İnsanı diğer varlıklardan ayıran en özel hasletlerden ve duygulardan biri de hiç şüphesiz utanma duygusudur. Bu öyle bir duygudur ki – modern çağın söyleminin aksine- sizi ayakta tutar, diri tutar. İmanınızı kavî kılar. Çünkü nebevî öğretinin delâletiyle “haya” imandan bir parçadır. Siz o parçanın varlığı ileiyi, güzel ve erdemli olana meyl edersiniz ve bu meyliniz de sizi cennet ehli kılar. Tam tersi hayasızlık söz konusu ise bu da kişiyi kötü, çirkin, fuhuşattan olan şeylere sevk eder ki bunun da sonu cehennem azabıdır. Rabbim akıbetimizi hayr eylesin, cennet ehli olan kullarından eylesin.
Yolun sonu, akıbetimiz mühim çünkü.
Yolculuğumuzun en güzel şekilde tamamlanması için, rahmeti her şeyi kuşatmış olan Yüce Rabbimiz, yolun her tarafına işaretler koymuş, sınırları tayin etmiştir. Girmememiz gereken sapaklar tek tek belirlenmiştir. Çıkmaz sokaklar, çukurlar, kaygan zeminler, çakıllı yollar konusunda tüm uyarılar yapılmıştır.
Bütün bu dikkat işaretlerine, ikazlara tembihlere uymayanlar için her şey mübah gibi!
Söylenecek bir şey de yok!
Herkes dilediğini yapmakta serbest!
İlk muallimimiz fahri kâinat efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) da bu hususta bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “İlk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz vardır: Şayet utanmıyorsan, dilediğini yap!”
Burada özel bir okuma yaparsak bütün hayatımızı kapsayacak bir anayasanın varlığını görürüz. İçinde yaşadığımız bütün ortamlarda koca puntolarla yazılması gereken:
“Utanmıyorsan, dilediğin gibi yaşa!”
“Utanmıyorsan, dilediğin gibi çöpünü yere at!”
“Utanmıyorsan, istediğin gibi bağır çağır!”
“Utanmıyorsan, trafik kurallarını ihlal et!”
“Utanmıyorsan, rüşvet ver, iltimas geç!”
“Utanmıyorsan, kimsenin hakkına saygı duyma, asla adil olma!”
“Utanmıyorsan, sadece kendini düşün, kendinden başkasını sevme!”
“Utanmıyorsan, etrafındaki herkesle dalga geç!”
“Utanmıyorsan, asla doğru sözlü olma, herkese yalan söyle!”
“Utanmıyorsan, her sohbetin gıybet dedikodu ve iftira ile dolu olsun!”
“Utanmıyorsan, başkasının malına göz dik!”
İmam Nevevî hayâyı şöyle anlatır;“Hayâ, insanı her türlü kötülükten alıkoyan bir huydur, insanın kimlere karşı ne gibi görevleri varsa bu görevleri aksatmamasınısağlar.”
Sadece kendisini düşünen bir kişi hayâdan nasibini almamış demektir, böylece dehayr ile buluşamayacakdemektir. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) : “Hayâ, ancak hayır kazandırır.” Şeklinde buyurarak hayâdan yoksun kalmanın kişiyi hüsrana uğratacağını haber vermiş olmaktadır.
Rabbim, bizleri ve nesillerimizi, hüsrana uğrayanlardan değil, iman ehli hayâ sahibi kullarından eylesin.
Amin.