Vardım bir kabrin başına
Selam verdim, kendim aldım
Almaz sandım, çok aldandım
Dur dedi sanki, okumadan gitme
Hem ölüye hem diriye
Üç ihlas, bir Fatiha yolladım
Mermer sütun gözüme ilişti
Mermerden sarık sarılmış
Ayrılamadım baktım mezar taşına
Uzun uzun zevkle yazılmış
Usta yapmış, mermer kazılmış
Yazı ecdat tan, büyük bir hatıra
Birde, Hicri takvim kullanılmış
Şükür okuyabildim
Okudukça doldu gözlerim
Hani ölüler konuşamazdı
Bin kitabı, bir taş da anlatmış
Eğildim okumaya başladım
Okudukça, aktı gözyaşlarım
Taşı yazan bile, hat kullanmış
Büyük bir, medeniyet bırakmış
Ya ateşten kork
Ya Allah’tan
Ateşten korkmazsın
Korkarsan Allah’tan
Yazıyordu taşın üzerinde
Sanki bana yazılmış, aldım üzerime
Donup kaldım bir daha okudum
Uzattım elimi, taşa dokundum
Sanki mektup var yurdumdan
Ayrılmak istemedim kabristandan
Her taş haber veriyor öz vatandan
Hiç bir şey yazmasa da
Ölümü hatırlatıyor
İki dünya arasına, köprü kuruyor
Meğer insanların tarihi
Mezarlarına kazılırmış
Hatta kaderleri bile yazılırmış
Eyvah ne kadar cahil kalmışım
Hala oyunla oynarmışım
Ben ecdadımı şimdi anladım
Medeniyetimi kaybetmişim
Bu yüzden döküldü gözyaşlarım
Kendi elimle mirasımı gömmüşüm
Medeniyetim ölmemiş, ben ölmüşüm
Vasiyetimdir;
iki yazıyla yazın mezar taşıma
Geçmişten geleceğe, köprü olayım
Ecdadımı, asla unutturmayayım
Başımı kaldırıp, baktım sütunlara
Her biri bir kitabe
Hayran kaldım onlara
Şükür, Allah’tan korkmaya başladım
Ateş artık umrumda değil
Secdeye bu sefer
Ateşi söndürecek, gözyaşıyla eğil.
Varsa eğer gözün, görürsün
Ölülerle konuşmasını bilirsin
En güzel ölüler konuşurmuş
Ahirete göre hayat kurulurmuş.