HABERCİ SORUYOR
İDO’NUN HİZMETİ SADECE TURİSTLERE VE ZENGİNLERE Mİ?
İDO (İstanbul Deniz Otobüsleri) 2023 yılbaşından itibaren uyguladığı astronomik fiyat tarifeleri ile büyük tepki topluyor. 4 kişilik bir ailenin Yalova-Yenikapı hattını kullanması durumunda ödeyeceği bilet ücretine bakıldığında görülüyor ki; İDO, sadece yüksek gelir grubuna ve turistlere hizmet eden bir ulaşım şirketi konumuna geldi.
İDO, 1987 yılında kuruldu ve kuruluşundan1993 yılına kadar geçen süreçte İBB’ye olan yükümlülüklerini yerine getiremedi; hatta kredi taksitlerinin bile İBB tarafından ödendiği gündeme geldi. Gemi Mühendisleri Odası, 1993 yılında, ‘Deniz otobüsleri kar elde edebilir mi?’ sorusunu masaya yatırdı. GMO’nun Mayıs 1993’te hazırladığı raporda şu ifadeler dikkat çekiciydi: “Hatların kısalığı nedeniyle, birim yakıt sarfiyatları ve manevra sayısı artışına bağlı olarak makinaların aşırı yıpranması bakım-onarım giderlerini artıracaktır.”
İDO’nun özelleştirme ihalesini Nisan 2011’de 861 milyon dolarlık teklifle Tepe-Akfen-Souter-Sera Ortak Girişim Grubu kazandı ve fiyatlardaki dalgalanma ile bitmek bilmeyen şikayetler de işte o andan itibaren hızla yükseldi. Özelleştirilen İDO, uzunca bir süre kâr üreten arabalı vapur hatlarının geliri ile iç hatları sübvanse ederek çalışmaya devam edebildi. Ciddi bir para ve büyük bir iyi niyetle özelleştirmeyi kazanan şirket, devletle yaptığı sözleşmenin kendi aleyhine işlediğini gördü.
İDO’nun en kârlı hatlarında karşısına ilk olarak rekabet yapan şirketler dikildi. Önce BUDO, Mudanya-İstanbul seferleri koyarak bu hatta rekabete başladı. Ardından bir diğer kârlı hat olan Eskihisar-Topçular arasında bir başka şirkete lisans verildi ve orada da haksız rekabete maruz kaldılar. Bu durum karşısında İDO’nun İskoçyalı ortağı Brian Souter, yaşananları net olarak özetleyen bir açıklama yaptı ve ‘ihale ile aldıkları hatlara başka firmaların girmesi halinde zarar ettikleri şehir hatlarından çıkabilecekleri’ uyarısında bulundu.
2012 yılında BUDO’nun seferlere başlayacağı haberi üzerine bu sefer İDO’nun büyük ortaklarından Akfen’in Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın da Ekim 2012’de bir açıklama yaptı: “Rotaya başkasının sokulması hukuka aykırı.” İDO’ya rakip olarak kurulacak herhangi bir oluşumun hukuka aykırı olacağını söyleyen Akın, şöyle konuştu: “İDO’nun işletme haklarını aldığımızda bize rakip hatlara izin verilmeyeceğine yönelik taahhütte bulunulmuştu. Biz mevcut iskeleleri 30 yıllığına kiraladık. 30 yıl boyunca başka iskele verilmeyeceğini bize ifade ettiler. Sözleşmelerimizde de bu maddeler var.”
Ardından Osmangazi Köprüsü devreye girdi. Osmangazi Köprüsü’nde fiyatlar kamu sübvansiyonu ile düşürülünce, bu hatta rekabet ve kazanç şansı kalmadı. Nitekim şirket en büyük 2 feribotu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne iade etti. Yaşananlar çok ciddi bir özelleştirme hatasına işaret ediyordu. Kamu otoritesi özelleştirmede kendisine güvenen şirketin haklarını korumayınca, şirket, kamuya güvenerek yaptığı işten zarar ediyordu.
Şirket uğradığı haksızlıklar karşısında çareyi başka bir haksızlığa imza atmakta buluyor, kamunun ses çıkaramayacağını bildiğinden, istediği gibi fiyat politikası uygulamaya başlıyordu. Gelinen noktada, uğradığı zararın karşılığını dış hatlardan çıkarmaya çalışan İDO yönetiminin fahiş bilet fiyatları uygulamasına kimse müdahale edemiyor.
Son olarak AK Parti Yalova il Başkanı Muğlim Bağatar, kamuoyundan gelen şikayet ve talepler karşısında İDO yönetimi ile birebir görüştü ve görüşmeler sonucunda Yalova-Yenikapı hattına yönelik %15’lik bir indirim talebine onay aldı.
Yaşananların ardından dikkat çeken bir gelişme de İDO terminallerinin adeta birer AVM’ye dönüşmesi; köfteciden-markete, ne aransa bulunuyor, İDO terminallerinde. Özellikle yaz aylarında yolcuların bekleyebileceği bir alan kalmıyor.