
Kaynak: İşte YALOVA kitabı (Ekim-2012)
YALOVA’NIN TARİHİ -6-
- Düşman Yalova topraklarında.
Yunanlılar artık Anadolu içinde rahatlıkla ilerlemiş, Bursa-Orhangazi'ye kadar gelmişlerdi. Geldikleri yerleri yakıp-yıkmış, binlerce insanı öldürmüşlerdi. Yunanlılar Orhangazi'ye gelip Karsak Boğazı'nda Bursalı milislerle, çetelerle karşılaştılar. Karsak Boğazı'nın çok üstün bir biçimde savunulması karşısında bir şey elde edemeden geri döndüler ve daha sonra deniz yoluyla Yalova'ya girmeye karar verdiler. Dört gün-dört gece süren çarpışmalardan kayıpla çıkan Yunanlılar deniz yoluyla Katırlı köyünden (Esenköy) çıkarma yaptılar. Bu arada Katırlı'da düşmanın işgale giriştiğini öğrenen Akköylü İbo, hemen hareket ederek kendi milis kuvvetleriyle bir araya geldi. Düşman kuvvetlerinin anlaşma yapmak istemeleri İngilizlerce Akköylü ibo'ya iletilince, O da kendi koşullarının kabul edilmesini şart koşarak anlaşmaya 'evet' dedi. Anlaşma için Katırlı köyüne gidilince Yunanlılar bir oyunla Akköylü İbo'yu yakalayıp tutsak ettiler. Böylece başsız kalan milisler dağıldı. Bundan sonra Yunanlıların işi daha rahattı. Dağınık halde kalan Türk milislerinin bu durumundan yararlanarak 1 Ekim 1920 tarihine kadar birkaç köy hariç Yalova çevresinin tümünü ele geçirdiler. Gemlik üzerinden dağ yoluyla gelen Yunan askerleri Kurtköy'ü (Delipazar) ele geçirip halktaki bütün silah ve cephaneyi topladılar. Bu sıralarda birçok köyde yerel müfrezeler kurulmaya başlandı. Bunların başında Burhaniye köyündeki Rasim Efendi ile Abdülkadir Efendi'nin kurup Dumanlı Tepe'yi tuttukları müfreze gelir. 1921 yılında Millet Meclisi Hükümeti tarafından Yalova'da Kaymakam olarak Demir Hulusi Bey görevlendirildi. Yalova işgal altında olduğu için Demir Bey'in ilçeye girmesi mümkün olmadı. Kabaklı köyünde karargah kurup Kabaklı'yı ilçe yapan Demir Hulusi Bey, çalışmalarını burada yürüttü. Çevresinde öğretmen Yusuf Ziya Bey, Hasan Kardaşko gibi milisler bulunuyordu. Daha sonra Teyyare Zabiti Abdülkadir Efendi ile Rasim Efendi de Burhaniye Müfrezesi ile Demir Bey'in emrinde teşkilatlandırıldılar. Bu arada İstanbul' dan kaçan Yüzbaşı Kazım Bey ile birlikte Yalova Müfrezesi'ni kurdular. Aynı anda yerli Rum çeteleri de boş durmuyorlardı. İşgal güçlerinin yaptıkları silah yardımıyla güçlenmiş, Yalova ve çevresinde Türk köylerine saldırıyorlar, kadın ve çocukları öldürüyorlardı. 29 Nisan 1921 günü Aşağı Kocadere köyünde savunmasız durumdaki birçok insanı öldürdüler.
(Pazartesi: Yalova’nın kurtuluşu öncesi son çarpışmalar.)

