
MERHUM RAİF DİNÇKÖK VE MERHUM SELÇUK ERGİN’İN KEMİKLERİNİ DAHA FAZLA SIZLATMAYIN.
AKSA’SIZ YALOVA, YALOVA’SIZ AKSA OL-MAZ!
Aksa ve AksaCarbon’da yeni bir dönemin ayak sesleri..
YENİ YÜZLERLE YALOVA’YA YÜZÜNÜZÜ DÖNÜN ARTIK!

- Haber/Yorum - İbrahim Yurdagül
- Bundan tam 22 yıl önce, 11 Haziran 2003’te aramızdan ayrılmıştı; Merhum Selçuk Ergin. 22 yıl içinde onlarca profesyonel geldi-geçti; grubun Yalova’daki fabrikalarından. Ve hiçbiri O’nun boşluğunu dolduramadı, O’nun Yalova’ya olan sevgi ve bağlılığının yanından bile geçemedi.
Bugün, Merhum Ergin’in genç bir mühendis İken işbaşı yaptırdığı bir isim Aksa’nın başında ve O isim, Didem Tunçbilek bir umut oldu. Hemen sonrasında Amerikalı, İtalyan CEO’lar gitti, yine bir Türk, DowAksa’dan AksaCarbon’a evrilen şirketin başına geçti: Ahmet Koman. Bakalım, bu iki isim ile birlikte Yalova yereliyle el ele, kol kola olunan günler geri gelecek mi; göreceğiz.
- Yalova ile birlikte hareket etmek, Yalova yereliyle ortak paydada buluşmak ne demek? Çok basit; sorumlulukları ve elbette kazanımları paylaşmak Akkök Şirketler Grubu, sadece Merhum Raif Dinçkök’ün evlatlarına ve torunlarına bir dede mirası değil, aynı zamanda Yalova’ya bir miras. Ve işte o mirasın mirasyedisi olmak istemez; hiçbir Yalovalı. Yalovalı; sadece verilen sözlerin yerine getirilmesini, yan sanayi ve tedarikte tercih edilmeyi, desteklenmeyi, kabul görmeyi bekler. Hakkı mıdır; sonuna kadar hakkıdır. Bu şehrin havasını, suyunu, toprağını paylaşan insanlar, yaşamın her noktasında birbirine sahip çıkmak, destek olmak, desteklemek zorundadır.
……………………………….
- Merhum Selçuk Ergin, -90’ların sonlarında ve 2000’lerin başlarında OSB’yi ‘KARMA OSB’ olarak Yalova’nın gündemine ilk sokan isimdi. Çok mücadele verdi. Ancak o günkü siyasi yapı izin vermedi ve bir de; ömrü vefa etmedi.
Sonrasında gelenler O’nun izinden gideceklerine, ‘YALOVA’YA SIRT ÇEVİRMEYİ’ tercih ettiler ve bugünlere gelindi. İşte bakın; fabrikalar bünyesindeki YALKİM OSB’de tek bir Yalova müteşebbisi, yatırımcısı var mı?
- Bir tek 2011 ve 2012 yıllarında, dönemin Aksa Genel Müdürü Mustafa Yılmaz bir çıkış yaptı, karbon elyaf ham maddesinin ürünü olan kompozit sektörünün tüm kazanımlarının Yalova yerel müteşebbisinin kontrolünde olmasını, gerekiyorsa kümelenme modeli ile ortaklıklar tesis edilmesini önerdi ve savundu. Ancak bu çıkış da saman alevi misali çabuk söndü ve verilen sözler havada kaldı.
Bu tarihsel süreci niye sizlerle paylaşma, özetleme ihtiyacı duyduk? Zira, her gelişmenin, olumlu ya da olumsuz her sonucun bir çıkış noktası, bir sebebi vardır; bunun iyi bilinmesini istedik. Eğer bu iyi tahlil edilmezse, sanki birileri gruptan şahsi çıkarlar peşindeymiş gibi bir algı oluşur ki, bu, kimseye bir fayda sağlamaz ve her zaman olduğu gibi sadece Yalova’ya, Yalova’nın yerel dinamiklerine kaybettirir. Her iki taraf da birbirini iyi ve doğru anlamalı ki bir sonuca ulaşabilelim. Aksa ve dolayısıyla grup, Yalova’nın talep ve beklentilerini iyi anlamalı. Başta YTSO olmak üzere odalar ve STK’larla uzlaşı sağlayabilmeli. Merhum Ergin sonrası geçen çeyrek asra yakın zaman, kazananın olmadığı, Aksa’nın yereldeki imajını zedeleyen, Yalova müteşebbisinin de hayallerini körelten bir süreç oldu. Artık buna bir son verilmeli. İşte tam da bu noktada, Aksa ve AksaCarbon’un yeni ve genç genel müdürlerine çok iş düşüyor. Süreç iyi yönetilir, ilişkiler sağlıklı bir zemine oturtulur, eleştirilerden gerekli dersler çıkarılır, Yalova ortak paydasında buluşulabilir ise güzel şeyler olabilir ve bunun da kaybedeni olmaz.
- Bakalım; bekleyip-göreceğiz. Neler olacak, neler yaşanacak? Her şey eski tas eski hamam misali bilinen şekliyle mi devam edecek yoksa hakikaten bir şeyler olumlu yönde değişecek mi? Daha doğrusu; Yalova’nın kayıp yılları devam edecek mi, yoksa bu güzel şehir, başta ekonomi olmak üzere, her alanda kazananların, vizyonunu yükseltenlerin şehri mi olacak? Biraz sabır..


