Baha‘nın sunumlarının geçen haftaki konusu Metaverse idi. Bu kelimeyi şöyle bir duymuş ancak ne olduğunu araştırmamıştım. Baha’nın sunumunda anladım ki, insanoğlu internetten çok daha geniş kapsamlı, yepyeni ve oldukça büyük riskler taşıyan bir dünyaya adım atmak üzere…
Kelime, ‘meta’ ve ‘verse’ kelimelerinden oluşuyor. Metafizik kelimesindeki gibi; meta ‘öte’ anlamında kullanılıyor, verse ise ‘universe’ yani evren kelimesinden geliyor. Yani terimi, “öte evren” ya da “evrenin ötesi” şeklinde açıklamak mümkün.
Metaverse ya da sanal evren, sanal gerçeklik gözlükleri sayesinde farklı bir boyuttaki algısal bir yaşamı imkânlı kılan dijital ortamda oluşturulmuş yapay dünyaya verilen ad. Metaverse, fiziksel hiçbir çaba göstermeden dünyadaki her türlü eylemin hazzını, acısını vb. hissetmeyi sağlıyor. Kısacası “Metaverse nedir?” sorusunun en kısa yanıtı “sanal algı dünyasındaki yapay yaşam“dır. 2 boyutlu internette barınan veya hayatlarımızda olup da dijitalleştirilebilecek olan her şey, 3 boyuta çevrilip dijital bir evrene aktarılacak. Sanal gerçeklik (VR, Virtual Reality) veya artırılmış gerçeklik (AR, AugmentedReality) kullanılarak daha gerçekçi hale getirilen dijital alanlar oluşacak. Burası fiziksel gerçeklikle, sanal ve artırılmış gerçekliğin birleştiği bir online dünyalar topluluğu…
Böyle bir yapay yaşam dünyasına adım atmak üzereyiz. ”Hadi canım böyle şey olmaz, hayal dünyasında yaşamayı tercih edecek kadar saf değiliz” demeyin, bundan 20 sene önce size birisi, ”insanların önemli bir kısmı zamanlarının ciddi bir bölümünü ellerindeki telefona bakarak geçirecekler” deseydi inanmazdınız…
Internet’in ilk tohumları 1960 yılında ABD’de atılmaya başlandı. Internet 1993 yılında ülkemize geldi ve bu tarihten sonra çok hızlı bir şekilde yaşamımızın önemli bir parçası oldu. Metaverse de aynı internet gibi, ancak ondan çok daha hızlı ve çok daha yoğun bir şekilde yaşamlarımızın içine girecekmiş gibi görünüyor…
*****
Metaverse uzun yıllardır duyulan bir kavram ama bu hızlanan sürecin fitilini Facebook CEO’su Mark Zuckerberg‘in geçen temmuz ayında bir dergiye verdiği beyanat ateşledi. Zuckerberg bu beyanatta, ”Önümüzdeki 5 sene içinde Facebook kullanıcılarının, bizi bir sosyal medya şirketi olarak değil, bir metaverse şirketi olarak göreceğini düşünüyorum” dedi. Geçtiğimiz ekim ayının sonunda ise, neredeyse 1 trilyon dolar değerindeki Facebook’un adı “Metaverse”eithafen, “Meta” olarak değiştirildi.
Metaverse teknolojisinin ilk büyük yatırım şirketlerinden biri Oculus. Şirket Facebook tarafından 2 milyar dolara satın alındı. Evet, 2 milyon dolar değil, 2 milyar dolara. VR cihazı üreten Oculus’u alan Facebook, bu alanda çalışacak binlerce kişiyi de işe aldı. Sanal evrene olan talep sadece Facebook ile de sınırlı değil. Özellikle Microsoft’un da bu alana önemli miktarda yatırım yapacağı söyleniyor…
*****
Metaverse’in Internet’ten farkı şöyle: Internet’te kendinize bir giysi bakıyorsunuz, Metaverse’de ise giysiyi sanal dünyada üzerinize giyip deniyorsunuz. Internet’te bir konser izleyebiliyorsunuz, Metaverse’de ise aynı konseri konser alanında konserde bulunan etrafınızdaki diğer insanlarla konuşarak izleyebiliyorsunuz, oturduğunuz yerden. Eşiniz, arkadaşınız falan da konser alanına herhangi bir yerden sanal olarak gelip, yanınızdaki koltukta oturabiliyor.
Mesela ‘Second Life’ 2003 yılından beri var olan bir sanal dünya. Gerçek hayattan birileri ile avatarlar vasıtasıyla iletişim içinde olabiliyorsunuz. Ancak Metaverse muazzam bir çalışma, Second Life onun karikatürü bile olamaz.
Geçtiğimiz günlerde Metaverse’de sanal bir yat 650.000 dolara satıldı. Evetsatın alınan somut olmayan hayali bir şeyancak ödenen para gerçekten bildiğimiz amerikan doları. Metaverse’de arazi satışları da başladı, satılan arazilerin fiyatlarıgenellikle 2 milyon doların üzerinde. Tabii bunların tamamı hayali araziler ama ödemeler gerçek para ile oluyor. Metaverse arsa fiyatlarının gelecek yıllarda büyük değer kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Sanal bir emlak şirketi, dijital mülklerdeki fiyatların 16 ayda 200 kat artacağını öngörüyor.
Metaverse’in 2-3 yıl içinde 800 milyar dolarlık bir pazara dönüşeceği tahmin ediliyor. İlerleyen zaman içinde ise bu rakam katlanarak büyüyecek gibi görünüyor. Gelecekte sanal evrende özellikle mal, para ve itibar sahibi insanların oluşması ve bu alanın trilyonlarca dolarlık bir platforma dönüşmesi planlanıyor.
Bitcoin’in fiyatı aktif dolaşıma girdiği 2010 yılında sadece 0,06 dolardı. Yazıyı yazarken baktım, fiyatı 49.721 dolar. Yani Bitcoin’in fiyatı 11 yılda 828 bin kat artmış. 2010 yılında 100 dolarlık Bitcoin almış olsaydınız, bugün 82 milyon dolardan daha fazla paranız olacaktı. Tabii kazanın doğurduğuna inanıyorsan, öldüğüne inanmaya da hazırlıklı olman gerekiyor… Yıldız emeksiz para kazanılmasına şiddetle karşıdır. Ancak toplumun %99’unun bu fikri paylaşmadığını sanıyorum…
Sanal evrende alışveriş yapmak, arsa satın almak, bir konser için bilet temin etmek gibi amaçlarla kullanılması planlanan AxieInfinity, Decentraland, TheSand Box gibi çok sayıda Metaversecoinvar.
ABD’nin en büyük 2. bankası olan Bank of America tarafından yapılan bir yorumda, Metaverse’in önünün açık olduğu beyan edildi. Bu açıklamayla dünyadaki egemen güçlerin konuya verdikleri destek bir kere daha teyit edilmiş oldu…
*****
Şu meşhur 40 yaşın üstünde olanlar, dijital bir tekneye yüzbinlerce dolar, dijital bir arsaya milyonlarca dolar, dijital giysilere binlerce dolar vermenin saçma olduğunu, bunun yapılmayacağını veya çok az kişi tarafından yapılacağını iddia edebilirler… Böyle düşünenler bence yanılıyorlar. Evetbu alanda önce 40 yaş altı insanlar biraz daha atak olabilirler ama kısa bir süre içinde 40 yaş üstünün de yoğun bir şekilde alana gireceğini sanıyorum. Tabii ki kendisini tamamen dışarıda tutacak insanlar da olacaktır ama onlar oldukça azınlıkta kalacaktır…
Bunları bir temenni olarak söylemiyorum, aksine bu gidişi doğru bir gidiş olarak görmüyorum. Ancak insanoğlunun bu güne kadar gösterdiği performans, sanal alemMetaverse’e de varıyla-yoğuyla gireceğini bize gösteriyor. Pahalı araba almasına gerekçe olarak ailesinin güvenliğini gösteren insanlar gibi, aynı şekilde bu garip alemde de aslında hiç de öyle olmamasına rağmen akılcı gibi görünen gerekçeler önümüze koyulacak veya arzularımıza dokunulacak ve genellikle olduğu gibi yine bizler bu tuzağa düşeceğiz…
Facebook gibi tek elden yönetilen, insan haklarını ve hukuki sınırları zaman zaman oldukça zorlayan bir şirket, insanlığın ilk Metaverse’ini inşa etme rolüne soyunuyor. Bu da önemli bir nokta.
Internet’te baktığımız bir kitabın reklamı, girdiğimiz başka sayfalarda da karşımıza çıkıyor. Metaverse’de bunun kat kat fazlası olacak. Zuckerberg sistemin bizim mimiklerimizi bile takip edeceğini söylüyor…
Manhattan Projesi ekibinin lideri sayılan Oppenheimer, sebep olduğu yıkımı gördüğünde Hint felsefesinden ‘Ben şimdi, dünyaların yok edicisi, Ölüm oldum’ sözlerini söyledi. Ekim 1945’te projeyi bıraktığında da ellerinin kana battığını düşünüyordu. Metaverse’de de böyle bir yıkıcı potansiyel olduğunu söylemek bence mümkün. İçinde ölüm yok belki ama sevimli maskeler altında yıkıcılığın çok çeşitli yüzleriyle karşılaşacağız sanıyorum. Umarım böyle olmaz…
*****
Nasıl olsa bu dünyaya gireceğiz, bunu bir an önce yapalım diyorsanız eğer, bu düşüncede olanlara önce MetaHuman tasarlamaları öneriliyor. Sanal evrende insanlar MetaHuman yani dijital kopyaları ile yaşama imkanı bulacaklar (ve tabii sisteme dâhil olanlar hayatlarının büyük bir bölümünü bu dünyaya bağlı olarak geçirecekler). Epic Games tarafından üretilen MetaHumanCreator yardımıyla dijital kopyanızı ücretsiz (şimdilik) olarak üretebiliyormuşsunuz. ”Madem yaklaşık bir yılda 200 kat kadar artacakmış, gidip oradan sanal arsa alıyım” diyorsanız, MetaHuman’ınız olmadan da bunu yapabiliyormuşsunuz. Bu işin içinde olanlar ise sanal arsa gibi yatırımlar yerine, AxieInfinity gibi Metaversecoinlere yatırım yapmanın daha akılcı bir seçenek olduğunu söylüyorlar.
Önümüzdeki aylarda neler olacak hep birlikte göreceğiz. Tabağımızda ne varsa, doğal olarak kaşığımızda da o çıkacak…