenim tamdı), zaten zaman açısından yetişmekte zorlandığım belediye çalışmalarını aksatırım endişesindendi… Yeni çıkan belediye yasasına göre, benim geçmişte hep savunduğum şekliyle, artık belediye başkanları profesyonel kulüplere başkan olamamaktadır… Belediye başkanının başkan yapılmasında hedeflenen, belediyenin müteahhitlere, iş dünyasına vs. yerlere, belediyenin veya kamunun zararına olacak kıyaklar yapması neticesinde, Yalovaspor’a maddi kaynak sağlamak. Şundan emin olabilirsiniz ki; bu yaratılan gayri ahlaki maddi kaynak karşılığında, kaybedilen toplumsal zarar olarak, belediyeden kat be kat geri alınmaktadır. Bu böyle biline…”

*****

‘Belediyenin Kiralık Gayrı Menkulleri’ başlıklı bölümde de şu cümleler yer alıyor:

”Devraldığım Yalova Belediyesinin gayrı menkullerine, yaklaşık bir o kadar daha da ilave ederek devrettim. Hatırladığım kadarıyla, belediyenin hiç bir gayrı menkulünü olmadık sebeplerden satmadım. Bunları söylerken, belediye hiç bir gayrı menkul satmaz demek istemiyorum. Satılmasında bir zaruret olur, o zaman pek tabii satılır, ama para tahsil etmek için satışın yapılması hatadır. Çiftçinin ürün veren tarlasını satarak oğluna düğün yapmasına benzer bir davranıştır bu. Öbür yıl alacağı ürünün azalmasına ve daha da fakirleşmesine sebep olacağını görememektir bu…”

*****

‘Arsa ve Arazi Düzenlemesi Uygulamaları’ başlıklı bölümde de şunlar yazıyor:

”İmar Yasasına göre, İmar Planı uygulamalarında kamulaştırma, ifraz veya yola terk işlemi, arazi ve arsa düzenlemesi şeklinde yapılması öngörülüyor… Yalova’nın imar planlarını bitirdiğimizde, takriben 3.000 dönümlük kısmına bu uygulamayı yapmayı kararlaştırmıştık. Türkiye’nin her tarafından gelen belediye başkanlarının bir arada buluştuğu bir toplantıda, bu uygulamayı başlatacağımı söylediğimde, tecrübeli belediye başkanlarının bana söylediği aynen şöyleydi: ‘Başkan önümüzdeki dönem her halde aday olmayacaksın. Şimdiye kadar bu uygulamayı yapan hangi belediye başkanı olmuşsa seçimi kaybetmiştir. Ben de kendilerine aynen şunu söylediğimi çok net hatırlıyorum, ‘bu uygulamanın doğru olduğunu siz de kabul ediyorsunuz, ben bundan vaz geçmeyeceğim, varsın seçimi kaybedeyim’… 1994 yılındaki seçimleri kaybetmeme sebep olan birkaç icraattan biri de bu arsa düzenleme olayıdır. Yapılan icraatların doğru oluşu, kamu menfaatini öngörmüş olması, seçmenden beğeni alma anlamına gelmiyor maalesef. Sırası gelmişken merak edenler için söyleyeyim: Seçimi kaybetmeme sebep olan diğer icraatların başlıkları; kaçak yapılaşma konusunda müsamahalı hareket etmemiş olmam, küçük sanayi sitesine gitmemekte direnen 400 civarındaki esnafın kapılarına kilit vurmam, yani mühürlemem, eş dosta ve partililere kıyak yapmamış olmam…”

*****

Kitaptan alıntılamak istediğim son bölümün başlığı, ‘Gururumuz Lale’:

”Yalova’nın kardeş şehirleri ile ilişkileri hakkında daha önceki bir başlıkta, Japonya’nın Tonami şehrinden söz etmiştim… Oraya gittiğimde gördüm ki; Tonami kent ekonomisinin %80’i çiçekçilikten oluşuyor. Hatta bu çiçekçilik tamamen lale çiçeği üzerine. Sonradan anlaşıldı ki, bu kardeş şehir kurma girişiminin esas amacı, lalenin kökeni olan Türkiye’deki lalecilik konusunda bilgi alış verişinde bulunmakmış, ondan dolayı da, Türkiye’de çiçekçilik konusunda gelişmiş bir kentle kardeş şehir kurma talepleri olmuş. Bir süre sonra bir yazı ile bize ricalarını ilettiler. İstekleri şu idi: Tonami’den bir heyet Yalova’ya gelecekmiş, gelen heyet lale konusunda uzman kişilerden oluşuyormuş. Bu heyete Türkiye’deki lalecilik ve tarihi gelişimi konusunda bir brifing verilebilir miymiş. İstenilen bu bilgileri verecek birisini bilmediğimiz halde, kendilerine olumlu yanıt verdik. Çünkü düşünüyorduk ki, Türkiye’de bu konuda uzman birisini buluruz elbet. Neticede ilk müracaat ettiğimiz makam, hemen yanımızdaki Bağ Bahçe Araştırma Enstitüsü oldu. Ama maalesef bu müessesede böyle birisi yoktu. Akabinde Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesine müracaatımız oldu, oradan da bir netice alamadık. Birkaç ziraat fakültesine de müracaat ettik. onlardan da bir netice alamadık. Sonuçta Tarım Bakanlığından bu konuda yardım talep ettik. Oradan da maalesef olumlu bir yanıt gelmedi. Onlar da bu konuda bilgi sahibi değillermiş!!! Tonami’den gelecek heyetin geliş tarihi yaklaşıyordu. Lalenin menşei Türkiye olduğundan hep öğünüyorduk da, bu konuda bilgisi olan bir kişi dahi bulamıyorduk!! Bir tesadüf eseri, böyle birinin var olduğunu öğrendik. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinde ziraatle ilgisi olmayan bir profesörün ismini verdiler. Sağ olsun, verilen tarihte Yalova’ya gelerek bizi bu zor durumdan kurtardı…”

*****

Rahmetli Cengiz beyin SHP’ye geçtiği yıllarda (sanıyorum 1988 yılıydı), ben de SHP üyesiydim ve anlattıklarının bir bölümünü, böyle detaylı olmasa da, ana hatlarıyla biliyorum. Partinin önde gelen insanlarından bazıları, yasal olmayan isteklerini kabul ettiremedikleri için, onun başkanlığından hiç memnun değillerdi. Ayrıca bazı sosyalist görüşlü insanların da (sayıları az da olsa), hemşehrilerinin gecekondu yapmasına Cengiz beyin engel olmasından rahatsız olduklarını da biliyorum (bunda, tamamen olmasa da, 1970’lerin solundaki gecekondu romantizminin payı vardı). Bu iki grup da, 1994 seçimlerinde Cengiz beyin karşısındaki en güçlü rakibe destek vererek, seçimin kaderinde etkili oldular…

Anılarım kitabı, Yalova’da siyaset yapan veya yapmayı düşünen insanlar için (özellikle de belediyeye aday olmayı düşünenler için) oldukça faydalı bir kitap. Gelecek nesillerin de, bu kitap aracılığıyla, Cengiz beyin dürüst ve ilkeli duruşundan çok şey öğreneceklerini umuyorum…

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.