14 Mayıs 2023…
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin yapılacağı tarih…
Her yaklaşan seçim dönemi öncesi aynı şeyleri duyarız: “Bu seçimler öncekine benzemez, bundan daha önemli bir seçimi yaşamadık”
Bir kez daha aynı benzetmeler, aynı tanımlamalar…
Tek bir farkla…
“Bu seçimler bugüne kadar yapılan seçimlerin en önemlisi ve kim bilir; belki de SON SEÇİM!”
İşte bu son iki kelime çok enteresan…
‘SON SEÇİM!’
Nedir vurgulanmak istenen?
“Eğer bu seçimde bizim istediğimiz sonuç çıkmazsa Türkiye öyle bir karanlığa gömülür ki, belki bir daha seçim bile yapılmayabilir!”
Tam olarak bunu söylüyor; özellikle de muhalefet kesimi…
Böylesi bir yorum, değerlendirme-tanımlama doğru mudur, değil midir?
85 milyonun aynı şeyi düşünmesi beklenemeyeceğine göre…
Böyle düşünen insanlar da vardır; ona göre bir tercih yapacaklardır…
Böyle düşünmeyen insanlar da elbette var; o rahatlıkla hareket edeceklerdir…
……………………….
Yalova’ya dönecek olursak…
İl olduğumuz 1995’ten bu yana 28 yıldır şehrimizi Ankara’da, TBMM’de temsil edecek vekillerimizi seçiyoruz…
Siyasi partiler kanununa ve partilerde demokrasinin işleyişine baktığımızda…
Ön seçimlerden uzak…
Göstermelik temayüller ya da göstermelik genel merkez değerlendirmelerini hesaba katmazsak…
Hakikaten bu şehri en iyi, en güzel temsil edecek; en değerli, en becerikli, en doğru isimleri mi seçiyoruz?
Yoksa…
‘40 katır mı 40 satır mı?’ misali…
Önümüze getirilip dayatılan isimler arasında tercihlere mi mahkum bırakılıyoruz?
Bunun cevabını aslında hepimiz gayet iyi biliyoruz; öyle değil mi?
……………………….
Yıllar önce bir makale okumuştum…
Bir ABD üniversitesinin akademisyenleri ve öğrencileri ortaklaşa bir araştırma yapmışlar; dünya genelinde…
Ve bu araştırmanın sonuçlarını da bir ‘sonuç bildirgesi’ olarak yayınlayıp kayıtlara geçirmişler…
Şöyle diyor; sonuç bildirgesinin özet bölümünde: “Yapılan araştırmada gördük ki; dünyanın her tarafında, bir yerlere aday olan ve ısrarla makam-mevki peşinde koşan insanlar ağırlıklı olarak yetersiz, liyakatsiz, bencil, şaibeli fakat bir o kadar da bu eksikliklerini gidermek için azimli, kararlı, hırslı insanlar. Hedefe ulaşmadan asla peşini bırakmıyorlar ve hiçbir etik ya da ahlaki değer-kural tanımadan sonuna kadar savaşıp istediklerini alıyorlar. Düzgün, temiz, vizyonu olan, eğitimli, donanımlı, etik değerlere bağlı insanlar ise kendilerinden gayet emin oldukları için ‘tercih edilmeyi’ bekliyorlar, ‘takdir edilmek’ istiyorlar ve çirkin yarışların içine girmiyorlar. Bunun doğal sonucu olarak da bu tür insanlar ya kaybediyorlar ya da hiç yarışa girmeyip kendi bireysel hayatlarını yaşıyorlar. Sonuç olarak.. Dünyayı kimler yönetiyor, nasıl yönetiyor; görüyoruz.”
………………………..
Tüm Türkiye’de olduğu gibi Yalova’mızda da seçimlere sayılı günler kaldı…
Elbette adayların tümünü kastederek söylemiyorum…
Ancak genel olarak rahatlıkla diyebilirim ki…
Birtakım kişi ve kurumların sponsorluklarına tanıklık ediyor muyuz; evet ediyoruz…
Genel merkez referanslarına baktığımızda, perde arkasındaki isimlerin kimler için bastırdıklarının, kimler için kulisler yaptıklarının farkında mıyız; evet farkındayız?
Yalova özeline dönecek olursak…
– Kirli sanayi…
– Yasa ve yönetmelik tanımayan, mahkeme kararlarını görmezden gelen sanayi kuruluşları…
– Adeta ‘kurtarılmış bölgeler’ olarak gördükleri hazine arazilerini talan peşindeki birtakım sözde OSB oluşumları…
– Özellikle maden ve taş ocakları konusunda haritada kendilerine arazi bakan simsarlar…
– Devlet kurumları ile imtiyazlı işler yapma hayalleri kuranlar…
– Çevre ve doğa hassasiyeti tanımayan, yeraltı-yerüstü zenginliklerini kendi çıkarları için değerlendirme peşinde olanlar…
– Birtakım çok uluslu şirketler…
– Birtakım Türk ortaklı yabancı firmalar…
– Yerel yönetimleri istedikleri gibi seçip istedikleri gibi kullanma peşinde olan ve ellerinde kaynağı belli olmayan parasal güç bulunduran birtakım uyanıklar…
Kendilerine yakın isimlerin tercih edilmesi, aday gösterilmesi ve nihayetinde seçim kazanabilmesi için çok sıkı çalışıyorlar; bunların da farkındayız…
Yani; “Yaklaşan 14 Mayıs seçimleri öncesi geçmişe göre değişen nedir?” diye soracak olursanız…
Görünen o ki…
Aslında değişen pek de bir şey yok…
İktidar kalır mı gider mi?
Mecliste tablo değişir mi değişmez mi?
Falcı değiliz; bilemeyiz…
Ama bir şeyi çok iyi biliyoruz…
Çarklar böyle işlediği sürece…
Kazananlar ve kaybedenler…
Hiçbir zaman değişmeyecek…
Kazanan; rant ve rantçılar…
Kaybeden; Yalova ve Yalovalılar olacak!