Neyi eskittiğimize bakalım, bizi temsil eden odur diyebiliriz. Kaç tane eskittiğimizin cevabı da eskiyene bağlılığımızı gösteriyor esasen. Eskittiklerimizin emrinde, eskittiklerimize müştak, eskittiklerimizle geçen bir yaşam içindeyiz.
Eskiyen cep telefonlarımız var. Teknoloji değiştikçe eskiyen, şarjı uzun gitmedikçe, yıpranıp birkaç fonksiyonu eksilince yenisine gözümüzü kaydırdığımız telefonlarımız en çok eskittiklerimizden. Geçen gün üniversite ilk yılında babamın bana alıp gönderdiği Ericson marka cep telefonu ile başlayan cep telefonu eskitmelerim geldi aklıma. Yaklaşık 10 adet eskitmişim 24 senede.
Kıyafetlerimi düşündüm. Her günümde dolaptan seçip giydiğim. Eskitmeye bile fırsat vermediğim kıyafetlerimi. Modası geçen, bedeni olmayan ya da ufak bir defosu sebebiyle giymekten vazgeçtiğim kıyafetlerim. Kıyafet geri dönüşüm kutularına ya da ihtiyaç sahiplerine ulaşsın temennisiyle verdiğimiz kıyafetler aklıma geldi. Giyim mağazaları sürekli yeni şeyler üretip satıyor ise aynı oranda eskimesi gerek kıyafetlerin. Hiç de öyle aynı orana sahip değildir zannedersem. O zaman eskiyen kıyafet değil de heves ve şımarıklık mı? Belki de.
Arabalarımı düşündüm. 1963 model kırmızı tosbağa ile başlayan araç eskitmelerimin tarihi 2001 idi. Benim için yeni olan şey aslında 38 yaşındaki bir arabaydı. Bir sürü anı biriktirip askere giderken eskitmiştim. Sonrasında da takriben 10 civarında araba eskitmişim. Her alışımda heyecan dolu oluyor insan, ilk bir hafta gözü önünde, sonra rağbet azalımı ve eskitme…
Arkadaşlarımı düşündüm. İlkokuldakileri ortaokulda, onları lisede, lisedekileri üniversitede, üniversitedekileri askerde, askerdekileri memuriyette, onları işyerimde, işyerimdekileri de Umut Mühendislik’te eskittiğimi gördüm. Eskimeyenler de var ama oransal olarak çok azlar. Konya’da edindiğim arkadaşları İstanbul’da, bu iki kadim şehir arkadaşlarını da Yalova cennetinde eskittim.
Evlendim evleneli ona yakın ev eskittim. Her birinde yuva kurup sonra daha uygununa geçtim. Kendi evimi de eskittim, şimdikini de eskitiyorum. Her evde eskittiğim mobilyalarım ve eşyalarım oldu. Yeni evlerde kurduklarım, taşınırken attıklarım, kullanmayacak olup verdiklerim. En son yirmi senelik yatak odası takımımızı eskitip verdik öğrencilere. Onlar için harika bir yeni eşya idi. Çok mutluydular bizim hüzünle değiştirmek zorunda kaldığımız eşyadan.
İşyerimde üç mekan eskittim. Son mekanda on yıla yakındır bulunuyorum. Seneye nasip diyorum eskidiğini gördükçe. İlk dükkanda firmamı kurarken ameliyat yaramla yapmıştım iç boyasını. Ne kadar yeni idi her şey. Şimdi kahvaltı mekanı olmuş benim eskittiğim dükkan. Onlar için yeni halbuki…
Bu satırları yazdığım 5. laptop eskittiğim. Her birini aldığımda özenle kurmuştum. Tüm yazılımların düzenli olması için dosyalamam çok ihtimamlıdır. Her eskiyenin bir yeri oldu. Yeni kullanıcıları için harika cihazlardı.
Bu yıl eskittiğim 42. yaşı da rafa kaldırdım. 43 de 42 kadar yeniydi. Yarısı bitti eskiyor. Yenisi için hazırlıklar yapılmaya başlandı. “Seneye” diyor cümlelerimiz içinde yeni yaş hazırlığı hakkında. Oysa her yaş ne kadar taze ve kullanışlı idi.
Pandemi eskittik yenice mesela. Maske yeniydi bizim için, şimdi eskidi. Hala kullananlara hayret eder olduk. Oysa ne ilginçti kulaklarda verdiği his. Eskidi aşı konusu. Her yeni mesele ile eskiyor mevcutlar. Aşı için kime ne zaman yapacaklar merakı ile e-devlet kontrolü yapanlara koli koli aşı versen yapmazlar şimdi.
Yerine daha iyisini koyacağımızı düşündüğümüz her şeyden vazgeçiveriyoruz. Eskittiklerimiz kıymetsiz, yeni gözde. Büyük bir sınavdayız esasen. Yeni nimetin eski nimeti şükürsüzce unutturduğu acayip bir sınav.
“Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı” derler eskiler. Bugünlerde eskitmekten geri durmak gerek. Daha uzun kullanmak, daha kıymet bilmek, daha uzun kullanmak gibi. Zira ekonomik zorluk insanımızı daha iktisatlı, daha az müsrif, daha çok geri dönüşüm sever, daha çok yeniden kullanıcı, daha sportif yapmakta. Artık daha az araç kullanmanın, daha az israf etmenin, daha az eskitmenin derdi sardı herkesi. Bit pazarlarına nurun yavaştan yağacağı bir zor dönem önümüzde.
Herkes neyi eskittiğine, neyin eskimemesi için tedbir alması gerektiğine ve neyi yenilemesi gerektiğine iyi karar versin. Yerine daha iyisini hazırlamadan değişim gerek diyenler dımdızlak kalmaya da hazır olmalı.
Yeni seccadenizi almadan eskittiğinizden vazgeçmeyin müslümanlar. Vardır vardır eskittiğiniz seccade… Günde 5 vakit neyin üzerinde o hareketleri yapsanız eskir. Yok mu yoksa? Araba, telefon, iş, kıyafet, bilgisayar… Hepsinden eskitmiştik ya…
Vesselam.