Bu pazar günü ülkemizde seçim var. Seçimle ilgili yazmamı beklediğinizi tahmin ediyorum. Ama ben böyle yapmak istemedim. Dünyada 200 kadar ülke var ve dünyanın geri kalanında bir iyileşme, bir düzelme olmadan Türkiye’de de gerçek anlamda ciddi bir iyileşme olacağına inanmıyorum. Bundan dolayı da seçim ile ilgili yazmak yerine daha önemli bulduğum konular hakkında yazmayı tercih ettim.
Bir süredir ülkemizde, batıda, Çin’de vs hep yokluk yoksulluk konuşuluyor. Ülkemizde hep bir kalkınma ve büyük devlet olma hayali de var. Sonuçta bir zamanlar imparatorluk idik. Ama çözüm üretmek ve üretilen çözümleri uygulamak hiç kolay değil çünkü insanımız zihinsel anlamda oldukça kapalı ve bu yüzden de pek çok çözüm önerisini düşünmeden reddediyor. Öbür ülkelerde de bir sürü dinozorlaşmış çıkar grubu var ve işlerine gelmediği için çok daha müreffeh bir dünya yaratabilecek pek çok şeyi engelliyorlar. Peki ya yapacak hiç bir şey yok mu?
Ortodoks bilimin ve dünya düzeninin dışladığı pek çok bilim adamı var ve bunların bazıları halen hayatta. Hayatta olanların dışında hayatta olmayanların da asistanları ve ürettiği yayınlar mevcut. Bunların önemli bir kısmı hali hazırda internette mevcut. Bu bilim adamlarının ortak özelliği ise bilimsel ortodoksiye muhalif olmaları ve bundan dolayı dışlanmış, engellenmiş ve hatta eziyet çekmiş olmalarıdır. Kendi ülkelerinde hak ettiği değeri görmeyen bu insanlara eğer ülkemiz alan açar, destekler, teşvik ederse seve seve bizim için çalışacaklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Tabi şunu da inkar edemem ki bu bilimadamlarının yapacağı şeyler global plütokrasinin hiç işine gelmeyecektir ve dolayısıyla dünyadan bu çalışmalara ciddi baskılar gelecektir. Ve ayrıca ortodoks bilimin reddettiği Anti-Gravity ve Kırmızı Cıva gibi şeylerin bazıları her ne kadar açıktan inkar edilse de büyük güçler tarafından gizlice kullanılıyor veya en azından araştırmaları yapılıyor; Sonuçta 2. Dünya Savaşı sırasında Manhattan Projesinde elde edilen pek çok veri de savaş bitene kadar bilim camiasına duyurulmamıştı.
Ne işe yarayacaklar? Bu insanlar birçok değerli buluşa imza atmışlardır. Ancak gerek heterodoks olmaları, gerek global plütokratların para kaybetme korkusu, gerekse de büyük devletlerin bu teknolojilerin devlet sırrı olarak kalmasını istemeleri bu değerli buluşların hepimizce kullanılmasının önündeki çok ciddi bir engeldir. Mesela ABD envanterindeki bazı uçakların Anti-Gravity teknolojisini kullandığını söylüyorlar. Rusya’da Norilsk gibi Sovyetler zamanındaki gibi kapalı şehirler var ve oralarda kimbilir neler yapıyorlar! Hayal edemeyeceğimiz şeyler belki çoktan vardır ama gizleniyordur. Pekçok şeyi de hayal bile edemiyor olabileceğinizi hiç düşündünüz mü? Sonuçta arabalar ve trenler ilk ortaya çıktığında insan vücudunun saatte 30 km’den daha büyük hızları kaldıramayacağını söyleyenler vardı. Veya mesela basit işlemler yapabilen oda büyüklüğünde bilgisayar icad edildiğinde ‘Dünyada icad edilecek başka birşey kalmamıştır’ da denmemiş miydi?
Elitlerin toplumları kontrol altında tutmak için bilerek ve isteyerek kıtlık çıkardığı konuşulan bir konudur. Ancak ben size başka bir örnek vereceğim: Phoebus Kartelini duydunuz mu? Ampul üreticilerinin karteli. Kısa sürede yanan ampuller üretmek üzerine anlaşmışlardır ki bu sayede sürekli ampul satmaktadırlar, kaliteli ampul üretmeye kalkan birisini de şiddetle cezalandıracaklardır. Bunun gibi sayısız örnek mevcuttur. Neden akıllı telefonunuzun ömürlük olmadığını şimdi anladınız mı? İşte bu bilim adamlarıyla bu sorunun üstesinden gelebilir, hatta global plütokrasiyi yenebiliriz.
Bu bilim adamlarının bize altın tepside sunacakları arasında ciddi hastalıkların kesin ve net tedavisi, bilgisayar alanında ilginç teknikler, çok ucuz enerji, uzaya gidişi çok kolaylaştıracak yöntemler ve başka birçok şeyin var olduğuna inanıyorum.
Kaybedeceğimiz hiçbir şey yok. Kazanacağımız ise çok şey var.
Dünya ekonomisinin yaklaşık büyüklüğü 2023 itibariyle 100 trilyon dolar civarıdır. En büyük şirketler olan Aramco ve Apple yaklaşık 2 trilyon dolar büyüklüğündedir; fosil yakıt ve teknoloji… Bir de bunların devasa gücüne rağmen, tahmin edileceğinin aksine ayakta durmakta pek de zorlanmayan rakipleri var elbette; mesela Gazprom ve Amazon! Onun dışında 2021 ve 2022 yıllarında dünya sağlık sektörünün sadece yıllık geliri 1,5 trilyon dolara yakındı. Tabi dünya ekonomisinde başka dev ötesi şeyler de var elbette.
Oswald Spengler ve Carl Schmitt gibi Liberal demokrasinin aslında Plütokrasi olduğunu söyleyenlerin sesi hemen hemen sıfırlanmış durumda. Günümüzde global plütokrasiyle doğrudan çatışan ve çelişen hemen hemen hiçbir güç kalmadı. FSB, Çin Komünist Partisi, Dünya Evanjelik Kiliseleri gibi dünya düzeniyle çatışmayan ve çelişmeyen ancak sonuç olarak global plütokrasinin dışında bir güç olan ve birgün çatışması ve çelişmesi mümkün olan bazı güçler halen ayakta ve bu durum insanlık adına çok büyük bir şans olabilir. Bunun dışında global plütokrasi, sanılacağının aksine yekpare bir yapı değil ve içinde pek çok güç çekişmesi var; 90’lı yıllardan itibaren kendilerine yönelen son doğrudan tehditlerin ortadan kalkmasıyla da plütokratların birbirleri arasındaki çelişkileri görmezden gelmeleri için bir sebeb kalmadı artık. Bu da insanlık adına bir başka şans bence! Mesela Fosil Yakıt ve Yenilenebilir Enerji lobileri arasındaki güç çekişmesi sayesinde Climategate ve Denialgate gibi skandallar ortaya çıkabildi. Climategate skandalında ‘Küresel ısınma vardır’ diyen bilimadamlarının, Denialgate’te ise ‘Küresel ısınma yoktur’ diyenlerin yolsuzlukları ve bilimi bilerek saptırdıkları ifşa edildi. Bunun dışında hakkı yenmiş bir bilimadamı olan Amnon Marinov‘a özel ilgisi olanların bilebileceği bir örnek vereceğim: Süperağır elementler konusu, sıradan insanların yaşamını doğrudan etkilemediği için pek üstüne gidilmeyen bir skandal hikayesidir! Amnon Marinov, Element 112‘yi global kimya otoritelerinin işine gelmeyen bir yöntemle üretmeyi başarıyor; tabi bu başarının kabul edilmesi istenmeyen bir şey çünkü hasır altı edilmezse çıkarı olan birileri bir daha Marinov’un gereksiz kıldığı inanılmaz para harcanacak projelere kaynak bulamayabilir. Gerçi Marinov’un Element 112’yi bulduğunu inkar da edemiyorlar tabi! Ama dediğim gibi Element 112 sıradan insanların hayatlarını doğrudan etkilemediği için pek önemsenmeyecek! Gene de iyi bir örnek bence!
Mücadele, bağnazlığa ve yobazlığa karşı mücadele! Mücadele, global plütokrasiye karşı mücadele! Neden çok daha fazlası varken sürüye katılıp 3-5 şeye razı olalım ki? 200 yıl önce Yalova’dan Bursa’ya gitmek 1 gün sürüyordu; şimdi bir günde dünyanın öbür ucuna gidebiliyoruz! 1 günde ışık yılı mesafeleri de gidebiliriz elbette! Ama kapitalizm tıkanmış durumda! Komünizm çöktü ve dolayısıyla da kapitalizm rakipsiz kaldı. Kapitalizm de illa bir gün çökecek. Ama nasıl? Günümüzdeki dünya kapitalizminin Adam Smith‘in tezlerinden oldukça farklı olduğunu görebilirsiniz. Bir insan eğer kısa yoldan köşeyi dönebiliyorsa neden zor yolu seçsin ki? Ama sırlar ve gerçekler ortaya çıkarsa durum çok başka olabilir. Düşünün ve sorgulayın! Bu alternatiflere sahip çıkanların kazanmaması imkansız! Günümüzde dünyanın pek çok yerinde gelir adaletsizliği ve reel gelirlerin azalıyor oluşu, bu gerçeklikleri yaşayan halklarda ciddi bir kaynama yaratıyor. Bu kaynamadan kim karlı çıkacak? Düşünmelisiniz! Sormalı sorgulamalısınız!
Acele karar almayın; acele işe şeytan karışır. Sakin olun. İyi düşünün! Bolca sorgulayın! Zihninizi yeni olasılıklara açın! Bambaşka bir ihtimal olamaz mı gerçekten de?
