İnsan bu dünyaya neden geldi? Bu dünyadaki amacı nedir? Gerçi bu sorularla ilgilenen insan sayısı azdır. Çileyle dolu bir dünyada öylesine vakit geçiriyoruz. Mutluluğa, huzura, dinginliğe, sakinliğe ulaşmak ciddi çaba gerektirir. Bunun için binlerce yılda sayısız yol türetilmiş.
Kapitalizm ‘Tüketmekten başka mutluluk yolu yoktur’ zihniyetini dayatıyor ve başka ihtimalleri yoketmek için de elinden geleni yapıyor. Türk dizilerini kim Arap ülkelerinde popüler yaptı zannediyorsunuz? Dindar Müslüman üretir ama tüketmez ve kapitalizm tüketsin ister! Aslında mesela Muhyiddin Arabi ile uğraşan birisi gayet dindar bir Müslüman olarak kalabilir. Ama son 200 yıldaki anti emperyalist hareketlenme dinin bireye hitab eden kısmından insanları oldukça uzaklaştırdı. Zaten kapitalizm, insanın mutluluğu kendi içinde bulmasını hiç istemez! Çünkü kendi içinde bulursa neden tüketsin? Ayrıca bir de tüketmeyecekse neden ihtiyacından fazlasını kazanmaya uğraşsın ki? Zaten bir insan mutlu ve huzurluysa başka neyin önemi olabilir ki?
Global medeniyetin gerilediği bir çağı yaşıyoruz. Muhteşem şeyler ürettik; ama buraya kadar! Roma’da paganizmin yerini hristiyanlığın aldığı sürecin aynısı! Oswald Spengler, 2100 yılında avrupada klasik hristiyanlığın geri dönmüş olacağını söylüyor. Aslında batı ülkelerinde ilk işaretleri çoktan belirdi: Incel hareketlenmesi, Alt-Right içindeki muhafazakar eğilimler, Rus Ortodoks kilisesinin popülerlik kazanmaya başlaması… Çünkü tüketmek gerçek mutluluğu vermez. Gerçek mutluluk içinizden gelmelidir! Zaten kapitalizm de tıkanmaya başladı artık. Lamborghini sahibi olmaya yönlendirilen ama asla alamayacağını anlayan bir adam ne yapsın?
İnsan düşünmeli sorgulamalı! Ama bunu çok az insan yapar. Sürekli yeni aletlerin çıktığı bir çağa geldik. 20 yıl önce cebe sığabilen bilgisayarlar hayal ederdim ve bayağı bir süredir elimin altında. Şimdi ChatGPT ve Bard gibi şeyler bile çıktı. 10 yıl, 20 yıl sonra ise kimbilir neler olacak… Ama insan insandır. Mutlu ve huzurlu olmak istiyoruz. Modern dünya çok bunalımlı! Kendimizi oyalamak dışında hiçbir şey yapamıyoruz. Ama bu dünyada herşeyin bir sonu vardır. O son çok uzak olmayabilir. Tüket tüket nereye kadar? Ayrıca tüketmek isteyip de tüketemeyenler de var. Arzuluyor ama ulaşamıyor… Öfkeli olması normal değil mi? ‘Mutlu olman için buna ihtiyacın var’ deniyor ama bir türlü erişemiyor! İnsanların pekçoğunun yolu yol değil. Günümüz dünyasında birçok uç şey var. İnsanların buralara sürükleniyor olması şaşırtıcı değil. Dinlere ve din adamlarına karşı müthiş bir kampanya var günümüz dünyasında. Eskiden hoca olmak çok prestijliyken şimdi hiç değer görmüyorlar. Aileler şu anda çocukları zeki ve yetenekliyse doktor mühendis olsun istiyor. Ama aslında insanın iç dünyası için de birşeylere ihtiyacı var. Bilim doyurmuyor. Ayrıca Darwin ve Malthus gibileri çok rahatsız edici! Aslında bilim, büyü, din ve felsefe tarihin başlangıcında hep beraberdi. Kim onları birbirinden ayırdı? Günümüzde beden önemseniyor ama ruh hiç önemsenmiyor. İnsanlar mutlu değil; ama bunun farkında da değil! İnsanlar birşeylerin peşinde koşuşturuyor ama bunu neden yaptıkları hakkında en ufak bir fikirleri yok!
Başarı nedir? Ne başarıdır? Neyin başarı olduğu konusunda çok insanın fikri vardır. Ama bunlar doğru mu? Belki de uçuruma sürüklüyordur! Modern dünyayı ve başarı tanımlarını neden sorgulamıyoruz? Belki de hayatımızı ziyan ediyoruzdur. Kemale ermek isteyen için yol çoktur! Ama neden bunu tekleştirmeye çalışıyoruz? Neden herkes tek tip olmak zorunda? Neden dayatmacılık? Komünist devrim olduğunda Moğolistan’da erkeklerin yarıya yakını keşişti; tabi devrim onları silindir gibi ezdi geçti. Çünkü modernite herkesin hem üretimde hem tüketimde olmasını ister. Peki neden modernizme itaat edeyim? Neden modernizmin ve modernitenin kölesi olayım? Neden farklı yollar olamasın? Sonuçta insanların mizaçları birbirinden çok farklıdır ve dolayısıyla yollar da farklı olmalıdır. Birinin iyi istikamet aldığı şeyden diğeri alamayabilir; o da mesela bambaşka birşeyden iyi istikamet alabilir. Ama bunlar istenmiyor! Onun yerine bu düzende asla sahibi olamayacağımız Lamborghini’ye yönelmemiz ve onu arzulamamız isteniyor.
Karar sizin; seçim sizin!