
Kaynak: İşte YALOVA kitabı (Ekim-2012)
YALOVA’NIN TARİHİ -2-
- Roma-Bizans Dönemleri.
Helenistik ve Romen devirlerinde Yalova kaplıcaları yöredeki insanlar tarafından kullanıldıklarından Yalova ve çevresi belli bir üne sahiptir. Ancak, Hannibal'ın tavsiyesi üzerine, 1. Prusias tarafından Uludağ'ın (Olympos) eteklerinde kurulan Prusa (Bursa) ve çevresindeki kaplıcalar, Yalova ve çevresinin gözden düşmesine neden olmuştur. Romalılar zamanında en önemli yollardan biri Kadıköy’den (Kalhedon) İzmit Körfezi’nin kuzey sahilini takip ederek İzmit'e gelen ve buradan güneye doğru kıvrılarak İznik'e kadar uzanan yoldur. (Tarihi ipek Yolu) Halbuki 4.yüzyıldan sonra İzmit üzerinden dolaşmaktansa karayolu ile Dil İskelesi'ne (Aigialoi) kadar gelinir, buradaki kayıklarla karşı taraftaki Dil Burnu'na çıkılır ve Dil Burnu'ndan bugünkü Hersek yolu üzerinden Kırkgeçidi Deresi’nin (Yalakdere) vadisi takip edilerek İznik’e gelinirdi. Dil iskelesi (Hersek) 20. yüzyılın başlarına kadar kullanılmıştır. Bunun dışında başka bir güzergah da deniz yoluydu. Bu deniz yolu, Yalova ve çevresinin bilinmesine, tanınmasına fırsat veriyordu. İstanbul'dan deniz yoluyla doğrudan doğruya körfezin güney kıyılanındaki Prainetos, Helenopolis-Drepanon veya Pylai iskelelerine çıkılır, İznik'e gidilirdi. Kullanılan bu yol Yalova ve çevresinde yeni yerleşim merkezlerinin oluşmasına neden oluyordu. Bizans döneminde Yalova yöresi sıcak su kaynaklarıyla imparator ve imparatoriçelerin ilgisini çeker. Kadıköy-Dil iskelesi-İznik hattının yoğun kullanılmaya başlayan bir yol olması, imparator ve imparatoriçelerin yazlık dinlenme ya da kaplıcaların sağlık ve şifa özelliklerinden yararlanmak üzere Yalova kaplıcalarına gelmelerini sağlamıştır. Bizans döneminde Yalova'nın kaplıca çevrelerinin imar edilmesi, yollarının ve bakımlarının yapılması kaplıcalara ilgiyi arttırmıştır. İmparator jüstinian, kendi dönemine kadar Anadolu-Asya bağlantısını sağlayan önemli Gebze-Kadıköy karayolunu tahrip ettirmiş, gezginlerin, tüccarların gemi ile İzmit Körfezi'nden İstanbul'a geçmelerini mecburiyet haline getirmiştir. Böylece İstanbul-Hersek-İznik yolu aynı zamanda ekonomik ilişkilerin arttığı bir yola dönüşmüştür. İmparator Jüstinian'ın eși İmparatoriçe Teadora, 525 yılında 4.000 kişilik bir asker, koruma, görevli ile Yalova'ya, oradan da kaplıcalara gelmiş, kaplıcalarda yazlık saray, sağlık merkezleri yapılmıştır. Yalova'nın gelişmesi kaplıcaların ihtişamıyla uzunca bir süre gölgelenmiştir. 14. yüzyılın başlarından itibaren Türkmen obalarını bu çevrede görüyoruz. Türkler, çadır-çadır bu yörelere akmaya başlayınca Bizanslılar'ın bir bölümünün buradan çekilmeye, adalara, İstanbul'a gitmeye başladıkları anlaşılıyor.
(Yarın: Osmanlı dönemi)

