Haber \ Büşra GÜNDÜZ
GÖNÜL-DER Platformu üyeleri, Gazze için ateşkes çağrısında bulunmak üzere bir araya geldi. Cevdet Aydın Parkı önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını GÖNÜL-DER Platformu adına Bünyamin Almaz yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İnsanlık, tarih boyunca gördüğü en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor. Apertheid rejimi işgalci İsrail; kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze’de soykırım suçu işliyor. Son bilgilere göre Filistin’de, 10 binden fazlası çocuk, 7 binden fazlası ise kadın olmak üzere toplamda 23 bini aşkın insan hayatını kaybetti. 60 binden fazla kişi yaralanırken, 8 bin kişi ise kayıp. İşgalci İsrail’in saldırıları sebebiyle ayrıca, 69 bini tamamen yıkılmış olmak üzere, 359 bin ev zarar gördü. 2 milyon sivil ise saldırılar sonucu Gazze içerisinde zorla göç ettirildi. Mesleklerini icra eden, yaşanan soykırımı haberleriyle dünyaya anlatan 112 gazeteci de, siyonist işgalcilerin saldırıları sonucu hayatını kaybetti. Gazze’de şu anda on binlerce insan, yeterli gıdaya ve suya ulaşamıyor. Evet, ne yazık ki on binlerce insan 2024 yılında dünyanın gözleri önünde açlık ve susuzluk sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda. İşgalci İsrail haftalardır, Gazze Şeridi’nin kuzey ve orta kesimlerindeki Filistinli sivilleri güneye göçe zorluyor. Siyonistler, “güvenli bölgeler” olduğunu iddia ettikleri güney bölgelerine de saldırıyor ve katliamlar yapıyor. Gazze’de insani krizin en ciddi boyutlarda yaşandığı alanlardan biri de sağlık hizmetleri. Saldırılarında hiçbir sınır gözetmeyen İsrail, 7 Ekim’den bu yana yoğun bir şekilde hastaneleri, ambulansları ve sağlık çalışanlarını hedef alıyor. Bugüne kadar 150’ye yakın sağlık merkezi ve hastanenin yanı sıra yaralıları taşıyan 100’den fazla ambulans işgalcilerin saldırısına uğradı. Bugüne kadar çok sayıda yaralı ve hasta, sağlık hizmetlerinin yetersizliği sebebiyle tedavi göremedi ve hayatlarını kaybetti. Şu anda Gazze’de 50 bin hamile kadın bulunuyor. Eğer gerekli adımlar atılmazsa, 50 bin kadın, elektrik ve medikal hizmetler olmadan doğum yapmak zorunda kalabilir. Hastanelerin bombalanması, yemek ve suya ulaşımın engellenmesi hamile kadınlar için çok ciddi bir tehlike arz ediyor. Bölgedeki birçok hamile kadın anestezi yapılmadan sezaryen ameliyat olmak zorunda kalıyor. Ayrıca, bugüne kadar düşük sebebiyle çok sayıda bebek daha dünyaya gözlerini açamadan anne karnında hayatlarını kaybetti. Gazze’deki insani krizin hafifletilmesi için şehrin enerji ve temiz su ihtiyacının acil olarak karşılanması gerekiyor. Hastaneler başta olmak üzere hayatın pek çok alanında ihtiyaç duyulan yakıtın Gazze’ye girişinin engellenmesi de tedavi hizmetlerinin yanında pek çok insani ihtiyacın karşılanmasının önünde büyük engel teşkil ediyor. Gazzeliler için en önemli konulardan biri de, Refah Sınır Kapısı’ndan yeterli insani yardımın Gazze’ye girişine izin verilmemesi. Her gün ihtiyacın karşılanabilmesi için bine yakın insani yardım TIR’ının Gazze’ye ulaşması gerekirken, günde ortalama 100 TIR’ın girişine izin veriliyor. Ayrıca, başta yakıt olmak üzere birçok kalemdeki temel ihtiyaç malzemelerinin şehre ulaşması da engelleniyor. Mısır Hükümeti’nin Gazze’de ihtiyaç duyulan yardım malzemelerinin şehre girebilmesi için Refah Sınır Kapısı’nı bir an önce tamamen açması gerekiyor. Refah Sınır Kapısı’ndan insani yardımların geçişine izin verilmemesi Gazze’de yaşanan acıların daha da artmasına sebep oluyor. Vicdan sahibi tüm insanlara sesleniyoruz. Dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu soykırım karşısında herkesin üzerine sorumluluklar düşüyor. Herkes yaşanan bu büyük soykırıma karşı harekete geçmeli. Uluslararası kuruluşlar, sivil toplum ve devletler, işgalci İsrail’in zulümlerinin önüne geçmek için atılması gereken adımları acil bir şekilde atmalı. Bir an önce İsrail saldırıları durdurulmalı ve acilen ateşkes sağlanmalıdır. Filistin’de on yıllardır zulmeden işgalci İsrail’e karşı gereken yaptırımlar derhal uygulanmalıdır. Bütün İslam ülkeleri ve halkları bir araya gelip tepkisini ortaya koymalıdır. İsrail, hukuksuz işgal hareketi ve katlettiği insanlar için uluslararası hukuk önünde ve tüm dünyanın vicdanında hapsedilmelidir.”