yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Az Bulutlu
14°C
Yalova
14°C
Az Bulutlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
12°C
Salı Çok Bulutlu
12°C
Çarşamba Çok Bulutlu
11°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
12°C

ENGELLEDİĞİNİZ DOSTLARIMIZ

16.12.2024 17:26
0
A+
A-

Bu haftaki yazımı engelli dostlarımıza ayırmak istiyorum. Daha doğrusu engellediğimiz, yollarına engeller koyduğumuz dostlarımızdan bahsedeceğim. Hayata zaten yenik başlayan, daha fazla çaba göstermek, daha çok savaşmak, yenilmek ve tekrar savaşmak zorunda kalan yılda birkaç defa hatırlanan ve maalesef ki yanlarında durup poz vermek, onları teşhir etmekten başka hiçbir şey yapılmayan dostlarımızdan bahsediyorum. Bu yazıyı 3 Aralık Dünya Engelli Haftası’nda yazacaktım ama daha geniş bir zamanda yazmak istediğim için bekletmiştim. Ailemin en özel ve güzel insanları da bu ayrımcılıktan nasiplerini alan bireyler olunca, iki satırla tıpkı sosyal medya klavye şovmenleri gibi yapmamak için beklemiştim, aklımdaydı. Ve bu hafta uzun zamandır görüşmediğim bir dostumla karşılaşıp köşe yazılarımdan muhabbet edince konu şöyle gelişti; “Sen köşe yazılarında yaşadığın ve gözlemlediğin olayları yazıyorsun. Bugün müsaitsen seninle, Cumhuriyet Caddesi’nden İstanbul Caddesi’ne yürümek isterim” dedi. Herkes bilir ki Yalova’nın en işlek ve en popüler caddeleri buralardır. Cumhuriyet Caddesi’nden onunla kol kola yürürken arada bana dönüp ne fark ettiğimi soruyordu. Bu arada benim güzeller güzeli dostum hayata tek bacağı diğerinden biraz kısa başlamış birisi, çok güzel, çok zeki ve muhteşem bir insandır.

Dedim ki ‘İnsanlar gelip sana çarpıyorlar.’ Hemen kızdı, ‘Hayır’ dedi. İnsanlar insanlara çarpıyorlar. Sen ben fark etmez. Kimse kimseye saygı göstermiyor ve kimsenin başkasına tahammülü yok. Biraz daha yürüdük ve yine sordu. Bu kez dedim ki, ‘Herkes bir yerlere koşturuyor çok aceleleri var. Onların bir adımıyla kat ettikleri yere ben üç adım atmak zorundayım ama onlar beni geçmeye çalışıyorlar değil mi?’ dedi. ‘Kimse etrafına bakmıyor’ dedi. ‘Evet’ dedim. Ve ‘Bu yolda sarı engel çizgileri de hep parçalanmış ve çoğu yerde yok’ dedi. ‘Evet’ dedim. ‘Ben yürüme engelliyim, zor yürüyorum diye üzülüyorum ama bir de tekerlekli sandalyede bu curcunada ilerlemeye çalışanları ve bastonla yürüyenleri düşün’ dedi. ‘Evet’ dedim. ‘Yayalar için ayrılan yerlerde esnafın dışarıya taşan tezgâhlarının bizi nasıl zorladığını görüyor musun?’ dedi. Yine ‘evet’ dedim.

‘Gözlerini kapatıp buradan yürümek ister misin?’ deyince, ilk kez ‘Hayır’ dedim. Nasıl yürüyebilirim deyip panik oldum. Başkalarının yoluna saygı duymayıp eşyalarını, masalarını dışarıya çıkartan insanlara baktım. Güzel dostumu yok sayan, engelini daha da engelleyen insanların sokaktaki telaşına çığlık atmak istedim. Bubi tuzağı gibi her an kazaya davetiye çıkartan kırık dökük yollara baktım. Sonra dedim ki kendi vahşiliğimizi unutup sokak hayvanlarına kızıyoruz.

Velhasıl zorluklarla yolu bitirip bir yerde mola verelim dedik ama gireceğimiz kafenin girişi yüksek, içeri girdik masa ve sandalye çok yüksek ayakta öylece kala kaldık. Kimsenin umurunda değil herkes kendi evreninde boş ve duyarsız bakışlarla duruyor. Vazgeçip çıktık.

Dedi ki, ‘Eskiden bize acıyarak bakan insanlardan dolayı çok öfkeliydim ama şimdi görünmez gibi davranmalarına daha çok öfkeleniyorum. Alışveriş merkezlerinden birine gitseydik asansöre benden önce ve beni iterek binen insanları görebilseydin bizi engellemek ve evden çıkmamızı imkânsız hale getirmek için insanların ne kadar çabaladıklarını görürdün.

Çalıştığımız yerlerde aynı maaşı alıyoruz tabi ki çalışacak denilmesi, fırtına, kar gibi doğal afet zamanlarında izinli sayılmamızın bile çalışma barışını bozması gibi bir sürü mobbing yüzünden istifa etmek zorunda kaldım.

Benim engelim bacağım ama onlarında engeli kalplerinin olmaması’ dedi. Ve ‘Farkında değiller’ dedim.

Evet, sevgili dostlar; haftalardır robotlaşıyor, duyarsızlaşıyoruz diyorum ya bu hafta bunu farklı bir boyutta ve başka bir bakış açısı ile test etmek beni yine kahretti. Gerçekten de artık kalbimiz çalışmıyor, vicdanımız ölmüş, gözlerimiz görmez olmuş.

Ne yapabiliriz, insanlık ölmüşse diyorsunuz değil mi?

Ne yapabiliriz?

Bu kez size kopya ve yahut akıl vermeyeceğim.

Evlerinde yaşamaya mecbur ettiğimiz engelli dostlarımız, yolda yürürken yer kaplıyor diye öldürülmesini istediğiniz sokaktaki dört ayaklı dostlarımız.

Sizler rahat edin diye yaşamdan kopmamalı, kopmayacak!

Bencilliklerimizi, egomuzu, duyarsızlığımızı bir an evvel yenmeliyiz. Sokaklarımızı daha güvenli hale getirmeli ve engelleri kaldırmalıyız.

Yazdığım cümlelerin siyasete yoğrulmaması için dikkat ettiğim için etrafında gezip dursam da yolların yeniden düzenlenmesi, sosyal yaşam alanlarının da toplumda ki her bireyi önemseyen bir hale gelmesi herkesin görevi olmalı…

Bu hemen düzelecek bir şey değil tıpkı bir anda olmadığı gibi …

Lütfen, sizde Yalova yollarında yürürken benim bu hafta yaptığım gibi engellenen bir birey gibi yürüyün ve empati yapın. Sizce sorun var mı?

Sevgiyle, saygıyla ve empati kalın.

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.