
'Dünya insanlığın beşiğidir, ancak sonsuza kadar bir beşikte yaşayamayız' (Konstantin Tsiolkovsky)
Uzay; artık insanoğlu için bir tercih, bir seçenek değil zorunluluktur! Yapay zekaların bir Luddite Krizi çıkaracağı konuşuluyor! İnsanoğlu, uzaya çıkmayı reddetmeye devam ettiği takdirde ya Orwell'ın dahi hayal edemeyeceği bir totaliterizm ile, ya da ortaya çıkacak kaoslar sonrası yeniden taş devrine dönmekle karşı karşıya kalacaktır!
Aslında dünya trilyonlara yeter! Ama buharlı taşıtlar ve telgraftan günümüze sesten hızlı uçuş ve kıtalar arası telekonferanslar ile gelen süreç mesafeleri çok fazla kısalttı! Günümüz dünyasında kimsenin ikinci bir şansı yok! Herkes kapana kısılmış durumda! Uzay kolonilerini istemeyenler ne istiyor? Mesele aslında engellenen teknolojiler! Ama belki daha da önemlisi ortaya çıkacak olan muazzam emtia bolluğu ile dünyanın göç vermesi sonucu ortaya çıkacak muazzam depopulasyonun günümüz global düzeni için çok ciddi şekilde yıkıcı ve zararlı olmasıdır! Aslında Andromeda'ya dahi günübirlik geziler yapabilecek durumdayız; ama... İzin yok! Bundan birkaç yüzyıl önceki kimselere 'Yalova-Bursa veya Yalova-İzmit seyahatleri 1 saatte olabilecek' deseydiniz kafayı yediğinizi düşünürlerdi ama şu anda bu durum bizim gerçekliğimiz! Çok daha öteleri de bizim gerçekliğimiz olabilir ama tabi ne yapacaksak dinozorlara rağmen yapmak zorundayız!
Sentetik yerçekimi yalan, Işık hızı geçilemez, Alternatif enerji kaynakları yok, daha ne vardı acaba? 1947'de Roswell'de düşen cihazın Mucidi çok muhtemel Viktor Schauberger idi! Edward Leedskalnin de bayağı ilginç bir figürdür! Tabi öldüğünde unutulmuş olmasına karşın günümüzde ününü yeniden kazanmış olan duayen Tesla da var elbette! ABD, sentetik yerçekimi araştırmalarına 2. Dünya savaşının bitiminden bu yana ara vermedi ama en ufak bir belge de yayınlamadı! Başkan yardımcısı Truman da Manhattan Projesi hakkındaki ilk brifingini ancak başkan ölüp kendisi başkan olduktan sonra almıştı! Böyle şeylerin sır olarak saklanması şaşırtıcı değil elbette! Muhtemelen Sovyetlerde de Süper Ağır elementler ile ilgili muazzam ilerlemeler vardı ve onlar da halen sır olmaya devam ediyor! Burdaki sorun, bütün insanlığın muazzam bir bolluk bereket içinde yaşayabilecekken çok daha azla yetinmek zorunda bırakılmasıdır! Ayrıca şu zamanda global düzen korkunç bir kıtlık bilinci aşılıyor! Bitkilerin yiyeceği olan Karbon neden düşman oldu? Ayrıca tarih bize sıcak periyodların bolluk bereket, tam tersine soğuk dönemlerin kıtlık ve yokluk dönemi olduğunu göstermiyor mu?
Söylenmeyen çok fazla şey var! Kesin olan şey ise ne yapacaksak dinozorlara rağmen yapmak zorunda oluşumuzdur!
Haydi hayırlısı!


