Sevgili dostum. Devletlerde Her şey ihaleye çıkıyormuş, yol yaptırmak, köprü yaptırmak, doğal gaz boru hattı taşımak gibi, insanlara hizmet eden ne varsa, ihale usulüyle yapılıyormuş. Devleti yönetenler ihale hazırlıyor, müteahhit firmalar, büyük şirketler teklif veriyor, kim kazanırsa o yapıyormuş. Ne var bunda diyeceksiniz biliyorum. Gayet normal, tabii işler böyle gidiyorsa. Çoğu zaman işler böyle gitmiyor, ucuza yapmak için kötü, çok kazanmak için iyi yapılabiliyormuş. Aslı olan iyi ve normal kazanmak olmalı, öyle değil mi? Böyle olmayınca, pahalı alınamıyor, ucuz kullanılamıyor. Birde taşeron firmalar var, kendi alamayıp büyüklerden iş alan. Fiyatlar böyle arttığı gibi kavgalarda böyle başlıyormuş. Düzgün yapıp hakkını alan yok mu? Var tabii ama maalesef az. Çok olsaydı kavgalar savaşlar bu kadar çok olmayacaktı. Demek oluyor ki kötüler daha çok dünyada, ya da iyiler sessiz. İyiler sessiz olur mu? Hayır olmaz. O zaman ben iyiyim diyen kim varsa bir daha düşünmesi gerek bence, iyi olarak ne yapmam gerekiyor diye. Kötüleri iyi yapmak, ya da kötülüğü durdurmak için, iyilerin bir gayreti olmalı, İyilerin çoğalması için elini taşın altına koymalı insan, insan kalmak adına. Bana ne bunlardan diyebilirsin, beni ilgilendirmez, gücüm yetmez, beni kim dinler deme hakkına sahipsin elbette ama bir şartla, köle doğmuş ya da köleliği kabul etmiş biriysen eğer. Hatta iyi kölede olabilirsin. Efendilerin belki bir ekmek fazla verirler sana, ya da onurlu, hür, insanlık için mücadele eder, adam gibi, hür doğdun hür ölürsün.
Devletlerin içinde devletle rekabet eden, ya da devletten daha güçlü şirketler oluşur. Bu şirketler bir birleriyle rekabet ettikleri gibi, bir birini yok etmeye de uğraşırlar veya birleşerek devleti kontrol altına alma gücüne de ulaşabilirler. Bunları yaparken paravan şirketler kurar, bazı usulsüz işlerini bunlara yaptırırlar yani ihale ederler. Bu gibi çalışmalar ya da çatışmalara ticaret savaşları diyoruz, birileri bu savaşlardan ihale alırken, taşeron firmalar kullanarak daha büyük haksız kazançlar elde ederler. Bu savaşlar gri lakabıyla bilinir. Dost gibi görünürler ama düşmandırlar. Çünkü bu devletlerin arkasında onları kuran, büyüten besleyen büyük devletler vardır. Yani büyük şirketler birilerine göbekten bağlıdır. Devletler anlaşırsa şirketlerde anlaşır, devletler anlaşamazsa şirketler savaşır. Sömürü düzeni böyle devam eder gider. Bunlara karşı durmak için halkın içinden çıkan kurumlar, kuruluşlar, şirketlerde olmuştur olacaktır. Mücadele ve kazanmak zordur, çünkü ipler azınlık olduğu halde, Dünya’yı sömüren küresel sermayenin elindedir. Ama imkansız da değildir. Sadece savaşın iç yüzünü, perde arkasını bilmek gerekir.
Maalesef, görünmeyen sermaye savaşlarının arkasından sıcak savaşlar başlar. Büyük devletler asla kaybetmek istemezler. Her türlü hileye başvurdukları gibi, kendilerinin savaşmak istedikleri savaşa bile müdahil olmazlar, o savaşı savaşları ihaleye çıkarırlar. Çünkü küçük devletleri onlar kurmuştur. Tıpkı İngiliz şirketlerin İsrail’i kurduğu gibi. Korumalığını ise Amerika’ya ihale ettiği gibi. Küçük devletler devlet değil, büyük devletlerin paravan ortağıdır. Yanlış yaparsa kapatılırlar, ya da cezalandırılırlar. Libya’da, Irak’ta, Ukrayna’da olduğu gibi. İsrail, küçük devletçikler haline getirilen Arapları kontrol etme adına kurulmuş, paravan, savaşın ihale edildiği terör şirketidir. Görevini yapmazsa kapatılır ya da ceza alır. PKK devleti kurma gayreti, çabası da Kürtleri koruma kollama adına yapılan iyi niyet gayreti değildir. İsrail hangi amaçla kuruldu ise PKK da aynı amaçla kurulmaya çalışılmaktadır. Yani Türk- Kürt- Arap kim varsa bir araya asla gelemesin diye, yeni bir İsrail kurup savaş ihale edilecektir. Türkiye bunu fark ettiği için, mücadele etmekte, bu mücadelesinin fark edilmesini de büyük devletler istemiyor, hazmedemiyor, çünkü bölüşmek istemiyor. Bunlar büyük değil en alçak devletler. Bu yüzden Dünya fitne savaşı, ekonomi savaşına tabi tutuluyor, bu işin altından kalkma ihalesi bize yani bu millete kalıyor. Ya adam gibi bir millet devlet olup, dünyayı sömürü düzeninden kurtaracağız, ya iyilik üreten güçlü bir devlet olacağız, hatta iyilik ihale edeceğiz ve destekleyeceğiz ya da köle olup, yok olacağız. Siz karar verin.