Şehir Plancı Gürel, HABERCİ’ye konuştu:
‘YENİ YALOVA’YI NASIL ŞEKİLLENDİRİRİZ; BUNA ODAKLANALIM!’
..”Yalova’da yapılan yanlış şu: Yalova’nın bir kentsel dönüşüm master planı yapılması lazımdı. Bütün imar adaları, yapı yüksekliği ve yapılaşma nizamı değiştirilerek, deprem dayanıklı ve her türlü detayı çözümlenmiş, yolları çözülmüş bir kent yaratma sürecine girmeliydik. Bunları yapmadık.”
……………………….
‘4 KAT KURTARIR, 5 KAT ÖLDÜRÜR, 3 KAT YAŞATIR; BÖYLE SAÇMALIK OLUR MU!’
..”Depremden hemen sonra bütün Yalova 2 kata indirilmişti. Daha sonra artırıldı. Neden ‘4 kat’ denildi? Çünkü zaman Yalova 5 kattı. Tekrar 5 kat verilirse psikolojik olarak toplum buna tepki gösterirdi.”
……………….
Gürel, “İş sadece siyasete kalırsa yanarız” dedi ve ekledi:
‘YANDIK DA ZATEN!’
……………………….
‘KENTSEL DÖNÜŞÜMDE ÖNCELİK BAĞLARBAŞI MAHALLESİ OLMAMALI!’
..“Bağlarbaşı Mahallesi’ndeki kentsel dönüşümün depremle bir alakası yok.”
Güneydoğu Anadolu’da yaşanan büyük deprem felaketinin henüz izleri silinmeden ve yaraları sarılmadan, Yalova’nın 1999 yılında yaşadığı Marmara depremine atıfta bulunan CHP eski İl Başkanı, Yalova milletvekili aday adayı Şehir Plancı Mehmet Gürel, “Allah göstermesin, Yalova’da bir deprem oldu diyelim. Cumhuriyet Caddesi’nden iki tane bina yıkılsa ulaşım kesilir” dedi ve ilave etti: “Demek ki kentte acil ulaşımı engellemeyecek bir planlama mantığının ortaya konulması lazım. Daha geniş sokaklar, daha geniş caddeler. Bu detaylara inilme zorunluluğu var. Bu detaylar bizim imar kanunumuzda yok mu, kısmen var. Ancak uygulanmıyor. Yer bilimciler ne yapıyor, toprak kabiliyetlerini ölçüyor, “şuralara yerleşin” diyor. Şimdi inşaat mühendisi de diyor ki, “ben yıkılmaz bina yaparım. Binaların yüksekliğinden ziyade, harcanan para ve malzeme önemli.” Şehir plancıları ne diyor; “evet, doğru zemin de olması lazım ama tarım ve orman alanları korunarak, nüfusun dengeli bir şekilde dağıtılması lazım. Burada önceliğimiz insan canı.”
“CHP’nin iki yıl önce, ‘128 milyar dolar nerede?’ diye bağırmasının önemini şimdi anlıyoruz. Elimiz çok daha kuvvetli olacaktı” diyen Gürel, kentsel dönüşüme ilişkin bakın neler söyledi: “Kentsel dönüşüm kavramı 1999 depreminden sonra ortaya çıktı. Hem afet öncelikli hem kentsel estetik öncelikli hem ekonomik beklenti öncelikli yapılabilir; kentsel dönüşüm. Bizim yaşadığımız kentte ise dönüşümün deprem öncelikli olması lazım. Belli bir çelişki ile başlamış bir sürecimiz var bizim. Zamanında yaptığımız yanlışları hiç değiştirmiyoruz. Jeologlar söylüyor, ‘ovalarda sağlam olmayan zeminlere yerleşmeyin’ diyor. Ama biz yerleşmişiz Yalova olarak; eskiden tarım yapılan yerlere. Depremden hemen sonra bütün Yalova 2 kata indirilmişti. Daha sonra artırıldı. Neden ‘4 kat’ denildi? Çünkü zaman Yalova 5 kattı. Tekrar 5 kat verilirse psikolojik olarak toplum buna tepki gösterirdi. 4’te de kat karşılığı müteahhit oranı ayarlandı, ‘4 olsun’ dendi. Yani bilimsel bir sebebi yoktu alınan kararın. 4 kat mı kurtarıyor? O zaman 3 yapalım, 2 yapalım. Bütün Yalova 2 katlı olsun. 4 kat kurtarır, 5 kat öldürür, 3 kat yaşatır; böyle bir saçmalık olmaz. Bilimsel bir veri olur, ‘burada bir kat bile yapamazsın’ derler, oraya hiç yapmazsın. Bundan 4-5 yıl önce kentsel dönüşüm diye konuştuğumuz şey şimdi ile aynı mı; değil. O zamanın alım gücüyle şimdi ki aynı mı; değil. O zamanın inşaat malzemesi ile şimdi ki aynı mı; değil. Aynı şeyden bahsetmiyoruz.”
Yalova’da gündeme gelen kentsel dönüşüm uygulamaları hakkında görüşlerini dile getiren CHP Yalova milletvekili aday adayı Şehir Plancı Mehmet Gürel, şöyle konuştu: “Bağlarbaşı Mahallesi’ndeki kentsel dönüşümün depremle bir alakası yok. Bayraktepe’de binalar yamulmuş, Çınarcık’ta yola kayalar dökülmüş. Oralarda kentsel dönüşüme girmiyorsun. Bağlarbaşı Mahallesi’ndeki kentsel estetik veya sosyal amaçlı bir girişim. Orası yapılmasın demiyorum ama öncelik orası değil. Mevcutta da 100 bin kişi yaşıyor. Tepeler sağlamsa neden oralara 2 kat, ovalar sağlam değilse neden oralara 5 kat? Tepelere 2 kat imar veriyorsun; bodrum katı, çatı katıyla birlikte 4 kat villa oluyor. ‘Hacımehmet Ovası jeolojik olarak en sakıncalı yer’ diyorsun. 0\40- 1\20; 3 kat oralara imar veriyorsun. O zaman bu yoğunluktaki inşaatı tepelere ver. Belediyede mevcut binaların yıkılıp kat sayısı korunarak depreme dayanıklı hale getirilmesi için kentsel dönüşüm çabasına başlandı. Mahalle mahalle ilerliyor, teknik hatalar var. 1995 yılındaki planı, mevcut kat yüksekliklerini koruduğundan dolayı temel hale getirdiler. 1995 yılındaki planı onaylıyoruz sürekli. Ama burada hukuki, teknik detay yok. Günü kurtarmaya çalışıyoruz. Evet; en azından eski binada oturacağına yeni binada otursun insanlar. Yalova’da yapılan yanlış şu: Yalova’nın bir kentsel dönüşüm master planı yapılması lazımdı. Bütün imar adaları, yapı yüksekliği ve yapılaşma nizamı değiştirilerek, deprem dayanıklı ve her türlü detayı çözümlenmiş, yolları çözülmüş bir kent yaratma sürecine girmeliydik. Bunları yapmadık. Dediğim; her yer 2 kat, 3 kat olsun değil.. Yeni bir Yalova kenti oluşturma çabasında bulunmalı, günü kurtarmaya çalışmamalıydık. 1999 sonrası bunları yapmalıydık. Bütün Yalova’yı bir günde silip 2 katlı hale getirmek mümkün mü? Değil. Ne yapacağız şimdi? Oradaki yapı stoğunu iyileştirmeye çalışacağız. Bildiğim kadarıyla statik anlamda, 1999 depremi sonrası temel derinlikleri, perde oranları, kullanılan betonun cinsi, kullanılan demirin içeriği anlamında ciddi tedbirler alındı. Diğer kentlere nazaran daha çok tedbir alınmış vaziyette. 7.5 şiddetinde depreme hazırlandık, bu sefer 9.0 şiddetindeki depreme göre hazırlanalım. Bu da neyi getirecek? Maliyeti artıracak. Bizim yönetimimizdeki mimarlarla sohbet ediyorduk, depremde daha dayanıklı olacağını düşündüğümüz çelik yapılarla ilgili öneride bulunabilir miyiz diye. Maliyeti yüzde 20 daha fazla çıktı. DOW Aksa madem güçlendirebiliyor; yap bir kampanya, güçlendir Yalova’yı. Devlete gelince; mesela denilebilir ki, ‘1999 yılı öncesi yapılmış tüm binaların satış ve kiralamasını yasaklıyorum.’ Devletin, devlet olması gereken zamandayız. Devletin parası olacak, kentsel dönüşüme katkısı daha çok olacak. Deprem öncesi yapılan 6 katlı binanın satış ve kiralamasını yasaklayacak. Ancak bu insanlara da, ‘sana şuradan yer veriyorum’ diyecek ya da kredi imkanı tanıyacak. Devletin parası kalmamış. 1 doların 18 lira olmasının acılarını çekiyoruz. Dolarla inşaat malzemesi alıyoruz. Ne yazık ki, doğru düzgün planlama yapma şansımızı daha önceki yıllarda kaybetmişiz. Şu anda da doğru düzgün plan yapamıyoruz cümlesi ile yaşıyoruz; ama yapabiliriz. Hükümetimiz mali olarak güçsüz olduğu için yapamıyoruz. Bir karı-kocanın 150 m2’de yaşayabilme hayalinden dolayı sıkıntı yaşıyoruz, normalde 50 m2’de yaşayabilir insanlar. Böyle bir kültür yaratmışız. Kültürümüzde yanlışlık var. Bakıyorum sosyal medyaya, ‘şuraya, şu kadar yardım yaptım’ diyor. Yardım paylaşılır mı sosyal medyada? Koli taşırken fotoğraf konur mu? Kendimizi aklamaya çalışıyoruz, vicdanımızı temizlemeye çalışıyoruz. Oysa doğrusu; bilime inanacağız, bilime sığınacağız. Akademik bilime sığınacağız, akademik bilim adamlarına sığınacağız. Bilim yanılmıyor; en fazla eksik kalıyor, geliştirmeye çalışıyorsun. ‘Allah bizi koruyacak’ diyoruz ama Allah sana düşünmek için beyin de vermiş. Şu anda yaraların yeteri kadar sarılamamasının sebebinin ekonomik çöküntü olduğunu, bürokratik beceriksizlik olduğunu, siyasi kabiliyetsizlik olduğunu bilerek oy versin insanlar. Oy ile geleceğini değiştiriyorsun. İstersen böyle yaşa, istersen yeni bir sayfa aç. İş sadece siyasete kalırsa yanarız. Yandık işte; yıllardır bu kentte; belediye meclislerinin, belediye başkanlarının kişisel ya da grupsal çıkarlarına, rantlarına göre iş şekillendirildi. Her şeyi düşüneceğiz. Fiziki her detayından kültürel hayatımıza kadar; her şeyi düşüneceğiz. Bütün vatandaşlar, siyasiler, sivil toplum kuruluşları, sanatçılar; herkes konuşacak. Şehir plancıları da bunları derlemeye, toplamaya çalışacaklar. İleride böyle bir Yalova olacak. Makro, ekonomik, sosyal, kültürel, göç dengeleri gibi doğru başlıklarla bağlanmak, dünyayla doğru rekabet etmek lazım. Herkesin aklına ihtiyacımız var. Kültürümüzü, hayallerimizi harmanlayacağız, bilimle şekillendireceğiz. Yalova’da akademik odalara seslenmek istiyorum; hemen toplanalım. İlgili sivil toplum kuruluşları da gelsin. Daha önce yaptığımızdan daha farklı bir şey yapalım. Yeni Yalova’yı nasıl şekillendiririz; buna odaklanalım. Yardımların da devam etmesi lazım. Herkes elinden gelen yardımı yapıyor ama o süreç orada bitmeyecek. Belki 6 ay, belki 1 yıl sürecek. Devletin de yönlendirmesi ile yardımların en işi şekilde yapılması lazım. Vicdanımız 15 günde, 1 ayda rahatlamasın.”