<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
Sağlıklı bir kentsel dönüşüm, yorgun binaların yıkılıp yerlerine güvenli binaların inşası..
İktidar ve muhalefet partileri milletvekillerinin (Tahsin Becan, Meliha Akyol, Ahmet Büyükgümüş) Ankara’da bir ön görüşme gerçekleştirip prensipte anlaştıklarını kamuoyuna duyurduk ve açıkçası; Yalova adına ÜMİTLENDİK! Ancak aradan günler-haftalar geçti; hala daha somut bir adım atılabilmiş değil.
17 Ağustos deprem felaketinin üzerinden dile kolay; çeyrek yüzyıl geçti. Elbette bu süre içerisinde, yıkık-dökük binaların yerlerine yenileri yapıldı. Elbette, şehir genelinde onlarca yeni ve deprem yönetmeliğine uygun yapılar yükseldi; bunları biliyor, görüyor ve takdir ediyoruz. Ancak gerçek şu ki; ağır hasar raporu almamış olsa bile, deprem öncesi inşa edilmiş, yüzlerde yorgun ve riskli bina hala daha yerinde duruyor; bu binalardaki daire ve dükkanlarda binlerce insan nefes alıp veriyor.
HABERCİ olarak konuya ilişkin sadece eleştirilerimizi, tepkimizi ortaya koymadık, aynı zamanda çözüm önerilerimizi de sıraladık. Deprem uzmanı bilim insanlarımızdan aldığımız bilgilerle Yalova’yı yönetenlere doğru bir yön göstermek, bir istikamet belirlemek istedik. Hatta son haftalarda, şehrin üç vekilinin (Tahsin Becan, Meliha Akyol, Ahmet Büyükgümüş) fikir birliğine varmasını da memnuniyetle karşıladık ve açıkçası; bir hayli umutlandık. Dedik ki; “Çok uzağa gitmeye gerek yok. Tüm bilim insanları olası bir büyük İstanbul depreminde şehrin en riskli bölgesi olarak hemen karşı kıyımızdaki Anadolu yakasını işaret ediyor. Buraları yöneten yerel yönetimler, kat sayısına takılı kalmadan eski binaların yıkılıp yerlerine yüksek katlı, yönetmeliğe uygun, deprem güvenlikli sağlam binaların yapımına onay veriyor. Biz önce bu şehrin zemin+3 kat saçmalığından kurtulmasını sağlayalım, sonrasında ‘ada bazlı’ uygulamanın önünü açalım. Bu noktada; Bakanlıksa Bakanlık, Cumhurbaşkanlığıysa Cumhurbaşkanlığı, hangi makam-mevki varsa, derdimizi adam gibi anlatalım, ısrarcı olalım ve onay alalım.”
Yalova’da bugün itibarıyla her şey belirsiz. Kamuoyuna tek satır bir açıklama yapılmıyor. Ankara’daki görüşme unutuldu mu; bir anlaşmazlık mı çıktı? Birileri kentsel dönüşüm konusuna kayıtsız mı kalıyor, olumsuz mu bakıyor; çıt yok. Yalova şehrinin onlarca yetişmiş insanı, vizyon sahibi genç yöneticisi var; ancak anlamsız bir biçimde kimsenin kılı kıpırdamıyor. Şehrin üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi, kimse bir adım atmıyor; dahası, buna cesaret bile edemiyor.