
YALOVA 26 YILINI KAYBETTİ; KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ DAHA NE KADAR GECİKTİRECEĞİZ?
- Yerel yönetimler -99 Marmara Depremi sonrası hapse girmekten, mahkemeye çıkmaktan korktu. Şehri yöneten insanlar o kadar çok korktular ki, zemin+3 kat uygulaması ile sonuç alınacağını zannettiler ve şehir merkezindeki yeni yapılanmanın önünü tıkadılar.
40-50 yıl önce yapılan 5 katlı, 6 katlı binalar yıkılıp yerlerine yenileri inşa edilemedi ve bugün yeni yeni bir şeyler yapılmaya çalışılsa da süreç çok sağlıklı işlemiyor. Israrla ve inatla parsel bazlı çözümler aranıyor, oysa sorun ancak ADA BAZLI İMAR DÜZENLEMESİ ile çözülebilir, fakat bunu gündeme getirmeye bu şehri yönetenlerin YÜREKLERİ DE VİZYONLARI DA YETMİYOR!
- Haber / Yorum - İbrahim Yurdagül
- YAKIN GEÇMİŞE KISA BİR GÖZ ATALIM..
Tarih; 17 Ağustos 1999.. 16 Ağustos’u 17 Ağustos’a bağlayan gece yarısı, saatler 03.02’yi gösterirken Yalova, daha sonra şiddeti 7,4 olarak açıklanan 45 saniyelik büyük ve yıkıcı bir deprem yaşadı. Merkez üssü Gölcük olan deprem, Yalova ve civar il ile ilçelerde ağır kayıplara yol açtı. Günlerce depremin gerçek şiddetinin daha yüksek olduğu, kayıpların gösterilen ve açıklanandan çok daha fazla olduğu konuşuldu, tartışıldı. Yalova halkı gayet iyi biliyordu ki, açıklanan sayının en az iki-üç katı kayıp vardı; zira özellikle yazlık bölgelerimizden, sitelerden depremin ilk saatlerinde çıkarılan cesetler, ölenlerin akrabaları tarafından araçların bagajlarına yüklenip memleketlerine götürülerek defnedilmişti. Hatta bazı binaların enkazlarında arama-kurtarmalar sonuç vermemiş, çok sayıda ceset enkazla birlikte kaldırılmıştı.
………………….
Yalova böylesi acı günlerden geçti. Deprem sonrası şehrin cadde-sokaklarında yaşanan kaotik ortamı, civar belediyelerden gelen yardımlarla çadırlarda yaşamak zorunda kalan insanlarımızı, haftalarca salgın hastalık tehlikesi ile burun buruna yaşam mücadelesi veren binleri, on binleri saymıyoruz bile. Hatta ve hatta; mücbir sebep ilan edilip vergi kolaylıkları sağlanması gereken Yalova’da insanların hiçbir şey yaşamamış gibi, esnafı ile tüccarı ile nasıl haksızlığa uğradığından dem vurmuyoruz, canının derdine düşmüş Yalovalının malı ile parası ile yaşadığı kayıpları kayıptan saymıyoruz. O kritik günlerdeki denetim ve kontrolsüzlükten ötürü şehrin demografik yapısının değiştiğinden, bugünlere kadar uzanan çeyrek asırlık süreçte Yalova’nın bir bütün olarak yaşamak zorunda kaldığı toplumsal çöküşten, deprem sonrası yıllarca geçmeyen travmalardan hiç bahsetmiyoruz.
- BUGÜNKÜ TABLO..
HABERCİ’nin manşeti; ZAMAN DARALIYOR!
Evet; zaman gerçekten daralmakla da kalmıyor, resmen tükeniyor. Arada bir yaşanan ve korkutan depremler olmasa, -99 deprem felaketini tamamen unuttuğumuzun farkında bile olmayacağız. Peki; arada bir farkına varıyoruz da ne oluyor? Hala daha 20 tane çürük, yıkılması gereken, yarım asırlık köhne binanın arasında üç-beş daire sahibinin bir araya gelip müteahhitle anlaşarak yaptırdığı deprem güvenli binaların çözüm olduğuna, olacağına inanıyoruz ya; işte bu insanı kahrediyor. Sanki Yalova’da ekonomisi düzgün bir avuç insanın güvenli binalarda yaşaması koca bir şehrin huzur ve mutluluğuna yetecekmiş gibi sakat bir anlayışla bakalım daha nereye kadar gideceğiz?
- YAPILMASI GEREKEN NE?
Buradan şehri yöneten seçilmişleri, atanmışları, siyasileri, STK’ları bir kez daha uyarıyoruz: Başta kentsel dönüşüm olmak üzere; her alanda, her sektörde bir derlenip-toparlanmaya ihtiyacımız var. Kentsel dönüşüm bir sorun da; ulaşım-trafik, eğitim, sağlık, sanayi, turizm, tarım.. Tüm bu alanlarda yaşanan belirsizlikler ve yanlışlar sorun değil mi? Bu sorunları teker teker ele alıp çözmeye kalksak Yalova’nın yılları yetmeyecek; bunun farkında değil misiniz? Yapılacak en akıllıca iş; tüm sorunların ortak bir platformda ele alınacağı şekilde, şehrin tüm sivil dinamikleri ile bürokratlar, teknokratlar, akademisyenler ve bilim insanlarının el ele vererek şehrin anayasasını hep birlikte ve kalıcı biçimde yeniden yazmak olacak. 1998’deki YALOVA KONGRESİ şehir için olumlu bir adımdı, ancak söz konusu proje şehrin bütününü kucaklayamamış, ciddi bir muhalefetle karşılaşmış ve deyim yerindeyse, düğme baştan yanlış iliklenmişti. Şimdi, geçmişin hatalarından dersler çıkartarak, yeniden ve çok daha güçlü bir planlama ile, altını çizerek söylüyoruz; ‘KİMSENİN SORGULAMAYACAĞI’ bir çalışmayı ortak akılla hayata geçirmeliyiz.
Yalova’nın kurtuluşu, şehrin sağlıklı büyümesi, çözüm bekleyen sorunların çözümü buna bağlı..

