Z kuşağının yazı yazma becerisini kaybeden ilk kuşak olduğu haberini okudum geçen. Zaten podcastler ve sosyal medya paylaşımları giderek basılı kitapların ve yayınların yerini almaya başladı. Şöyle bir durum var ki bu yeni yayın türü tıpkı Gutenberg Matbaası ve öncesindeki Talas Savaşı sonucunda kağıdın eldesi gibisinden entellektüelliğin ve bilgililiğin daha revaçta olması sonucuna bizleri götürecekmiş gibime geliyor. Yapay zekalar da yola başladı ve zamanla arama motorlarının yerini alması şaşırtıcı olmaz. Belki de 100 yıl sonra günümüzde kullandığımız yazının yerini ciddi oranda emojiler almış olacak. Uluslararası ortam gergin olduğu için teknoloji de hızla ilerliyor. Zaten bir döngü vardır ya, ‘Zor zamanlar sağlam adamlar yaratır, sağlam adamlar iyi zamanları yaratır, iyi zamanlar zayıf adamları yaratır, zayıf adamlar zor zamanları yaratır’ diye… İşte şu anda dünya üzerinde olan kimseler de zor zamanların yarattığı ve iyi zamanları yaratacak olan kimseler olamaz mı?
Nixon ve Reagan ile birlikte dünya gerilme sürecine başladı ve günümüzde de zirve noktasına gelmiş gibi duruyor! Arthur Schopenhauer da Hegel’in gölgesinde kalmışken devrimlerin başarısız olması sonucundaki karamsar ortam sayesinde birden revaçta olmuştu… Arthur C Clarke da der ya ‘Yaşlı ama tanınmış bir bilimadamı bir şeye olabilir diyorsa çok büyük ihtimalle haklıdır, o kişi bir şeye olamaz diyorsa çok büyük ihtimalle yanılıyordur’ diye… Çünkü en parlak olanlar bile yanılabilir ve öngöremeyebilir! Sonuçta insanız! Commander Keen oyununda ana karakter olan Çocuğun IQ puanı 300’ün üzerindeydi! Bilgi patlaması dahi şimdiden yola çıkmış olabilir! İngiltere’de 19. Yüzyılın ilk yarısına ait iskeletler 18. Yüzyıldakilerden dahi daha ufak tefek idi çünkü her ne kadar ülke ekonomisi büyümüşse de sıradan insanlar aksine daha bile sefalete düşmüştü! Ama bitmedi mi sonuçta? Workhouselar Poorhouselar da rafa kalktı elbette! Her dönemin bir sonu vardır!
Ruhlar için tek bir yol yoktur. Çünkü tek yumurta ikizlerinin dahi yaşanmışlıkları ve tecrübeleri farklı olur! Kemalat’a giden yollar bir gruplamada Sağ ve Sol el yolu olmak üzere ikiye; diğer bir gruplamada ise Bhakti, Jnana ve Karma Yoga olmak üzere üçe ayrılır! Bunlar sadece birsürü yolun toplandığı kümelerdir! Tabi bunlar arasında geçişler ve birbirlerinden yararlanmalar gibisinden şeyler de elbette olabilir… Sanayi devrimi ile maddi anlamda öncesine göre muazzam bir bolluğa geçtik ama madde dışındaki anlamlarda ise aksine geriye gitmişiz gibi duruyor! Yeni bir bolluk dönemi geliyor ve daha da geriye düşürebilir insanoğlunu! Gerçi daha milattan önce 2. Yüzyılda yaşamış olan Polybius da kendi zamanının Yunanlarından şikayet ediyordu ve bu durum ancak Paganizm’in çökmesiyle bitmişti! Endüstri devriminin insanoğluna yarardan çok zarar getirdiğini söyleyen pekçokları var; ama ok yaydan çıktı bir kere ve artık tek kalan istikamet dümdüz ileridir!
Dünya kimseye kalmadı kimseye kalmaz! Şu zamanda uzay kolonileri de konuşulmaya başladı gibi! Zaten yapay zeka muazzam işsizlik yaratacaksa uzayın yaratacağı emtia bolluğu ve muazzam göç sonucu oluşacak depopulasyon dışında mantıklı; ve özellikle de insani bir çözüm var mıdır ki? Sanayi ve teknoloji herşeyi üretebilir ama araziyi üretemez; ve uzayda istemediğiniz kadarı mevcut! Tüketimi kısmaktan, doğum oranlarını sıfırlamaktan, sürdürebilirlik gibi şeylerden bahsediyorlar! Darwin ve Malthus amentü gibi kabul edilirse insanilik beklemek zaten mantıksız olur! Halbuki Lamarck, Lysenko, Kropotkin, Nietzsche, Henri Bergson gibi bir sürü alternatifi var ama illa Darwin illa Darwin; ve de illa Malthus… Güçlünün zayıfı ezmesinin ve eziyet etmesinin güçlüye kader ve tesadüf tarafından bahşedilmiş bir hak olduğu inancının insanlığı götüreceği yer neresi olabilir ki? Üstelik bu canice zihniyetin eleştirilmesine ve sorgulanmasına dahi en ufak bir müsade yok global plütokrasi ve ortodoks bilim tarafından!
Gelecek çok iyi de olabilir çok kötü de! Ama önemli olan beden değildir! Önemli olan ruhtur ve ruhlarımız kurtulduğu sürece geçici süreyle vakit geçirdiğimiz bu dünyada ne olursa olsun farketmez…