Tam 27 yıl önce il olduk.
İki yerel yöneticiyi, Altınova Belediye Başkanı Dr. Metin Oral’la İl Genel Meclis Başkanı Hasan Soygüzel’in yaptıklarını çıkarın…
Kültür ve Turizm adına Yalova’da hiçbir somut adımın atılmadığını açıkça görebilirsiniz.
İstanbul, İzmit ve Bursa gibi antik kentlerin hemen yanı başında olan Yalova, nasıl oluyor da somut olmayan kültür ve tarihi miraslardan mahrum oluyor?
Aslında mahrum değil…
Yalova, her daim küçük bir kasabaydı lakin büyük bir tarihi derinliğe sahipti.
Bu tarihi ve kültürel derinliğin en kadim olduğu bölgelerimizden biri de Altınova’dır. Ve Altınova’yı sahip olduğu şöhrete taşımak için büyük gayretler sarfeden Belediye Başkanı Dr. Metin Oral’ın çalışmalarını takdir ediyor ve özenle takip ediyorum.
…
Altınova ilçemiz, tarihi ve kültürel değerler açısından zengin, köklü tarihi geçmişe sahip yerleşimlerden biridir.
Büyük Konstantin zamanında annesi Helena adına kurulan şehir, dillere destandır. Bu açıdan bakıldığında tersanelerin Hersek gölüne doğru olan kısmı antik yerleşim alanı olarak kayıtlarda karşımıza çıkmaktadır.
Yer altı tünelleriyle bu batık şehir, bölgenin canlılık merkezi olmaya muktedirdir.
Bölgeye değer katacak bundan daha büyük bir eser olamaz diyebilirim.
Selçukluların bölgedeki askeri faaliyetleri, Haçlı seferlerine ilk müdahale İslam-Türk izleri öncelikli olarak Altınova-Hersek bölgesinde karşımıza çıkar.
Kırk Geçit Deresi ve Dragon Suyu, Bizans günlükçülerinde en fazla zikredilen isimler arasındadır.
Sultan Kılıçarslan’ın haçlı birliklerine ilk müdahalesinin başladığı bölgedir.
1301 yılında Osmanlı askeri kuvvetlerinin ilk defa Bizans askerleriyle çatışmaya girmesi Gazi Abdurrahman komutasındaki askerlerle bu mevkide olmuştur.
1326 yılında İznik kuşatmasını yarmaya gelen Bizans’ın destek birliklerini geri püskürten Şehzade Süleyman, bu bölge için ayrı bir öneme sahiptir.
Ve Sultan Orhan Gazi’nin 1326 yılının ardından Altınova yöresine yönelmesi Termal’e kadar olan arazilerin Osmanlı mülkü olmasıyla sonuçlanmıştır.
Çobankale ayrı bir öneme sahiptir.
Tekfuru bir bayandı. Balakonda ya da Yalakonya olarak anlatılır.
Hemen az ilerisinde Yalakdere mevkisi istikametinde Yalakonya’nın erkek kardeşinin bir kalesi daha vardı ki…
Koyunhisar…
Bu kalenin tekfuru da Yalakonya’nın erkek kardeşi Kalayun’du.
Tarihi tartışmalara çokça sebep olan kale işte budur.
Bursa Yenişehir’deki Koyunhisar ile karıştırılmış ve tarihçilerin farklı iddialarda bulunmasına sebep olmuştur.
Yani sizin anlayacağınız, Altınova-Hersek-Yalakdere bölgesinin fethinden önce burada iki kale mevcuttu.
Biri bildiğimiz Çobankale…
Diğeri, az ileride İznik istikametindeki Koyunhisar…
Bir de Dil Baba efsanesi…
Altınova-Hersek bölgesinin en güzel efsanelerinden biridir.
Kültür, efsanelerden de kuvvet kazanır.
Ve bu bölge Akça Koca birlikleri tarafından fethedilmiştir.
Kaynaklarda Altınova bölgesinde tarihi bir çeşmeden bahsedilir.
“Sultan III. Murad’ın bahçıvan paşası Mustafa Bostancı Efendi Çeşmesi…”
Bakiyeleri var mıdır, eskiler hatırlar mı; bilemiyorum.
Altunizade İsmail Paşa’nın Altınova’yı içine alan devasa çiftliğinin yakın tarihe ışık tutacak bilgiler içerdiğini de göz önünde bulundurmak gerekir.
Hersek’le ilgili yapılacak tarihi çalışma bile tek başına Altınova bölgesinin geçmişine ışık tutacak verilere sahiptir.
Hersekzâde Ahmet Paşa Camii ise en bilinen eski tarihi yapılardandır. Adına bir de vakfiye mevcuttu.
Demek ki…
Bizim için Altınova tarihi Selçuklulardan başlıyor.
Sultan Kılıçarslan, Abdurrahman Gazi, Şehzade Süleyman, Sultan Orhan Gazi, Akça Koca, Dil Baba, Hersekzade Ahmet Paşa, Bahçıvan Mustafa Efendi, Altunizâde İsmail Paşa; Türklüğümüz ve Müslümanlığımız için Altınova’dan başlayan sembollerimiz ya da sembol isimlerimizdir.
Farklı kültürler açısından bakarsak…
Büyük Konstantin ve annesi Helana başta olmak üzere Hz. İsa’nın havarilerinin öğrencilerine kadar uzanan kalabalık bir liste mevcuttur.
Tevhitçi Hristiyan önder Antakya Başpiskoposu Aziz Lucian İzmit’te putperest Hristiyanlar tarafından öldürülünce Helana, oğlu Aryüs’le birlikte O’na Altınova bölgesinde anıt mezar yaptırdı.
Her şeyden önce bu anıt mezarın bulunması tarihin akışını değiştirecek büyük bir olaydır. Çünkü bu anıt mezar Hristiyanlık dünyasının kendi iç hesaplaşmalarına ışık tutacak devasa somut kültürel mirastır.
Biraz daha sabırla somut bilgilere ulaşacağız.
Son zamanlarda Altınova’da yürütülen arkeolojik çalışmalarla ilgili haberleri okudukça umudum biraz daha artmaktadır.