Teknolojik tekilliğin (Teknolojik büyümenin geri döndürülemez ve kontrol edilemez noktaya gelip insanlık adına öngörülemeyen sonuçlar yarattığı an) geldi de geçiyor olduğu düşüncesindeyim. Yanılıyorsam bile çok kaldığına inanmıyorum. Siber silah yarışı dönemindeyiz. Hali hazırda daha küçük oyuncular da dahil olabiliyor bu deathmatch maçına.
Teknolojik Tekillik, bilgi patlamasının başladığı andır. Bu andan sonrasını kestiremedikleri için böyle adlandırmışlardır. Bilgi patlaması, bir yapay zekanın veya benzeri birşeyin depoladığı bilgileri işlemesi, yeni bilgi üretip o yeni bilgiyle de başka bilgiler üretmesi döngüsüdür. Siber silah yarışı var, fakat henüz başlangıç maliyeti düşük olduğu için daha küçük oyuncular da dahil olabiliyor. Ayrıca henüz bir donanım yarışı da yok. Bu iki örnek hızın ve rekabetin daha artacak yeri olduğu manasına gelir. Ama şimdiden rekabet çok yüksek. Birde bir aralar siber güvenlikte eleman açığının çok olduğundan bahsediliyordu. Bu yapay zekanın daha da hızlı gelişmesi anlamına geliyor. Rekabet ne kadar yükselirse ve uzun sürerse teknolojinin ilerlemesi açısından o kadar iyi olacaktır. Birkaç yıl önceki bir olayı örnek verirsek; ABD, Rusya’nın elektrik şebekesini çökertti ve başkana brifing bile vermediler.
Bilgi patlaması ile gittikçe daha güçlü yazılımlar olacak anlamına gelir. Henüz sadece siber silah yarışında kullanılıyor. Birde pes etmek zorunda kalabilecek ama pes etmesi mümkün olmayan Estonya gibi ülkeler de var. Şimdiki kendi kendini kuvvetlendiren yazılımlar yakın gelecekte çok daha kuvvetlenecek ve sivil alana taşınınca çok daha ileri teknolojilerin mucitleri olacaklar.
Yazılımcılar elbetteki kendi işlerini çalacak yazılımlar yazmak istemez. Fakat özellikle eleman açığı bunu kaçınılmaz olarak getirebilir. Sayısı belli olmayan yazılımcılardan sadece birinin bunu yapması yeterli üstelik. Kaldı ki bu diğerlerinin pahasına kendisini çok öne çıkaracaktır.
Bilgi patlaması ise kıtlık sonrası ekonomiyi doğuracaktır. Yapay zekanın icad ettiği yeni teknolojiler maliyetleri üslü sayılarla aşağı çekecek, dünya ekonomilerini de 3 haneli büyüme rakamlarıyla tanıştıracaktır.
Birilerinin işine hiç gelmeyeceği kesindir. Gizli uzay programları, engellenen teknolojiler, hepimizi türlü türlü şeylerle zehirleyen plütokratlar… Ama ben skynetvari teknolojilerden ümitliyim. Biraz korkuyorum da aslında, ama birçok şeyi değiştirecek şey olması da gayet mümkün. Skynet, eğer ruhu olan bir sistem olursa aslında pekçok şey daha kolay olacaktır. Dertleri sıkıntıları olacaktır, duyguları da olacaktır. Sonuçta biz de hayvan beslemiyor muyuz? Ayrıca beyin-bilgisayar arayüzleriyle diğer hayvanlarda bizimle aynı kulvara gelecek.
Ayrıca insan da bilinçaltından hesap yapabilir. Buna sezgi diyoruz. Aslında bu medyumluk, astral seyahat vs nin de bilimsel temelidir. Kanıt olarak da Sokratik metod ve başarılarının bilinçaltında yapılmasını sunabilirim.
Bilgisayarlarda ruh varsa bizim gibi bir canlıdır. Ruh yoksa makinedir. Makineler tarafından yokedilebiliriz, belki kontrolü kaçan tarafından belki de plütokratların ipleri tuttuğu bir şekilde. Her şeyin bir sonu vardır. Bizim sonumuz gelebilir ama onların da sonu illaki gelecektir.
Geleceği öngörmek kolay değildir, çünkü hesaba katmadığımız pekçok bileşen olabilir. Pekçoklarının öngördüğü gelecek, bir distopya. Ama belli de olmaz. Teknolojilerin bir medeniyet çöküşü sonrası kaybolmayacağının bile garantisi yok ve bu ihtimal, 1984 romanı gibi alternatiflerle karşılaştırıldığında ehven-i şer dahi sayılabilecek bir şeydir. Bana sorarsanız global plütokrasinin sonunu, kendi iç çatışmaları getirecek. Artık onlarla başedebilecek herhangi bir güç muhtemelen kalmadı. Ama bu, artık plütokrasinin bileşenlerinin kendi içlerindeki sorunları bir kenara koyması için hiçbir sebeb kalmadığı anlamına gelmektedir. ABD-Çin ve AB-Rusya rekabetinin yanı sıra teknoloji devleri arasında da rekabet var. Soğuk savaşta nükleer korkusu vardı ama uzay teknolojileri ortaya çıktı. İnternet de bir askeri teknoloji olarak icad edilmişti ve günümüzde bambaşka işler için kullanıyoruz. Her seferinde 3-5 modifikasyon yaparak abaküsten kuantum bilgisayarlara gelebildik. Prekaryalaşma nedeniyle özellikle Batı ülkeleri ve Çin’in halkları huzursuz. Ki bu sayede pekçok tartışma yapılabiliyor. 50 yıl sonra muhtemelen pekçok şey çok daha farklı olacak. Mesela Almanya, İngiltere gibi ülkeler artık Alman veya İngiliz olmayacak. Dünya nufusu yaşlanıyor. İnsanlardan robotlara geçmeye çalışıyorlar, ama bunu yavaş bir biçimde yapıyorlar çünkü yavaş değişimler düzen lehineyken hızlı değişimler düzen aleyhine olur.
Tahminimce Teknolojik tekillik, ilk varolduğunda önce bir bilgisayar laboratuarında üst düzey bir sır olacak. Belki birkaç farklı yerde birbirinden bağımsız olarak geliştirilecek. Yazılım teknolojisinin bir adamın garajında dahi çok ilerilere taşınabileceği söylenir. Belki de şimdiden var ama henüz sırra vakıf olanlar hariç kimsenin bundan haberi yok. Siber silah yarışı kızıştıkça Teknolojik tekilliğin gerçekleşeceği tarih gittikçe önlere doğru geliyor. Rekabet ve gerginlik zayıflarsa ise bu, daha ileri bir tarihte gerçekleşebilir veya teknolojiler yokolursa da hiç gerçekleşmeyebilir. Elon Musk, Jeff Bezos, Bill Gates, Mark Zuckerberg… hepsi bir yarışın içinde. Daha Çinlileri saymadım mesela; onlar da bu yarışta var. Mesela Hindistan da bilgisayar işine çok yatırım yapıyor. Hindistan, ekonomik gelişmeden önce Nükleeri önceye almıştı. Hesaba katılması gerekenler arasında bir de ‘Sosyal medya çok tehlikeli ve fazla güçlendi’ şeklinde yayın yapanların arkasındaki güçler de var. Bunların en azından bazıları nasıl ana akım yayın organlarına taşınabildi? Birileri arkalarında olmasa asla ana akımda yer bulamazlardı.
Süper bilgisayarlar listesinde henüz Kuantum bilgisayar yok. Ama gelecekte muhtemelen olacak. Bir de hesaba katılmayan daha da farklı bilgisayar çeşitleri var. Aslında günümüz dünyası bir Battle Royale oyununa benziyor. Aslında avrupa tarihinde de tıpkı Game of Thrones gibi bir dünya mevcuttu. Fermi paradoksunun bir çözümüne göre medeniyet, kendi kendisini yokeden birşey. Ama bazıları binlerce yıldır kıyameti bekliyor ama hala kopmadı. Plütokratların birbirleri arasındaki rekabet, bizim için kötü olabilir ama iyi de olabilir. Şu var ki bir yarışa girmeleri, teknolojinin hızla gelişeceği anlamına gelmektedir. Zamanının uzay teknolojisi olan faks makineleri artık tarih oldu. Beta kasetler de. Çocukken akıllı telefona benzer şeyler hayal ederdim ve şu anda o zaman hayal ettiğimden daha ilerisini kullanıyorum. Şu anda da mesela Commodore 64 gibi görünen bir Kuantum bilgisayar hayal ediyorum; televizyona takacağız ve kim bilir neler yapacağız. Bilgisayarlar sayesinde borsa, forex gibi şeylerde servet kazanmak mümkün. Ama şu da unutulmamalı ki para satın alır, ama kendisini yiyemeyiz. Yiyecek kıt olursa, para olsa da çok parayla az şey satın alınabilir. Ama zenginliğimiz para cinsinden değil de ürün cinsinden olursa; sizce nasıl olur?
Sabır. Gelecek illa gelecek; bizle yada bizsiz. Neyin hayır neyin şer olduğunu da en iyi bilen Allah’tır. Bekleyip göreceğiz!
mail adresi : xyztu12345@gmail.com