Misak-ı Milli veya Milli Misak; yani KUTSAL YEMİN, KUTSAL AND…
Geçen hafta HABERCİ’nin internet sayfasında ve sosyal medya ağımızda sizlerle paylaştığım konuydu..
………………..
Misak-ı Milli sınırlarımız; Kuzeybatımızda Batı Trakya, batımızda, yani Ege’de On İki Ada, doğumuzda Batum, güneydoğumuzda Halep ve Musul, güneyimizde KKTC’nin bulunduğu Kıbrıs adası.
İstanbul’da toplanan son Meclis-i Mebûsan tarafından 28 Ocak 1920’de oy birliği ile kabul edildi ve 17 Şubat 1920’de kamuoyuna açıklandı. Sonrasında yaşananlar malum.. İtilaf Devletleri, 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal ederek Mebusan Meclisi’ni dağıttı. Bazı milletvekilleri için tutuklama kararı alındı ve Malta’ya sürgünler yaşandı.
……………….
Hani çok sayıda yorumcu ve konunun uzmanı diyor ya; ‘Yunan burnumuzun dibinde, ABD burnumuzun dibinde’ diye..
‘Sınırlarımızda hareketlilik var’ diyor ya; dış politika konuşanlar..
Eğer Misak-ı Milli bizim ‘gerçek sınırlarımız’ ise..
Eğer bu sınırları Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk çizmiş ve ‘Bir gün mutlaka bizim olacak’ diye hedef göstermişse..
Bu bir yayılmacılık, bu bir sınır ihlali ya da başkasının toprağına göz dikme falan değildir; bu bir ‘mirasa sahip çıkma’ ya da ‘Ata’mızın arzusunu yerine getirme’ olarak kabul edilmeli, gereği yapılmalıdır..
Sormak lazım çok bilmişlere..
ABD ve taşeronu Yunan; kuklası AB..
Sınırlarımıza mı geldiler?
Sınırlarımıza mı girdiler?
Doğrusu şu olsa gerek:
SINIRI AŞTILAR ARTIK!
…………………..
Unutmadan..
Batı Trakya Türk Cumhuriyeti..
Misak-ı milli sınırlarımızdan İskeçe, Gümülcine ve Dedeağaç’ın bulunduğu topraklarda kurulan, dönemin korkak yöneticileri tarafından alelacele haritadan silinen ilk Türk Cumhuriyeti..
Ya sınırlarımıza dahil edilmeli..
Ya da..
Tarihte kurulan ilk Türk Cumhuriyeti olan Batı Trakya Türk Cumhuriyeti (BTTC) yeniden ve kalıcı olarak inşa edilmeli..
Bunu yaptığımızda..
Zaten Türk yurdu, Türk toprakları olan İskeçe, Gümülcine ve Dedeağaç’tan oluşacak BTTC, topraklarında Yunan askeri gücü ve ABD üssü barındırmayacaktır..
Aynı şekilde On İki Adalar..
Misak-ı Milli sınırları içindedir; buralardan Yunan’ı def etmek bu Millet’in Ata’sına borcudur..
Bir gece ansızın mı olur, bir sabah aniden mi olur; bilemeyiz..
Bildiğimiz tek bir şey varsa..
Korkması ve çekinmesi gereken..
Kendi topraklarını, Misak-ı Milli ile belirlenen Ata topraklarını Yunan eşkıyasından, ABD teröristinden temizleyecek olan Büyük Türk Milleti değil..
Cumhuriyetin 100. yılına, 2023’e girerken tuzak üstüne tuzak peşindeki ABD ve kuklalarıdır..
“Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda..” diye devam ediyor Büyük Kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk; öyle değil mi?
Ve bir de..
Düşmanın sayısına, teçhizatına, çok uluslu olmasına baksaydı Büyük Kurtarıcı, eğer imkanları mukayese etme yoluna gitseydi, eğer başka başka ince hesaplara girseydi..
Kurtuluş mücadelesinde işin içinden çıkabilir miydik sanıyorsunuz?
Cesur olan, gözü kara olan Yunan’ı ve işbirlikçilerini İzmir’de denize dökerken, korkak olan İstanbul’da valizini aldı, gemisine bindi ve gitti..
100 yıl önceki tarihin özeti bu..
Bakalım 100 yıl sonraki tarih nasıl yazılacak..
GÖRECEĞİZ!
