Grip salgını dışında doktora hiç gitmedim desem yalan olmaz. Fakat doksan yaşına yaklaşan babamla hastanede epeyce kaldım. Randevu almak zor oldu. Nefroloji doktoruna ulaşana kadar adeta göbeğim çatladı desem abartmış da olmam. Zaten bir tane nefroloji doktoru var.
Elimde yaşlı bir hasta var ve ne yapacağımı kara kara düşünüyorum. Ama karşımda genç sayılabilecek bir doktor var. Nefrolog Özcan Uzun. Vallahi tebrik ederim. Teşhisini koydu ve bize öyle bir sahip çıktı ki adeta canımıza can kattı.
Arada hatır gönül yok. Sadece hastalık sebebiyle tanıştık. O ne dediyse ben onu yaptım.
Doktorda hafta sonu ya da bayram tatili mefhumu yok. Kendini hastalarına adamış. Mesleğini bu kadar seven doktora nasıl iltifat yapılır? Bilemedim şimdi…
Kentimiz için bir kazanç olmuş.
Sadece diyebildim ki; “Makam ve mevkiler geçici ve boş. Sen insanların dualarını almaya devam et. Ben de dua ediyorum.”
Sonra diyalize yöneldik. Haftada bir veya iki gün gidip geliyoruz. Beni az çok tanırsınız. Bulunduğum ortamı iyi gözlemlerim.
Diyaliz bölümünden sorumlu Doktor Arzu Hanım’ın çalışma sistemi dikkatimi çekti. Arzu İsmail Velioğlu…
Önce dakikalarca bilgisayarının başında hastasının tahlillerini ve değerlerini üşenmeden inceliyor. Sonra hastasının başına gidiyor. Kontrol ediyor. Gerekiyorsa durumunu soruyor. Ve öyle teşhisler koyup müdahale ediyor ki…
Siz, “Şansımız yaver gitti.” Sanıyorsunuz.
Aslında ortada bir emek, harcanan bir mesai ve hastasına değer veren bir doktorun çabası var.
Mesleğini bu kadar çok seven doktorlara nasıl teşekkür edilir? İnsan şaşırıyor.
Elbette hastanemizde mesleğine değer veren başka doktorlar da vardır. Fakat şahit olduğum durumu Yalova kamuoyuyla paylaşmak istedim.
Yalova Devlet Hastanesi’nin kuruluş yerinde şüphelerim var. Ama fiziki hali muhteşem. Konforu mükemmel. Hasta olmadığım halde on beş gün kaldım. Hiç canım sıkılmadı.
Günümüzde hastaneler ve doktorlar çokça eleştiriliyor olabiliyor.
Yaşadığımız güzel halleri paylaşmak da vazifemiz.
Doktor, insanla uğraşıyor. İnsanla uğraşmak kolay değil.
Mesela biz, bir aylık tedavi sürecinde doktorun dediğini yapamadık. Tekrar doktora başvurduk. Yanlış bir eylem sonucu tedavinin en başına dönmüşüz. Ben babama sitem ediyorum. “Şimdi doktor bize kızacak.” diyorum. Dr. Özcan Uzun bize kızmadığı gibi sitem dahi etmedi iyi mi? “Tedaviyi baştan alacağız.” dedi. Ben öğretmenim. Mesela zayıf alan bir öğrenciye çoğu zaman “Ders çalışmamışsın.” diye çıkışırım. Doktorda sürdürülebilir insan psikolojisi davranışını görmüş olmam önemli bir bakış açısıydı.
Randevu almak, doktora ulaşmak gibi konular zor olsa da vazifesini büyük özverilerle yerine getiren doktorlarımıza sahip çıkmalıyız. Sürekli eleştirerek ve sağlık sisteminin bir parçası olduğu için doktorlara kızarak konuşmak haksız bir davranıştır.
Doktorların muhatabı insandır. Hem de hastalanmış insanlar…
Hastalanmış ve derdine çare arayan insanın psikolojisiyle uğraşmak zaten çok ayrı bir deneyimdir.
Böyle bir bakış açısı bile doktorlara saygı duymamızı gerekli kılar.