yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,7393
EURO
36,5521
ALTIN
2.948,64
BIST
9.827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Hafif Yağmurlu
11°C
Yalova
11°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
12°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
13°C
Cuma Az Bulutlu
14°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
18°C

YALOVA BELEDİYE BAŞKANLARI

06.10.2024 14:26
0
A+
A-

Efendim! Bu hafta size gördüğüm bir rüyamdan bahsedeceğim.

Tam da rüya sayılmaz. Rüyamın içinde bir rüyaydı.

Yani rüyamda rüya gördüm.

Rüyamda gördüğüm rüyada iki atlı silahlı oldukları halde beni takip ediyordu. Dağ, tepe, düz kaçmaya çalışıyorum. Fakat bir türlü takiplerinden kurtulamıyorum. Kim olduklarını önce anlayamadım. Yanımda ise boz bir kurt köpeği vardı. Korku dolu çabalarımla sahil gibi yere geldik. Deniz kenarında ilerlerken önüme bir kayalık çıktı. Aşmak mümkün değil. Silahlı atlılar yaklaşmaya başladı. Çaresizlik içinde dönüp kim olduklarına baktım. Ne göreyim? Siyah bir atın üstünde Yakup Koçal. Sırtında mavzer, elinde kılıç vardı. Yanındaki atlıyı süzdüm. Tanıyamadım. Esmerce biriydi. Kim olduğunu çıkaramadım. Tam o sırada Koçal, kılıcını kınına soktu, mavzerini alıp bana doğrulttu. Vurdu vuracak… Son çare kayalığa döndüm. İnanılmaz bir şey oldu. Kayalıkta koca bir gedik açıldı. Can havliyle boz kurt köpeğini tuttuğum gibi o gedikten içeriye fırlattım. Tam ben gedikten içeriye atlayıp kurtulmaya çalışırken uyandım. Uyandım ama rüyamın içindeki rüyamdan uyandım. Tehlikenin geçip geçmediğini anlayamadım. Bir adım attım, karşımda bilgisayarın başında iki kişi oturuyordu. Heyecanla sordum. “Ne oldu? Ben kurtulabildim mi?” Dedim. Görevli bana “Sakin olunuz. Siz gedikten başarıyla geçtiniz. Kapağını da kapattınız. Tehlike kalmadı” dedi. İçimden derin bir oh ektim. Rahatlamanın verdiği huzur içimi kaplamıştı. Mavzer patlamadan adeta Ergenekon’dan çıkar gibi kurtulabilmiştim. İçim rahatladığı o anda rüyamdan uyandım. Etrafıma bakındım. Odamda yatağımdaydım. Gördüklerimin rüya olmasına hem sevindim hem de şaşırdım.

Koçal mavzerini çevirip bana niye nişan almıştı?

Aklımdan onlarca sebep geçti.

Aslına bakarsanız yerel yöneticiler içinde en çok Yakup Koçal’ı eleştirmişimdir. O kadar eleştiriye rağmen yine de benimle selam sabahı kesmedi. Hakkını yememek lazım. İki dönem belediye başkanlığı yaptı.

Mesela Barbaros Binicioğlu’nu hiç eleştirmedim. Eleştiriye gelmeyeceğini bildiğimden yazılarıma konu yapmadım. Ama Vefa Salman’ı ilk belediye başkanı olduğu zaman iki kez eleştirdim. Beni telefonla aradı. “Keşke bana sorsaydın yazmadan önce…” dedi. İşte, eleştirmen birinin en sevmediği teklif budur. Ondan sonra bir daha yazmadım. Sonra Mustafa Tutuk geldi. Onu da eleştirmedim. Birinci dönemini beğenmiştim. Vefa Salman istifa edince vekâlet sıfatı ortadan kalktı ve Mustafa Tutuk seçimler yaklaşınca birden değişti.

Seçimi kazanacağına o kadar emindi ki ona bir hafta öncesinden dedim ki; “Eğer seçimi kazanırsan sana söz veriyorum, Mustafa Tutuk, Yalova’nın Yedibaşlı Ejderhası’nı yenen kahramanıdır.” başlıklı bir yazı yazacağım. Tereddütle karışık tebessüm etti. Ne cevap verdiğini şimdi hatırlamıyorum.

Sonra ben Yedibaşlı Ejderha’nın kimler olduğunu daha doğrusu her başın kime ait olduğunu bir kâğıda yazdım. Fakat Mustafa Tutuk’a göstermedim. İsimleri görürse morali bozulur diye düşündüm.

Ve seçimi Mehmet Gürel kazandı. Benim tespitlerime göre zaten kazanacaktı. Hiç de sürpriz olmadı. Fakat Mehmet Gürel sıkıntılı başladı. İlk aylar epey sancılı geçti. Şimdi toparlanma gayretleri olduğunu görüyorum. Onu hiç eleştirmeyeceğim. Daha zamanı var. Hele yılını doldursun.

Yalova il olduktan sonra İbrahim Uzun, Yakup Koçal, Barbaros Binicioğlu, Yakup Koçal, Vefa Salman, Vefa Salman, Mustafa Tutuk ve Mehmet Gürel’i belediye başkanı olarak gördük. İbrahim Uzun’un iptal edilen seçiminde Sinan Bozoğlu’nun, Yakup Koçal’la Vefa Salman’ın tekrarlanan seçiminde Ömer Arslan’ın kısa dönem görev yaptığını hatırlatmak isterim.

Yakup Koçal’ın Barbaros Binicioğlu karşısında kazanacağını seçime bir hafta kala anladım. Yakup Koçal’ın Vefa Salman’a karşı seçimi kaybedeceğini aylar öncesinden fark edip iddiaya bile girdim. İkinci kez kaybedeceklerini yüzlerine karşı söyledim. Hakeza Mustafa Tutuk’a da üstü kapalı söyledim ama o anladı mı bilmiyorum.

İl olduktan sonra Yalova belediye başkanları içinde ilk belediye reisi İbrahim Uzun’u ayırıyorum. Sonrakileri değerlendirmek istiyorum.

Beş isim. İçlerinde belediye başkanlık yetkisini elinde tutan Barbaros Bey’le Yakup Bey’dir. Barbaros Bey iktidar partisinden olduğu için Yalova’ya ciddi yatırımlar yaptı. Fakat teşkilatlarla ilişkilerini sıcak tutamadı. Yakup Koçal ekip çalışmasını en iyi yapan belediye başkanıdır. Fakat tabela partisinden seçim kazandı da Ak Parti’nin en güçlü olduğu dönem kaybetti. Herkes birçok sebep üretti. Hâlbuki Yalova merkezde Ak Parti hiç seçim kazanmadı ki… Araya sadece Barbaros Bey girdi. Amca, Yeğen, Kuzen yani Yakup Koçal, Cengiz Koçal ve Yaşar Okuyan birbirine düşünce Barbaros Bey aradan sıyrıldı. Ben buna Ak Parti seçimi kazandı diyemem. Herkes bu ayrıntıyı gözden kaçırdı. Mustafa Tutuk’un gözden kaçırdığı da buydu. Üstelik Ak Parti, tüm zamanlarında Yalova bazında en zayıf teşkilatıyla seçime girdi. İl başkanının gayretli olması seçim için yeterli adım değildir. Yönetimdeki kadrolar seçim yükünü sırtında taşıyacak meziyetlere sahip değildi. Soruyorum size: “Annesi babası başka partiye oy veren birinin Ak Parti yönetiminde ne işi var?”

Düzenin adamı olmak başka, dava adamı olmak başka…

Vefa Salman döneminden bahsetmedim. Başkanlık yetkilerini ekibine dayatmadı. Herkese çok güvendi. Büyük bir hoşgörü içinde adeta ne yaparsanız yapın dedi. Yetki verdiği memur bile suiistimal yaptı. Başarıyla geldiği makamı başarısızlık görüntüsüyle bizzat kendisi terk edip gitti.

Bir rüyadan nereye geldik? Gördünüz mü?

Sahi Yakup Koçal, silahlı bir vaziyette beni niye takip etti?

Yanındaki o esmer, az kıvırcık saçlı süvari kimdi?

O kayada bir geçit açılmasaydı beni gerçekten vuracak mıydı?

Hadi ben hedefteydim de o boz kurt köpeği yanımda niye vardı?

İyi bir rüya yorumcusu tanıyor musunuz?

Ona gidip soracağım.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.