Arada bir, aday olanların sesleri çıksa da çokça siyasi aktör pusuda bekliyor.
Mesela milletvekilliği adaylığı için il başkanlığından istifa eden Muğlim Bağatar’la Mehmet Gürel neden sessiz?
Milletvekillerinin gönlünden geçen aday kim?
CHP’de sıkıntı var diyorlar.
Bu fikre katılmıyorum.
Sadece Tahsin Becan’da sıkıntı var. Çünkü partisinin örgüt işleyişini daha çözemedi. Kimin nereye koştuğunu göremiyor.
Asıl sıkıntı Ak Parti’de…
Yaklaşık beş ayrı kutup var. Ak Parti’deki kutuplar genel seçimde fire vermiyor. Bunu İl Genel Meclisi sonuçlarında da rahatlıkla görebilirsiniz. Hatta belediye meclis oylarında dahi AK Partililer pek fire vermiyor.
Asıl sorun belediye başkanlığı seçimlerinde yaşanıyor.
Bu durumu Barbaros Binicioğlu’nun Yakup Koçal’a karşı kaybettiği seçimde görebilirsiniz. Ya da Yakup Koçal’ın Vefa Salman’a karşı kaybettiği seçim bu iddiamın sağlamasıdır desem abartmış olmam.
Yalova’nın yerli seçmeni özellikle merkez köy ağırlıklı olanlar partiye göre değil adaya bakarak oy kullanıyor. İl olduktan sonra Barbaros Binicioğlu hariç tüm belediye başkanları Yalova doğumludur. Barbaros Binicioğlu da ömrünün yüzde doksanını Yalova’da geçirmiştir.
Efendiler!
Yalova’da yerel seçim denge tahtasında yürümekten ibarettir.
Yalova’da tüm gücü ele geçirmek isteyen irade, denge tahtasını nasıl kuracak?
Hepimiz biliyoruz. Yalova’daki yerel seçim başa baş gidiyor. Sadece Yakup Koçal’ın DP’den kazandığı seçim hariç.
Yakup Koçal’ın kazandığı bu seçim toplum bilimi açısından incelenmesi gereken siyasi bir harekettir. Burada Yalova seçmeninin dik duruş sergilediğini rahatlıkla görebilirsiniz.
Yani Yalova seçmeni diyor ki “Bize uygun olmayan adayı dayatırsanız oy vermeyiz.”
Nitekim de seçimlerin çoğu hep bu çizgide sonuçlanmıştır.
Dikkatlice takip ediyorum. Tahsin Becan çırpınıyor. Kabul görür bir adayla Yalova seçmeninin karşısına çıkmak için yoğun çaba sarf ediyor. Başarabilir mi? Parti içindeki grupları ikna edemezse çok zor.
Ak Parti’de hali hazırda güçlü bir aday Yalova gündeminde zaten var. Mustafa Tutuk çalışmalarıyla farklı tercih yapmak isteyen iradeye kilit vuruyor.
Diğer partilerden niye bahsetmiyorsun diye sitem edenleri de duyar gibi oluyorum.
Kızmasınlar ama bu seçim Yalova’da ittifak olsun olmasın zaten iki kutuplu geçecek. Belde ve ilçelerde iktidar ve ana muhalefet dışındaki bir parti seçimi kazanıyorsa biliniz ki bu her iki partinin adayına gösterilen tepkidir.
Yalova merkez, Çiftlikköy, Çınarcık ve Armutlu’da seçimlerde büyük çekişme yaşanacak. Sonucu adayların karizması belirleyecek.
Çınarcık ve Yalova merkezde iki partinin dışındaki adaylar dengeleri her an değiştirebilir. Çünkü bu iki seçim bölgesinde elli oy bile belirleyici olmaktadır.
Yerel seçimlerde milletvekillerinin etkisi çok az olur. Belediye başkanları milletvekilleri adına propaganda yapabilir de milletvekilleri belediye başkanları adına etki alanı oluşturamaz.
Denge tahtası dedim ya…
Dengeyi oluşturan ipi göğüsler, kutuplaşmayı seçen kaybeder.
Bir dahaki yazımda meclislerden de bahsedeceğim.
Meclislere senin bir adamın benim iki adamım derken kırılmalara sebep olan siyasi önderler seçimin sonucunu da etkilemektedir. Hâlbuki senin bir adamın benim iki adamım olsun yerine kente faydası olacak, fikir ve proje üretecek meclis üyelerine ne kadar çok ihtiyacımız var.
Atılan ilk adımlardan, ortaya konan planlardan seçimleri kimin kazanacağını kestirmek çok zor değil de her şeyin biraz daha olgunlaşmasını beklemek gerekir.
Yalova’da belediye başkanlığı yapmak öyle kolay bir iş değil.
Algı dünyası oluştu bir kere…
Ne yaparsa yapsın, başkana hırsız diyorlar. İl olduktan sonraki sürece bakınız, tüm belediye başkanları için yürütülen kampanyanın ana gündeminde yolsuzluk ve hırsızlık vardır.
Fikirler çarpışmıyor. Hizmetler tartışılmıyor. Yatırımlar konuşulmuyor.
Hemen tek çırpıda faturayı kesiyorlar. “Çaldı” diyorlar.
STK’lara verilen yemekleri hırsızlık kapsamına alıyorlar. Spor kulüplerine yapılan yardımları yolsuzluk olarak gösteriyorlar.
Velhasıl küçük kentin dedikoduları bitmiyor.
Bize de mecburen yazmak düşüyor.