BIST 100
10.918,51 -1,07%
DOLAR
42,5177 0,12%
EURO
49,5981 0,14%
GRAM ALTIN
5.768,63 0,27%
FAİZ
37,98 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
79,45 1,79%
BITCOIN
92.088,00 -0,09%
GBP/TRY
56,7703 0,05%
EUR/USD
1,1659 0,13%
BRENT
63,22 -0,06%
ÇEYREK ALTIN
9.431,71 0,27%

ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ

mustafa-karamercimek-haberci-kose-yazisi

Sevgili dostum.

Çok değer verdiğim, kendime örnek olarak gördüğüm, ilmiyle amil olan, değerli bir zata, bir sohbet esnasında, bana ne tavsiye edersiniz?  Diye sordum. Okuyor musun? dedi. Açıktan İktisat okuyorum, sadece Ankara'ya imtihanlara gidiyorum. Ben orta ve liseyi de akşam okudum. Gündüz sadece ilk okul var. Onunda akşamı olsaydı kesin onu da akşam okurdum dedim. Gülüştük. Neden gündüz gitmedin? dedi. Yoksulluk dedim. İlk okul da başladım eve ekmek götürmeye hâlâ devam dedim. Gözlerimin ta içine baktı, yüreğime adeta bir ferahlık akıttı, sessizce, okumak güzel dedi. Okumayı seviyorum dedim. Daha çok sev dedi ve devam etti. Dinsiz ilim zalim, ilimsiz din cahildir dedi. Bu yüzden ikisinden de mahrum kalma. Bu nasihati benden aldıysan, ilim öğrenen her gencin kulağına fısılda dedi. Çünkü ilimsiz din tek kanatlı kuş gibi kalır, hedefe varamadan yırtıcı hayvanlara yem olur, unutma dedi. Ha birde insan ölür, ama insanlık ölmez. Sen sen ol, sadece insan olma, insanlığın peşine düş, bu azmi sende görüyorum, bunları yap gerisi çorap söküğü gibi ardından gelecek, zora talip oldun dedi ve devam etti. Kaybettik dedi kaybettik. Ne yapalım şimdi, oturup ağlayalım mı? Evet ağlayalım zerre kadar onurumuz varsa ağlayalım. Nasıl oyuna geldiğimizi, kendimizi nasıl kaybettiğimizi, yenilgiyi kabul ettiğimizi düşünüp, düşünüp ağlayalım. Fakat üç gün bile sürmesin göz yaşlarımız, biz topyekun ölmedik, ruhumuzu küle gömdüler. Bu yüzden içimizdeki ateş asla sönmeyecek, küllerimizden yeniden doğacağız. Karanlıkta kaybettik, karanlıkta arayacağız. Mumla değil, yüreğimizdeki sönmeyen gönül gözüyle... mindere bir daha çıkmayalım mı, sahada olmayalım mı, vaz mı geçelim hayattan, koca bir ümmet bu ümmete yıllarca öncülük etmiş bu millet, yok mu olsun, bizim onurumuza, inancımıza, imanımıza, ahlakımıza yakışır mı? dedi. Daha çok çalışacağız, daha çok emek vereceğiz, daha çok zaman harcayacağız, doğru sözü bile israf etmeyeceğiz. Şikâyet etmeyeceğiz, vaz geçmeyeceğiz, bizden çaldıkları ilimi de, ahlakı da, tarihide, bin yıllık medeniyetimizi de geri alacak, üzerine daha güçlü medeniyetler kuracağız. Buna da Allah'a inandığımız gibi inanacağız. Bu görev bize düştü, kimse anlamaz diye yese kapılma, anladığına şükret, anlamak anlatmak ve yaşamak gerektirir. Şimdi git bunların hepsini kim dinliyorsa onlara anlat ama sende okumadığın kitap kalmayıncaya kadar oku dedi ve bana sarıldı. Sizin gibi gençlerin var olduğunu gördükçe, daha çok inanıyorum, haydi git kendine arkadaş bul dedi ve bedenen ayrıldık, ruhen hâlâ beraberiz.

Ben o gün bugün aynı yolun yolcusu olarak kalmaya karar kıldım. Hâlâ aynı görüşte ve aynı düşüncedeyim. Bu görüş ve düşüncelere gençlerin daha çok itibar ettiğini müşahede ettim ve gençlere her daim değer ve itibar verdim. Bundan dolayı da asla pişman olmadım. Karşılık olarak hiçbir dünya menfaati beklemedim. Kısa sürede değişen, gençle de karılaştım uzun sürede değişene de. Uzun sürede değişene de terk edemedim bekledim, sabrettim. Sabrımın mücadelemin karşılığını, o gün görmeye başladım hâlâ görüyor ve yaşıyorum. Gençler nerede ise ben oradayım. Onları ne uçurumun kenarında, ne cehaletin kucağında nede ümitsizliğin pençesinde bırakmayacağıma yemin ettim. O gün mahalle çocuklarından başlayıp, sporcu gençlikle devam eden serüvenime hayatın kapandığı seksenli yıllarda, hayatıma üniversite gençliğini de kattım. Sivas Cumhuriyet Üniversite’sinin yeni toparlandığı dönemlerde, baş örtüsünden dolayı zulüm gören kızlarımızı, oturduğumuz evin bir altını kiraladım ve orada oturmalarını sağladım. Bana uyum sağlayan eşimi de onlara kardeş yaptım. Üniversitede oruç tutanlara yemek çıkmadığını öğrenince, üniversite gençleriyle yemek çıkmasını organize ettik. Yurt sorunu ev sorunu olduğunu öğrendim. Sivas'ta Kasımoğulları’nın binasını kiralayarak yurt haline getirip, gençlere kirası benden yemekler sizden diyerek onlara kardeş oldum, abilik yaptım. Bazen üniversite gençlerini piknik düzenleyerek buluşturuyor, kaynaştırıyor onlara gelecek sizin, nasıl bir ülke görmek istiyorsanız ona gere hayat kurun, ne olursanız olun önce insan olun, insanlığı yaşatın diye tavsiyede bulunuyordum. Bazen de sporcularımı üniversiteye götürüyor, onlarla maç yaptırıyor, ahbaplık kurduruyordum. Bu samimiyetimi bu fedakarlığımı gören gençler beni takdir ediyor, yanlışlarını da doğrularını da benimle paylaşıyorlardı. Birçok gence maddi ve manevi destek verdim. Üniversite gençliği bir evladım varken, bana üç tanede manevi evlat kazandırdı. Adam olup olmamalarını, kıymet bilip bilmemelerini, hiç düşünmeden hiçbir karşılık beklemeden yaptım, hâlâ yapıyorum yedisinde ne isem yetmişinde de aynı kafayım, aynı kafadayım. Bunları vatana millete hayırlı olsunlar, iyi insan olsunlar, insanlık yaşasın, insanlık yaşasın ki iyilik ölmesin diye yaptım. Olanlarda oldu olmayanlarda, beni unutanlarda oldu unutmayanlarda, ben bununla ilgilenmedim, görevimi yaptım, fazla bir şey yapmadım. Kimin anlayacağını bilemem, sınıf elli kişilikse matematiği elli kişilik anlattım, beş kişi anlamış olabilir, siz niye anlamıyorsunuz demedim. Onlara da lazım olacak kadarını öğretmeye çalıştım. Tâki her kesin kendine lazım olan matematik bilgisi olduğuna kendim inana kadar. Bana göre İslam da tıpkı matematik gibidir, her insanın kendine lazım olduğu kadarını anlayacağı bir hayat dinidir.

Sevgili dostlar.

Birkaç kez tekrar ettiğim bir cümleyi tekrar ediyorum, çünkü tekrarda hayır vardır. Sadece sizin için değil benim içinde, tekrar bana da unutma diye fısıldar. Ne kötü çocuk vardır nede bozulan genç. Zira onların düzelecek vakitleri de zamanları da olabilir. Büyükler bozuksa düzelmeleri imkânsız değilse bile zordur. Asıl büyükler büyük olacak kendi noksanlarını tamamlayacak, kendi hatalarını tamirle uğraşacaklar. Gençlere yaşantılarıyla örnek olmaya gayret edecek, fedakâr olacak, ömürlerinin geri kalan kısmını, daha dikkatli geçirmeye çalışacaklardır. Gençlere dokunacak yürekleri varsa dokunacak yoksa ellerini açıp yürekten dua edecekler. Çünkü dua hem gence hem de dua eden yaşlıya şifa olarak geri dönecektir.

Haftaya Sakarya'ya hicret ve Sivas'tan göç. Hoşca kalın, dostça kalın.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?