
Kaynak: İşte YALOVA kitabı (Ekim-2012)
YALOVA’NIN TARİHİ -4-
- Kara Yalvaç Kimdir?
- Yalavaç/Yalabaçlar Kimlerdir?
Yalavaç, Yalabaç sözcüğü Orhun Anıtları’nda da geçer ve bugün bildiğimiz 'elçi' anlamına gelmektedir. Bu konuda Alman Türkolog Gunnar Jarring, 1939 yılında yayınladığı 'The Distribution of Turk Tribes in Afganistan' adlı kitabında Türkmenler'i beş gruba ayırır. Bunlardan birinci gruba mensup aşiretlerin Salur-Kazan'ın torunu olan Salur-Ogurcik'in soyundan geldiğini belirtir ve onları da beş gruba ayırır. Bunlardan ilk grupta yer alan Karaman, Yelovaç (Yalavaç) ve Kiçiağa'dan söz eder. Orhun Yazıtları'na baktığımızda Yalavaç-Yalabaç'ın orada da geçtiğini görürüz. Ayrıca, Divan-ü Lügat-it Türk'te Yalavaç sözcüğü bugünkü anlamı olan elçi olarak kullanılmıştır. Yalavaçlar, Asya'dan Toroslar'a, oradan İsparta'ya geçip Yalvaç ilçesine yerleşirler. İlk yerleştikleri yerlerde kendi adları ile tanınırlar. Bunlardan bir bölümü Bursa çevresine gelir, bir bölümü Kara Mürsel Bey döneminde denizcilikle uğraşırlar. Emir Ali Bey zamanında Yalavaçlardan bir yiğit Yalova bölgesi topraklarına giren savaşçıların başındadır. Yalova ele geçince, bu yiğidin adıyla anılmıştır. Bu yiğidin adı Kara Yalvaç'tır. Evliya Çelebi de ünlü seyahatnamesinde yiğidin Yalova'yı fethettiğini yazar ve O'nun adından ötürü bölgenin Yalova adını aldığını belirtir. Evliya Çelebi seyahatnamesine döndüğümüzde Yalova için, "Fethinde zorluk çekildiğinden kalesi yıkılmıştır. Ama temelleri duruyor" denmektedir. İzine bir türlü rastlayamadığımız "Kale şehir olarak kurulan Yalova’nın asıl merkezi neresidir?" sorusuna verilecek cevap, Emir Ali Bey'in askerlerini konuşlandırdığı 'Emir Bayırı höyüğünün bu kale kalıntısının yeri olabileceğidir. Bölge ile ilgili birçok kaynak ilk bilgilerini 1929 yılında Atatürk'ün emriyle başlanan kazıları yöneten A. M. Mansel'in yayımladığı belgelere dayandırmaktadır. Mansel, yayımladığı ilk kitapta yönettiği kazılardan edindiği bilgileri yorumlamakta ve buna göre Yalova haritası çizmektedir. Mansel’den sonraki araştırmacılar ve bilim adamları hazırlanan çalışmaların ötesinde hiçbir ayrıntılı araştırmaya girmemişlerdir. Kazı alanlarının sadece Termal ile sınırlı kalması elbette yeterli değildir. Birçok araştırmacı Yalova ile ilgili çalışmalarında Yalova'nın bugün kurulduğu alandaki temel hafriyatlarında hiçbir kalıntıya rastlanmadığını belirterek, “Tarih içinde Yalova kasabasıyla ilgili söylenenler gerçek değildir' demektedirler. Editörlüğünü Elizabeth Zachariadou'nun yaptığı Osmanlı Beyliği adlı kitapta 1300-1350 arasında Bithynia'yı gösteren bir harita yayınlanmıştır. Bu haritada Yalova'nın bulunduğu bölge ‘Yalakova Dili' diye adlandırılıp gösterilmekte ve İzmit'e (Nicomedia) bağlı bir yerleşim merkezi olarak belirtilmektedir. Bafeus muharebesinden önce, 1299-1301 arasında süren bir kuşatma ve 'Yalak Ovası Muhaberesi'nden söz edilmesi bile Yalova'nın adı ve tarihi üzerinde çok ciddi araştırma ve çalışmalar yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır.
(Yarın: 1. Dünya Savaşı'ndan Cumhuriyete Yalova.)

