‘Dünya Sağlık Örgütü 66-79 yaş arasını artık orta yaş olarak sınıflandırmaya başladı’ şeklinde bir bilgi, geçen yıllarda sosyal medyada sıkça dolanıyordu. Bu haber beni ve pek çok kişiyi çok mutlu etmişti. Yani bir süre daha orta yaşın keyfini çıkartmaya devam edecektik. Hatta Osman Müftüoğlu bu bilgiyi doğru zannedip, konuyla ilgili bir yazı bile yazmıştı, 2017 yılında. Haberin doğru olmadığı sonradan ortaya çıktı, hevesimiz kursağımızda kaldı. DSÖ’nün orta yaş aralığı 45-59 arasıydı, 60-74 arasını ise yaşlılık dönemi olarak değerlendiriyordu…
*****
Geçen gün bir arkadaşım, 70’e gelmekte olanları ilgilendiren bir yazı yollamış whatsapp’dan, muhtemelen size de gelmiştir. Yazı şöyle:
60’ını aşıp 70’e yaklaşmakta olan arkadaşlarımdan birine kendinde ne gibi bir değişiklik hissettiğini sordum.
Bana hepinizle paylaşmak istediğim aşağıdaki ilginç satırları yolladı:
(1) Ailemi, kariyerimi ve pozisyonumu sevdiğim yılların ardından, şimdi eski arkadaşlarımı sevmeye başladım.
(2) Bir Atlas olmadığımın farkına vardım. Dünyayı omuzlarımda taşımam gerekmiyor.
(3) Meyve sebze satanlarla pazarlık yapmayı bıraktım. Sonuçta, bir kaç kuruş fazla ödememle cebimde bir delik açılmayacağını biliyorum ama o bir kaç kuruş, zavallı adamın kızının okul masraflarını ödemesine yardımcı olabilir.
(4) Taksi şoförüne ödeme yaptığımda, para üstünü almıyorum. Ekstra para kazanmak yüzüne bir tebessüm kondurabilir. Ne de olsa benden çok daha fazla yoruluyor.
(5) Yaşlılara “bu hikayeyi anlatmıştınız” demeyi bir kenara bıraktım. Bu hikâyeler hatıralarını canlandırmalarına ve geçmişi tekrar yaşamalarına yardım ediyor.
(6) İnsanları hatalı olduklarında bile düzeltmemeyi öğrendim. Herkesi mükemmel yapma sorumluluğu bana ait değil. Huzur mükemmelliyetten çok daha önemli.
(7) Cömertçe ve bolca iltifat ediyorum. Bu yalnızca karşımdakine değil, benim de ruh halime iyi geliyor.
(8) Giysilerimdeki kırışıklığı ya da bir lekeyi dert etmemeyi öğrendim. Sonuç itibariyle, kişilik görünüşten daha çok öne çıkar.
(9) Benden farklı kişilerle tartışmaktan kaçınıyorum. Onlar iyi ilişkiler yürütmenin önemini bilmiyor olabilirler ama ben biliyorum.
(10) Beni kirli oyunlarıyla saf dışı bırakmak isteyen biri olduğunda, sakinliğimi koruyorum. Sonuçta, ben ne kirliyim ne de kimseyle bir yarış halindeyim.
(11) Duygularımdan utanmamayı öğreniyorum. Beni insan kılan duygularım.
(12) Bir ilişkiyi koparıp atmaktansa egomu bir kenara bırakmanın daha iyi olduğunu öğrendim. Sonuçta ego tek başıma olmama neden olacakken ilişkiler asla yalnız kalmamamı sağlar.
(13) Her günü son günümmüş gibi yaşamayı öğrendim. Ne de olsa, öyle de olabilir.
(14) Beni mutlu eden şeyleri yapmayı öğrendim, ne de olsa ben kendi mutluluğumdan mesulüm, başkasınınkinden değil…
*****
Bu listeyi genel olarak sevdim, o nedenle de paylaşmak istedim. Ancak bazı maddelerin biraz düzeltilmeye ihtiyacı varmış gibi göründü (bazı maddelere de birkaç kelimelik yorumlar getirmek istedim). Mesela:
1- Eski arkadaşlarımı hep severdim ama gerçekten son yıllarda bu sevgim arttı.
2- Dünya’yı omuzlarıma pek almadım ama sorumluluk anlayışım gençliğimdeki gibi sürüyor maalesef. Tabii ki sorumsuz tavırlar önermiyorum ama bir yaştan sonra daha özgür bir yaşam sürmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum, şimdilik yapamıyor olsam da. Yani bu madde için daha çok fırın ekmek yemem lazım.
3- Bu maddedeki tepeden bakan ‘zavallı adam’ ifadesini hiç sevmedim. Böyle düşünmek bir zavallılık göstergesi olabilir. Neyse bu ifadeyi nazar boncuğu olarak kenara koyalım.
4- Benden çok yorulsa da yorulmasa da, birinin yüzünde tebessüm uyandırmanın beş-on liradan çok daha değerli olduğu fikrine tümüyle katılıyorum.
5- Yaşlıların (artık bende bu gruptayım) anlattığı hikayeleri dinlemenin her şeyden çok iç ısıtan bir yanı olduğunu uzun yıllar önce fark etmiştim. Sadece anlatan değil, dinleyen de tedavi oluyor. Bu paha biçilmez bir duygu, aynı şeyler tekrar tekrar anlatılsa bile.
6- Hata denen şey nedir ve mükemmeli kim biliyor? Evet huzur bence de hepsinden önemli.
7- İltifat (ya da övgü) çok çok önemli ancak ben de dahil, pek çoğumuz bu konuda sınıfta kalıyoruz ne yazık ki. Eleştirmeyi seviyoruz, övgüyü ihmal ediyoruz. Bunun bir an önce geliştirmem gereken bir eksikliğim olduğunu biliyorum.
8- Bir kaç yıldır giysilerimdeki kırışıklığı veya lekeyi hiç önemsemediğimi ben de fark ettim.
9- Farklı kişilerle tartışarak öğrenebileceğimiz çok şey var ama hemen hepimiz tartışmalara öğrenmek değil kazanmak için girdiğimizden, öğrenme fırsatını genellikle kaçırıyoruz. Evet gerginlik doğacaksa eğer, tartışmamak bence de daha iyi ancak keşke kazanmak değil, öğrenmek amaçlı tartışmayı bilsek. Bu çok daha iyi bir seçenek bence.
10- Evet her koşulda sakinliği korumak önemli. Ancak kirli olmayan kimse var mı? Bu büyük bir iddia. Belki az kirlilik iddia edilebilir ama fazlası değil bence.
11- Duygularımdan utanmıyorum. Utandığım yıllar var mıydı, onu bile hatırlamıyorum.
12- Egomuzu kenara koyabilmek, her koşulda yapmaya çalıştığımız bir şey olmalı. Yalnız kalmayı çok önemsemiyorum nedense. Yani yalnız kalmamak için değil.
13- Her günü son günümüzmüş gibi yaşamayı öğrenebilmenin büyük bir bahtiyarlık olduğunu düşünüyorum. Ben henüz bunu beceremiyorum ama becermeyi çok isterim.
14- Bu maddeyi hepsinden daha zor ve iddialı buldum. Belki orijinali bu kadar iddialı değildir, çevirirken böyle olmuştur, bilemiyorum. Yani kendini mutlu eden şeyleri yapmayı öğrendiysen, çok da başka şeye ihtiyacın kalmamış demektir. Bu madde daha çok, başkalarını değil kendini mutlu etmeye çalış gibisinden bir mesaj vermeye çalışıyor bence. Bu mesajı da bencillik değil, daha bir derinlik içinde ele almak gerekebilir. Bence bu madde de fazla kurcalanmadan kenara konmalı derim.
*****
Yukarıdaki 14 madde, yanlışıyla-eksiğiyle, yine de zaman zaman elimize alıp okunacak ve sadece 60’ını geçenler için değil herkes için geçerli bir liste bence. İnsanoğlu muhtemelen bir süre sonra (bir süre derken, bir kaç yüzyıl demek istiyorum), sağlam dayanakları olan bir yaşama listesi oluşturacak ve ona göre yaşayacak. Çünkü bu dağınıklık ve kargaşa çok yorucu. Böyle bir noktaya gelineceğini sanıyorum. Bu daha dingin yaşamlara yol açacak ama bedeli özgürlüklerimiz olacak. Bu bedelin yükü ağır olduğu için de, insanoğlu listeyle yaşamaya en fazla bir kaç bin yıl dayanabilir, fazlası değil…