..“Bu ne bir kişinin hayatını tek başına anlatan bir biyografidir, ne bir tarih kronolojisidir, ne de bir tarih değerlendirilmesidir. Ama belki de hepsidir!”
Kitaba ismini veren Şeyh Bedrettin’in hayatından kesitler anlatan Yalova eski Valisi Prof. Dr. Yusuf Erbay, “Bu kitap basılırken İmge Yayınevi’ne şöyle bir kitap yazdım diye gönderdim. Benim akademik eserlerimi de orada basarlar. İmge yayınevi önemli bir yayınevidir. İnanılmaz bir dönüş aldım oranın sahibinden. Bu kitabın çok farklı bir tarzda yazıldığını belirtti. ‘Sizden böyle bir şey beklemiyorduk’ dediler. Bu kitapta başka şeyler var. Burada tarih var. Burada biraz edebiyat var. Kitabın yazılış biçimi de içeriği de çerçevesi de biraz farklıdır; bilemiyorum” dedi.
‘KENDİNE ÖZGÜ TARZIYLA BİR KİTAP’..
“Bu ne bir kişinin hayatını tek başına anlatan bir biyografidir, ne bir tarih kronolojisidir, ne de bir tarih değerlendirilmesidir. Ama belki de hepsidir” diyen Erbay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biraz Nesin, biraz Nazım, biraz tarihin sarkacında Bedrettin’e kadar giden, oradan bize kadar, bugüne kadar gelen, kendi yaşantıma kadar zaman zaman gelen bir yapılanması vardır. Kitabı okuyan arkadaşlarımızdan çok enteresan dönüşler aldım. Bir tanesi çok ilginçti. Bir savcı arkadaşım ‘kitaptaki italikler kimin?’ diye sordu. ‘İtalikler zaten benim’ dedim. Benim olan kesin italikler ve o kitabın diğer kısmı da olduğu gibi. Yani hiçbir şekilde bir ne atıf vardır ne bilimsel bir eserdir. Ama bu tarihi gerçeklere dayalı olarak gerçeğin efsanesine dönüşen Bedrettin’in hayatını anlatan, kendine özgü tarzıyla bir kitap. Değerlendirmesi okuyucuya ait. Onlardan gelen tepkileri de değerlendiriyorum. Beğenen oluyor, beğenmeyen oluyor. Özellikle Bedrettin hakkında daha önce yazılan, çizilenlerle O’nu bir yere yerleştirmiş olanlar ve illa orada görmek isteyenler benim çizdiğim Bedrettin’den biraz hoşlanmayabiliyorlar. Bir Şerafettin Efendi’nin risalesi bir de Aşık Paşazade tarihine bu konuda erişebilmiş. Onun dışında zannediyorum biraz da menakıba bakabilmiş. Benim kaynaklarım arasında da bunlar yer alır.”
’48 ESERİ BULUNUYOR’..
Şeyh Bedrettin’in 48 tane eserinin olduğunu ve bu eserlerden başka eser görmediğini söyleyen Prof. Dr. Erbay, sözlerine şöyle devam etti: “2012 yılında Ertuğrul Günay, Şeyh Bedrettin’in üç tane büyük eserini büyük bir ekibe çevirtti. Yetkin bir ekibe. Şeyh Bedrettin’in 48 eserinden bahsettik. Bunlardan bir tanesi Türkçe. Bu da tasavvufla ilgili olan. Diğerlerini Mısır’dayken yazdığı Arapça eserler. O zamanın yazı dili olan. O zamanın ilim dili olan Kahire’deyken yazdığı Arapça eserler. Şeyh Bedrettin tarih olarak 1358 yılında Birinci Murat Hüdavendigar devrinde doğmuş. Yıldırım devrinde yaşamış. Daha sonra Musa devrinde yaşamış. Şeyh Bedrettin’in önemli özelliklerinden biri de Musa Çelebi’nin kaz askeri olması. Onun için bunu önemsiyorum. Ve işte Birinci Mehmet dönemine denk gelmiş ve başkaldırısı da o dönemde olmuştur. Şeyh Bedrettin soy olarak Selçuklu Sultanı Alaaddin’in erkek kardeşinin oğlu Abdülaziz’in oğlu İsrail, O’nun oğlu Şeyh Bedrettin’dir. Şeceresi kabaca budur. Yani kendisi bir Selçuklu veziridir.”
KEĞAZ, TEŞEKKÜR ETTİ..
Gerçeğin Efsanesi İnsan Bedreddin isimli kitabı okuyup çok etkilendiğini ve eski Yalova Valisi Prof. Dr. Yusuf Erbay’a söyleşi yapması için ricada bulunduğunu ifade eden Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Yalova Şube Başkanı Leyla Keğaz ise yaptığı konuşmada şu sözlere yer verdi: “Yusuf Erbay Valimizin daha önceden bir kitap toplantısına katılmıştım ve çok etkilenmiştim. Özellikle Bedrettin’in hikayesini daha önceden okumuştum. Ve onları o kadar özet bir şekilde kendi yorumunu katarak bir kitap haline getirmiş. Bizimle de bir söyleşi yapmasını çok istedik. Özellikle gençlere böyle bir şeyi anlatması ve Yalova’daki tüm arkadaşlarımıza anlatmasını çok istedik. Valimiz Prof. Dr. Yusuf Erbay’a katılımlarından dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi.
Programın ardından Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Yalova Şube Başkanı Leyla Keğaz, Yalova Eski Valisi Prof. Dr. Yusuf Erbay’a çiçek takdiminde bulunarak teşekkürlerini sundu.