Tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan misali..
Dünyada, ülkede, bölgede ve şehirde; gündemlerin oluşumu çok farklı..
Bazen olayların akışı kendiliğinden gündemi belirler, bazen de politikacılar, yönetenler gelişmeleri şekillendirir, gündemi oluştururlar..
Gazetecilikte olay biraz daha değişiktir..
Rutine takılıp kalırsanız, işiniz çok kolaydır. Birileri konuşur, bir şeyler söyler. O söylenenlerin peşine takıldığınızda yaptığınız, gazetecilikten ziyade ‘bülten yayıncılığı’ olur.
Olan bitenin yansıması; rutin bir yayıncılık anlayışı..
Etliye-sütlüye bulaşmadan, sağa-sola dokunmadan, gelişmeleri sorgulamadan hayatın akışına kapılıp gidersiniz. Hele bir de içinde bulunduğunuz toplum sizi farklı bir anlayışla gazetecilik yapmaya zorlamıyor, baskı hissettirmiyorsa, siz de eli kalem tutan olarak bir sorumluluk hissetmiyor, dahası, dertsiz başınıza dert almak istemiyorsanız mesele yok demektir..
Gelişmiş ülkelerde duyarlı bir kamuoyu beraberinde duyarlı bir gazeteciliği, yayıncılığı getiriyor..
Ajans haberlerine, kurumların bültenlerine takılıp kaldığınızda siz üretken olamazsınız ki toplumdan hangi üretkenliği, hangi gelişmişliği bekleyeceksiniz?
İşte HABERCİ olarak tam da bu noktada bir fark ortaya koyma zorunluluğu hissediyoruz..
Oturmuş bir sistemde, kişilere göre değişmeyen bir yönetim anlayışı hakim olsa sorun olmaz tabii. Ancak gerek ülkemizde gerekse Yalova’mızda kazın ayağı hiç de öyle değil..
Bırakın gazeteciliği, gazeteciliğin gerektirdiği sorumluluğu..
Vicdanı olan bir bireyseniz, vatana-millete zerre sorumluluk hissediyorsanız zaten bir şeyler yapmak, bir şeyleri farklı yapmak zorunda olduğunuzu bilirsiniz.
Olaylara, gelişmelere böyle bakıyor, böyle değerlendiriyoruz..
Yüzde yüz başarılıyız diyebilir miyiz; elbette hayır. Ancak en azından yayınlarımızla topluma gerçek anlamda faydalı olabilme yolunda samimi olduğumuzu, özverili olduğumuzu biliyoruz; bu da bize yetiyor..
………………………………
Geride bırakmakta olduğumuz hafta içinde özel bir konuğumuz vardı. Gayet samimi bir röportaj ile Yalova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Becan, muhabirimizin sorularını cevapladı. Pazartesi günkü röportajın tamamı haberci.com.tr’nin arşivinde zaten duruyor, bakıp-okuyabilirsiniz.
Uzun röportajda ilginç bir detay vardı; YTSO Başkanı yaklaşan seçimler öncesi Oda’yı siyasete çekme girişimlerine dikkat çekiyor ve buna bugüne kadar müsaade etmediklerini, siyaset üstü yaklaşım sergilediklerini ifade ediyor, ancak yaklaşan seçim sürecinde siyasetin belirleyici olabileceğinin de altını çiziyordu. Tabii, herkes gücü bir biçimde elinde tutmak istiyor ve siyaset yapan ya da siyasete soyunan insanlar sadece YTSO özelinde değil, tüm STK’larda bir biçimde ipin ucunu elinde tutmaya gayret ediyor. Bakalım; bekleyip göreceğiz. Zira seçim tarihi yaklaştıkça ortalık biraz gerilecek gibi..
…………………..
Geçelim seçtiklerimizin neler yaptığına; ısrarla şehrin yerel yönetimlerini şeffaf olmaya, halkı zamanında ve doğru bilgilendirmeye, kapalı kapılar ardında kararlar almamaya davet ediyoruz. Bu noktada bir sonuca ulaşabildik mi; hayır tabii. Peki niçin? Çünkü saklayacak bir şeyi olmayan insanlar şeffaf ve paylaşımcı olurlar. Farklı gündemleri olmayan, kafaları net olan insanlar net bir duruş sergilerler. Yalova’da aslında belki de en büyük sıkıntı bu; dışarıda olduğunda doğruyu konuşan insanlar makam-mevki sahibi olduklarında, yetkiyi-gücü ellerine aldıklarında çok başka bir çehreye bürünüyorlar. Bilmiyorlar ki; o koltuklar Sultan Süleyman’a kalmamış, kendilerine de kalmayacak!!
Ama kime-ne anlatıyoruz..
Örneğin; şu dereağzındaki Köylere Hizmet Götürme Birliği’ne ait binanın başına gelenlere bakar mısınız? Mahkemelik olan, tazminat talepleri bulunan bir yapıyı kalkıyorlar, takasla el değiştirmek istiyorlar. Kimsenin mahkemeye saygısı yok, hukuka saygısı yok, adalet anlayışı yok..
……………………….
Dünkü HABERCİ’de manşetti. İl Özel İdare’ye ait Çınarcık kavşağındaki arazi 26 Mayıs’ta ihaleye çıkıyor. İyi güzel de, ‘arsa satılmayacak’ denmişti, oysa ihale metninde satış+hasılattan pay maddesi var. Bakın; bu insanların anlamadıkları şey şu: Aileden kalan bir mirası, bir tarlayı, dükkanı, evi, arsayı satıyor olsalar kimseyi ilgilendirmez. Kaça satar, nasıl satar; alanla satanın sorunu. Ancak; kamuya ait taşınmazların satışında yetim hakkı var, kul hakkı var, kamu hakkı var. Kimse kafasına göre iş yapamaz, yapmamalı. Kaldı ki; toplumla bilgi paylaşımına gidilmeden kimse bu tür işlere cür’et edememeli, cesaret edememeli. Ancak, maalesef Yalova’da artık alışkanlık haline geldi. Dönemin valisi kafasına göre yer kiralıyor, halkın seçtiği insanlar keyiflerine göre ihalelere çıkıyor, yılların sanayicisi ne bilirkişi raporu ne mahkeme süreci tanıyor. Sonra ayıkla pirincin taşını. Sürün dur mahkeme kapılarında. Ne devletin ne halkın seçtiği meclislerin itibarını düşünen var mı? Olsa, bu denli şeffaflıktan uzak, ‘ben yaptım oldu’ mantığı ile kararların altına imza atabilirler mi? Kendi malı olsa kılı kırk yaracak insanlar söz konusu kamunun malı olduğunda cömertlikte sınır tanımıyorlar; bakalım nereye kadar?
……………………….
… Ve son olarak İstanbul Fatih’teki Yalova Belediyesi’ne ait 314 m2’lik arsanın hikayesi. Çarşamba günkü HABERCİ’nin özel haberiydi. 1971 yılında, dönemin Belediye Başkanı Merhum Rahmi Üstel, İstanbul’da bir arsa alıyor. Amaç, buraya bir yurt binası inşa etmek ve İstanbul’da okuyan Yalovalı öğrencilerden ihtiyaç sahibi olanları bir çatı altında toplayıp öğrenimlerine katkıda bulunmak. Aradan 41 yıl geçmiş, arsa olduğu yerde duruyor. Sonra Fatih Belediyesi o bölgedeki kazılarda tarihi bulgulara rastlandığını gerekçe göstererek Yalova Belediyesi’ne teklifte bulunuyor: Arsanızı takas edelim. Neyle? Belli değil. Para mı verecekler arsa mı teklif edecekler; bilinmiyor. HABERCİ olarak dedik ki: Madem arsayı istiyorlar; verelim. Ama para ya da arsa karşılığı değil. Versinler deprem yönetmeliğine uygun inşa edilmiş sağlam bir binayı, arsa onların olsun. Biz de 41 yıllık bir hayali gerçek yapalım, dikelim ‘YALOVA BELEDİYESİ- MERHUM RAHMİ ÜSTEL ÖĞRENCİ YURDU’ tabelasını ve alan memnun veren memnun, adam gibi bir takas olsun. Fatih Belediyesi de istediğini alsın, biz de Yalova olarak istediğimizi elde edelim. Bakalım, bekleyip göreceğiz. HABERCİ’nin talebine ve önerisine Yalova Belediyesi yetkilileri ve şehrin atanmışları-seçilmişleri nasıl bir reaksiyon gösterecekler? Gayet makul ve mantıklı bir öneriye sıcak bakıp gereğini yapacaklar mı yoksa el altından birtakım sözler çoktan verildi de bizim mi haberimiz yok; yakın zamanda çıkar kokusu.
