
Yalova Barosu Başkanı Av. Elif Turnacı Çavuş, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, çocukların yaşam ve gelişme haklarının korunmasının toplumun en temel sorumluluklarından biri olduğunu vurguladı.
Haber Merkezi
Yalova Baro Başkanı Av. Elif Turnacı Çavuş, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Turnacı Çavuş, açıklamasında şunları dile getirdi: “Derinleşen çocuk yoksulluğu bugün çocukların yaşama ve gelişme hakkını doğrudan tehdit etmekte, onların ihmale, istismara ve hak ihlallerine uğrama oranlarını arttırmaktadır. Ülkemizde son olarak Kocaeli’nin Dilova ilçesinde bulunan kaçak parfüm fabrikasında yaşanan yangında yoksulluk nedeniyle artan çocuk işçiliği ve yaşam hakkı ihlalleri acı şekilde gündeme gelmiştir. Kaybettiğimiz çocuklarımızdan; Cansu ve Nisanur 15, Tuğba 17 yaşındaydı. En temel iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı bir parfüm dolum tesisinde çıkan yangında hayatları sona erdi. 14 yaşındaki Nursefa ise ayçiçeği hasadı yaparken öldü ve ne yazık ki bu sene çalışırken kaybettiğimiz 77. çocuk oldu. Yine son yıllarda ülkemizde çocuk cinayetlerinde ve çocuk istismarında da büyük oranda artış yaşanmaktadır. Narin Güran, Sıla bebek ve Yenidoğan Çetesi’nin kamuoyunda yarattığı toplumsal travma hala devam etmektedir. Çocuğu koruyan güvencelerin uygulanması, çocuk katillerinin caydırıcı cezalarla yargılanması, çocuğa karşı şiddeti önleyici çalışmaların yapılarak çocuk alanındaki kazanımların arttırılması için Türkiye’nin ulusal mevzuatının uluslararası standartlarla tam uyumlu hale getirilmesi ve uygulama eksikliklerinin giderilmesi gerekmektedir. Halen gündemimizde olan 11. Yargı paketindeki değişiklikleri yakinen takip etmekteyiz. Çocuk adalet sisteminin temel mantığı, çocuğu gelişmekte olan bir birey olarak görüp onu suçtan ve zarardan korumaktır. Ancak yetişkin infazını çocuklara uygulamak şeklindeki düşünceler çocuğu korunması gereken bir özne olmaktan çıkarıp toplumsal tehdidin kaynağı olarak resmetmektedir. Çocuğu “fail” olarak merkeze alan anlayış, yoksulluk, aile içi şiddet, eğitimden kopma, akran baskısı, ruh sağlığı desteği eksikliği ve göç gibi yapısal nedenleri göz ardı etmekte ve sosyal politikadan ceza politikasına geçiş anlamına gelmektedir. Suçun arkasındaki nedenleri ortadan kaldırmak için mücadele etmek yerine sonuçlarını cezalandırmak çözüm değildir. Çocukların yetişkin infaz kurallarına tabi tutulmasını teklif etmek, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne, Avrupa Konseyi standartlarına, karşılaştırmalı çocuk adalet sistemlerine, kriminolojik verilere ve Türk hukuk düzeninin ruhuna da açıkça aykırıdır. Suça sürüklenme ihtimali olan ya da suça sürüklenen çocuklar için sosyal rehabilitasyon ve diğer çalışmaların yapılması için somut adımlar atılmalı, sosyal politikalar geliştirilmelidir. Gerek ilimizde gerekse ülkemizde SMA, DMD, kanser ve başkaca birçok hastalığın tedavisi ulusal kampanyalarla çözülmeye çalışılmaktadır. Sağlık ve yaşam hakkı, çocuklarımızın en temel haklarıdır. Hasta çocuklarımızın ücretsiz olarak tedavi edilmeleri için de ivedilikle çalışmalar yapılmalıdır. Çocukların haklarını gözeten her türlü kanun, mevzuat ve sözleşmeleri uygulamak, çocukların en iyi şekilde çocukluklarını yaşamalarının sağlanması için mücadele etmek ve çocuklarımızı korumak hepimizin görevidir. Yalova Barosu Başkanlığı olarak yaşanan çocuk ihmalleri karşısında mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğimizi basına ve kamuoyuna bildiririz.”

