
Enformasyon devriminin emekleme günlerini yaşıyoruz. Yakında dil bariyeri gibisinden bariyerler gitgide ortadan kalkacak. Bazıları AI bizi yokedecek diyor. Bazıları distopyalar gerçek olacak diyor. Şurası kesin ki insanoğlu veba'nın dahi dehşetini yaşadı, hem de defalarca...
Zerdüştler, Yahudiler, Hristiyanlar ve daha pek çokları binlerce yıldır kıyameti bekliyor ama hala kopmuş değil! Ne olacaksa olacak! Zaten dünyada geçici değil miydik? Dünya kime kalmış ki? Belki de tam aksine ütopyaların dahi ötesinde bir çağ başlar...
Sanayi devrimi, öncesiyle kıyasla dünyayı çok başka bir yer yaptı! Benzer bir devrimi yaşıyoruz! Sarsması ve şok etmesi gayet normal! Zaten hiç kimse en ufak bir öngörü dahi yapamadığı için adına 'Teknolojik Tekillik' diyoruz! Korkmamızın sebebi dünyaya kazık kakmadığımızı unutuyor oluşumuz olabilir! Ayrıca zaten korkacak bir şeyler illa bulmayacak mıyız; hele de şu anda yaşadığımız gibisinden işlerin global anlamda kötü gittiği zamanlarda?
Qin hanedanı Çin'i birleştirmiş ama 15 yılda köylüler isyan edip başka hanedan getirmiş, sonra Sui hanedanına kadar çekişmeler, çok geçmeden yerini alan Tang hanedanından sonra gene çekişmeler, sonra Moğollar imparator olmuş; bu arada da bir sürü döngü üstüne döngü olmuş... Çin bir inmiş bir çıkmış; ama insanoğlunun geri kalanı da o kadar farklı bir seyir izlemiştir diyemeyeceğim! Zaten denir ya 'Düz çizgi ölüm demektir' diye...
İnsan doğru olan ne ise onu yapmalı! Öylece fırlatılıp gözlerimizi açtığımız bu dünyadaki süremizi en iyi şekilde değerlendirmeliyiz; bir salisemiz dahi ziyan olmamalı! Elimizden gelenin en iyisi olsun ve elimizden gelenin en iyisinin sınırlarını da olabildiğince genişletelim, genişlettikçe genişletelim... Gerisi ise hiç mi hiç önemli değil! Ama muhakkak en iyisi olsun!
Ruh kurtulduktan sonra hiçbir şeyin önemi kalmaz! Ama Ruh nasıl kurtulacak? Altın soru işte bu!
AI çağında herkesin atladığı şey 'Bedeni olan Ruhlar' oluşumuzdur! Geleceğe pembe gözlüklerle de bakabiliriz kara gözlüklerle de... Yaşadığımız evren ister bir simülasyon olsun ister olmasın... Doğru olan ne ise onu yaptığımız sürece önem kayboluyor! Ama doğru dediğimiz şey; zaman, mekan, kişi gibisinden değişkenlerdeki çok ufacık bir değişim ile dahi 'Kelebek etkisi' tabirinin çok yetersiz kalacağı seviyede değişimler gösteriyor!
Yol çok! Herkes mizacına en uygun olanı seçmeli!
Doğru olan ne ise onu yapın!


