Yalova valimiz Sayın Hülya Kaya göreve başlayalı sayılı günler oldu, biraz gecikmeli de olsa kendisine ‘Yalova’mıza hoş geldiniz’ diyor ve yazı konumuza geçiyorum…
Yalova bürokrasisinde uzunca bir süredir -üzülerek söylüyor ve altını çizerek ifade ediyorum- ciddi bir boşluk, ciddi bir umursamazlık, çok ciddi bir ‘denetimsizlik’ görülüyor…
Sanayi ve Teknoloji il Müdürlüğü, Ticaret İl Müdürlüğü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü gibi ilgili bakanlıklara bağlı müdürlüklerin şehrin valisi tarafından belli aralıklarla kontrol edilmesi, hatta gerektiğinde icraatları, yaptıkları ve özellikle de ‘yapmadıkları’ açısından ‘sorgulanması’ lazım diye düşünüyorum…
Elbette şehrin mülki amiri olan Sayın Vali, belli dönemlerde, sadece yukarıda saydığımız birimlerden değil, kendisine bağlı tüm kurumlardan brifingler alıyor ve bilgilendirme sağlıyor; bundan yana bir kuşkumuz yok…
Ancak özellikle belli kurumların ismini saydım, zira Yalova’da ‘yanlış giden’ birtakım hususlar var ve bu durumun devletimizi de zafiyete soktuğunu düşünüyorum…
Örneğin; Yalova’da birtakım fabrikalar, tersaneler ve OSB’lerin denetimsizliği ortada. Küçük ve orta ölçekli esnafın yanlışını görmezden gelmeyen ve bunda da son derece haklı olan devlet kurumlarımız nasıl oluyor da dev sanayi kuruluşları ve OSB’lere, özellikle de tersanelere karşı gayet toleranslı olabiliyorlar? Altınova belediyesi ile tersanelerin bire bir muhatap olması gereken ciddi bir konuda (sanayi atığı) ilgili müdürlük hemen özel teşebbüs olan tersanelerden yana tavır koyabiliyor. Fabrikalarla ilgili bir ceza (kapatma) uygulamasında ilgili müdürlük fabrikaların menfaatlerine yönelik inisiyatif alabiliyor. OSB’ler ile ilgili konularda detaylı bir inceleme-denetleme yok. Ve belki de en önemlisi; faaliyette bulundukları arsa-arazileri devletten bedavaya temin eden dev sanayi kuruluşları her türlü imtiyazla donatılır ve açık biçimde kollanırken, aynı anlayış neden yılların alın terini bu şehir için, bu ülke için feda eden küçük ve orta ölçekli müteşebbislerimize gösterilmiyor diye sormadan edemiyoruz.
Örneğin; bu şehrin simgesi olan, Yalova’nın tarihinden bir kesit olan Yalova Lisesi niçin hala daha yapılamadı? Niçin bu okulumuzun değişen adı eski haline dönüştürülemedi? Bağış yoluyla yaptırılan Yalı caddesindeki okul niçin hala açılamadı? Bir denetimsizlik ya da kontrolsüzlük mü söz konusu? Yılların Atatürk İlkokulu tam gün eğitime geçti, ancak yeni okulun faaliyete geçmesi birtakım nedenlerle gecikince ortaya kaotik bir durum çıktı, bunun sorumluları kimler?
Örneğin; Yalova’mızda devlete ait sağlık kuruluşları, hastaneler belli. Devlet, sağlık alanında çok ciddi yatırımlar yaptı. Ancak gelin-görün ki açık ve net bir şekilde ‘özel sağlık kuruluşları’ korunup-kollanacak diye devletin hastaneleri hem teçhizat ve donanım hem de kadro (doktor, sağlık elemanı) açısından eksik ve güdük bırakılıyor. Yıllardır Yalova’da aynı senaryoyu izliyoruz. Nedir bu özel hastaneleri bu kadar ayrıcalıklı kılan? Kim-neyin hesabını yapıyor? Devletin kurumlarını, dolayısıyla devleti zafiyete düşürmek kimin haddine? Hepsi bir tarafa; Allah aşkınıza, otoparkı olmayan özel hastane mi olur, çıkan bir yangını basit bir ihmal olarak açıklama gafletine düşen ve hayati önlemlerini almakta zorlanan özel hastane mi olur? Özel hastanelerden birine yıllar önce verilmemesi gereken ruhsat verilmiş, sonrasında bir şekilde bu yapı satılarak otele dönüştürülmüş ve hastane yeni yerine taşınmıştı.. Bir diğeri ise araç trafiğinin tam göbeğinde, asla olmaması gereken fiziki konumda varlığını sürdürüyor ve kimsenin bu insanlara ‘çıt’ çıkardığı yok…
………………….
Tüm bunları niye söylüyorum?
Zira bu güzel şehrin siyasileri düşmüş ‘yeniden seçim kazanma’ derdine…
Sivil dinamikleri düşmüş ‘günlerini gün etme’ peşine…
Sorması, toplum adına sorgulaması gereken kişi ve kurumları düşmüş, “Ben miyim bu şehrin delisi?” açmazına…
Dileyen dilediği gibi at koşturuyor ve bu durum 60 yıllık HABERCİ’yi, yani bizleri elbette rahatsız ediyor…
………………….
Ticari ya da siyasi…
‘Her türlü beklentiden’ uzak insanların artık biraz sorumluluk alma, seslerini yükseltme, yanlışa ‘yanlış’ deme zamanı geldi de geçiyor diye düşünüyoruz…
..Ve bu noktada Sayın Valimize bir kez daha ‘şehrimize hoş geldiniz’ derken, gördüğümüz birtakım yanlışları kendisine iletmek suretiyle izleyeceği yol haritasında küçük de olsa bir katkı sunmak istiyoruz…
