
Yalova’da bu hafta için kırmızı kalemlerle yazılacak iki acil madde var. Birincisi susuzluk ve ikincisi de deprem.
Ve maalesef ki ikisine de hazır değiliz. Çok fazla göç alan ve maalesef kayıtsızda oldukça kalabalık bir nüfusa sahip bir şehir olarak su rezervlerimiz / 9’lara düştü. Yağmur azıcık yağar gibi yapıp durmaya devam ederse yakın zamanda su kesintilerimiz başlayacak. Ve bizler marketlerden su almak dışında hiçbir önlem almıyoruz.
Diğer önlem almadığımız konuda deprem! Tüm deprem bilim uzmanlarının son zamanlarda sürekli şehrimizin isminden bahsetmesi, dikkatleri özellikle Çınarcık tarafı, Esenköy tarafına çekmesi bir tek beni mi tedirgin ediyor. Zira önlem olarak hiçbir hareketlenme maalesef yok. Yanlış anlamayın deprem tatbikatlarından bahsetmiyorum zira Sağlık Müdürlüğü düzenli olarak hazırlık yapmakta ben bizlerden bahsediyorum. Allah göstermesin deprem olursa İstanbul Caddesi ve Şehit Ömer Faydalı Caddesi gibi dar sokakları olan, iki taraflı araç parkından asla vazgeçilmeyen ve tüm şehrin ana yolları halinde olan bu iki yol kapanırsa ne yapacağız. Hastane yolu zaten çukurlardan oluşan ve Hindistan trafiğinden hallice bir halde iken acil ambulans, itfaiye ve yardım ekipleri şehirde nasıl hareket edecekler. İnsanoğlunun fıtratında önce kendimi kurtarmalıyım zihniyeti var. 9 Şubat depremine şahit olan biri olarak insanların kaçmak için yollara döküleceğini de ön görürsek bu şehir bu kaosu asla çözemez.
Son zamanlarda yine dar olan Cumhuriyet Caddesi’nde de iki taraflı araç park edilirken artık üçüncü arabayı da koyuyorlar. Bencillikleri yüzünden trafiği mahvedip insanları zora sokuyorlar. Bu şehir hazır değil asla da hazır olmayacak. Yeni yapılaşmaya başlayan caddelerimiz ve mahallelerimiz değil ama dikkat çektiğim sokaklar hem eski yapılaşmanın olduğu hem de caddelere taşan dükkanların, kuralsız araç park edilen yerlerin keşmekeşine mahkûm edilmiş. Hal böyleyken Kahramanmaraş depremindeki ulaşım sıkıntısının aynısını yaşamamız olasılığı gerçekten ürkütücü.
Huzur içinde oturayım, kitap okuyayım, biraz kitap yazayım diyorum. Ama aklım sürekli şehrimde ve hissettiğim çaresizlikte…
Kıyamet senaryoları kadar kaos senaryolarına da biraz olsun kulak vermeliyiz. Deprem çantanızı hazır tutun, evinize bol bol su alın, musluktan akan suyu lütfen idareli kullanın ve bencil insanlara karşı aklınıza mukayyet olun.
Daha fazla yazmak istemiyorum. Çığlık atmak, insanları sarsmak ve hazırlıklı olun, dikkatli olun demek istiyorum.
Sevgiyle, saygıyla kalın. Önlemelerinizi alın. Haftaya görüşmek üzere.


