
Kaynak: İşte YALOVA kitabı (Ekim-2012)
YALOVA’NIN TARİHİ -7-
- Yalova’nın kurtuluşu öncesi son çarpışmalar.
Yalova ile Anadolu'nun bağlantısını sağlayan tek yol Soğucak Boğazı'ydı. Bu yolun düşmana teslim edilmemesi gerekliydi. Soğucak Boğazı'nı ilk elde savunmak gerekiyordu. Yalova Müfrezesi ile Burhaniye Müfrezesi birleşerek burayı düşmana vermemek üzere savunmaya başladılar. Soğucak Boğazı'nda çarpışmalar sürerken Paşaköy ve Çengiler köyünde de çatışmalar bütün şiddetiyle devam ediyordu. Birçok şehit verilmişti. Buna karşın düşmanın da dayanacak gücü kalmamıştı. Sonunda yenilip dağıldılar ve kaçtılar. Soğucak Boğazı'nı kahramanca savunan ve düşmanı Paşaköy ile Çengiler'de yenilgiye uğratan Yalova Milli Müfrezesi ile Burhaniye Müfrezesi bu ortak çalışmalardan sonra tek bir müfreze olarak Yüzbaşı Kazım Bey'in komutasında birleşti. Böylece iki müfreze Yalova Müstakil Bölüğü olarak yeniden düzenlendi. (27 Haziran 1921) Yalova Müstakil Bölüğü güçlenmişti ve düşmanla girdiği her çarpışmadan kahramanca çıkıyordu 19 Temmuz gününe kadar Yalova ve köyleri düşmandan kurtarıldı. Bundan sonra bütün ülkede olduğu gibi düşmanın
yakıp yıktığı kentleri, köyleri onarma ve yaraları sarma dönemi başladı. Yalova hemen hemen tüm köyleriyle yıkık bir haldeydi. İşe kentin onarılmasıyla başlandı. Enkazlar kaldırıldı, yollar-çeşmeler açıldı. Evler onarıldı. Kenti boşaltanlar, hastalar, yaşlılar, kadınlar, çocuklar hayatta kalanlarını bulup geri dönmeye başladılar. Yalova'da nüfus artışı başladı.
………………………
Yalova; Kocaeli-İstanbul-Bursa sanayi üçgeninde sıkışıp kalmıştır. Şehir adeta, İstanbul ile Bursa arasında ulaşımı kolaylaştıran vapur, feribot, jet feribot, deniz otobüsü seferleriyle uzun yıllar bir iskele yerleşmesi işlevini yürütmüştür.
Kaplıca ve yaz turizminin gelişmesi, deniz ulaşımının getirdiği kolaylıklar, Yalova'daki gelişimi ve nüfus artışını da birlikte getirmiştir. 1926 yılındaki tabloya bakılacak olursa, denizden topa tutulan Yalova'da ayakta kalan bina pek azdır. Rüstempaşa Camii'nin minaresi şerefesine kadar yıkıktır. Süleymanbey Camii ve Arabacılar Sokak ile çevresi yıkıntılar içindedir.
Bugün Pendik feribot iskelesinin bulunduğu yerde uzun dev bacalı ipek fabrikası vardır, ancak fabrikanın bacası yıkıktır. Yalova'da özellikle Kılıç, Koruköy, Laledere, Sugören'de büyük yoğunlukla, diğer köylerde ise kısmen, ipek böceği yetiştiriciliği yapılmaktadır.
İpek fabrikasını 1927'lerde yoğurthane, 1940'lara kadar da pastırma yapılan imalathane olarak görmekteyiz. Aynı yıllarda büyük bir su kemeri vardır. Bu su kemeri Paşaköy'den Karakilise'ye kadar kırmızı tuğlalardan yapılmış içine bir insanın sığabileceği kadar büyüktür.
- Yörenin Türk Egemenliğinden Önce, Roma-Bizans Dönemlerindeki Adlarından Örnekler
Aigilio-Dil İskelesi,Arganthonis-Samanlı Dağlar,Astok-İznik,Askania Gölü-İznik Gölü,Helenopolis-Hersek köyü,Kalkhedon-Kadiköy,Kio-Çınarcık,Kios-Gemlik,Myrlia-Mudanya,Nicomedia-İzmit,Olimpus-Uludağ,Pontika-Karadeniz,Prusa Od Olympum-Bursa,Praineteos-Karamürsel,Pythia Therma-Kaplıcalar,Strobilos-Çiftlikköy,Trichaloun-Laledere.
(Yarın: Atatürk ve Yalova)

