Kaptan Okan Erözalp, HABERCİ aracılığıyla Güney Amerika’dan, Şili’nin Antofagasta şehrinden Yalovalılara seslendi.
..“Arazinin al takke ver külah siyaseti ile elden ele Suudi firmasının eline geçtiği dönemi tüm Yalovalılar hatırlıyor. Toplam 37 dönümlük Ata mirası bu arazi kimler tarafından, kimlere peşkeş çekildi; tüm Yalova biliyor.”
..”Yalova’nın önünde iki yol var: 1- Arazinin Suudili sahiplerinin bastırması ile burasının tekrar imara açılması yüksek ihtimal ve de beklenti bu yönde. 2- İmar olmaz ise 500 milyonluk tazminat, hatta belki de çok daha fazlası kapıda.”
..”Atatürk’ün halkına bıraktığı çiftlik arazisinin en kıymetli parçası yıllar içinde bu noktaya getirildi. Buna sebep olan insanlar da belli ve yaşananlar karşısında hiçbirinin ağzını bıçak açmıyor.”
Yalova’nın köklü ailelerinden, iş adamı Kaptan Okan Erözalp, kıtalararası bir iş seyahati dolayısıyla yurt dışında.
Halen Güney Amerika’da bulunan ve Şili’nin Antofagasta şehrinden Yalovalılara seslenen Erözalp, HABERCİ’nin önceki günkü FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK başlıklı manşet haberi üzerine sosyal medya aracılığıyla bir mesaj yayınladı.
‘ARAZİYİ YILLARCA ELDEN ELE DOLAŞTIRDILAR!’
Kaptan Okan Erözalp, mesajında özetle şunları söyledi: “Bu arazi bilindiği gibi Atatürk çiftliğinin arazisiydi. Yıllar içinde önce Atatürk çiftliğinden koparılıp belediye mülküne çevrildi. Sonrasında Hayrettin Karaca döneminde arboretuma dönüştürüldü, ardından bir kez daha belediye yönetimlerine geçti, derken son olarak hepinizin malumu, 10 yıl kadar önce dönemin belediye yönetimince gerekli imar düzenlemeleri yapılarak Suudilerin de içinde bulunduğu birtakım kişi ve kurumlara parseller halinde satıldı.”
‘ARAZİNİN BUGÜNKÜ SAHİPLERİ; SUUDİ KRALİYET AİLESİNE ÇOK YAKIN’
Meydandaki Atatürk heykelinin de aynı süreçte bu arazinin içinde otların arasına atıldığına vurgu yapan Erözalp, “Arazinin al takke ver külah siyaseti ile elden ele Suudi firmasının eline geçtiği dönemi tüm Yalovalılar hatırlıyor. Bu insanların ismini buradan tekrar zikretmek istemiyorum” dedi. Kaptan Okan Erözalp, şöyle konuştu: “O yıllarda Türkiye-Suudi ilişkileri normaldi. Kaşıkçı cinayeti sonrası bozulan ilişkiler sonrasında arazinin imar durumunun bakanlık tarafından yeşil alana dönüştürülmesi de işte bu döneme denk gelir. Arazinin bugünkü sahipleri; Suudi kraliyet ailesine çok yakın, S. Arabistan’ın ilk 25’teki 17. zengini olan insanlar. Bugün tekrar iki ülke ilişkilerinin cicim aylarına girdiğini söyleyebiliriz. Bence Yalova’nın önünde iki yol var: 1- Arazinin Suudili sahiplerinin bastırması ile burasının tekrar imara açılması yüksek ihtimal ve de beklenti bu yönde. 2- İmar olmaz ise 500 milyonluk tazminat, hatta belki de çok daha fazlası kapıda. Olay mahkemelere taşınacak. İşin enteresan tarafı, Yalova Belediyesi’nin öyle bir bütçesi, kaynağı yok. Suudili, vaat edilenler çerçevesinde ve mevcut imara göre arsayı almış ve sonrasında yanındaki diğer arsaları da toplamış. Vermiş parayı almış arsayı. Merakla takip ediyoruz. Atatürk’ün halkına bıraktığı çiftlik arazisinin en kıymetli parçası yıllar içinde bu noktaya getirildi. Buna sebep olan insanlar da belli ve yaşananlar karşısında hiçbirinin ağzını bıçak açmıyor. Bu kadar siyaset yapıldı, bu kadar rant sağlandı ve sorumlusu olan insanlardan hesap soran yok. Toplam 37 dönümlük Ata mirası bu arazi kimler tarafından, kimlere peşkeş çekildi; tüm Yalova biliyor. Atatürk’ün ‘benim kentim’ dediği Yalova’da Atatürk düşmanlığının icraatlarını görmekteyiz diye düşünüyorum.”