
Sevgili okur dostlarım, ülkemin gündemi asla durulmuyor. Kötü insanların yaydığı zehir iyiliklerden ve güzelliklerden bahsetmemize ve onları hissetmemize izin vermiyor maalesef. Bu kez şeytanlar daha yakınımıza geldiler. Yalova’mızın içme sularını zehirleyen hem şehir ekonomimizi hem de halkımızın ekonomisine maalesef büyük bir darbe vurdular. Bunun adı da vatana ihanettir.
Akşam saatlerinde su kuyruklarına giren, marketlerdeki tüm stokları bitirenler sabah başka şehirlerden gelen nakliye araçlarını bekleyenlerin vebali onları rahat bırakmasın inşallah. Son paramı da suya verdim diye kuyrukta ağlayan Ayşe teyzenin gözyaşları ile yıkansınlar inşallah. Barajımızda yeterli suyumuz yoksa ilerleyen günlerde de su sıkıntısı yaşamamız muhtemel olacak ki içme dışında hijyen içinde en çok ihtiyacımız olan suyu kirletmek yemin ediyorum şeytanın aklına bile gelmemiştir. Her hafta cinnet, cinayet kötülük haberi vermekten yemin ediyorum boğazım düğümleniyor. Babaannemin çok güzel bir lafı vardı; “Kendi başlarını yesinler inşallah” diye ki aynen öyle…
Velhasıl yine Yaradan’a sığınıp, sabır çektiğimiz bir haftaydı ama bu hafta kültür ve sanattan bahsetme sözümü de tutmak istiyorum.
Geçen hafta ve bu hafta harika etkinlikler var diyeceğim ama Ayşe teyzenin son paramı suya verdim lafı aklıma geliyor yine boğazım düğümleniyor. Ama şehrimde güzel şeylerde oluyor. İl Kültür Müdürlüğümüzün etkinlikleri tamamen ücretsizdir. Evet, ücretsiz olarak Sinema Buluşmaları toplantısında “DARK CİTY” isimli filim hakkında okumalar Halil İnalcık Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda 3 Şubat’ta 18.30 da yapılacak. 5 Şubat Çarşamba günü ise Yalova İl Halk Kütüphanesi Okuma Salonu’nda Sayın Gülnur Selçuk hanımın “Geleneksel Sanatların İnsan Ruhuna Etkisi” adlı Kütüphane Buluşmaları olacak. Geçtiğimiz hafta da bahsetmeyi çok arzuladığım ama maalesef gündeme yenik düştüğüm şiir dinletisinden de bahsetmek istiyorum.
20 Ocak Halil İnalcık Kültür Merkezi Salonu’ndaki şiir dinletisine gittim. Hem ücretsiz hem de sevgili dostumun sunuculuğunu üstlendiği program çok güzeldi. O kadar özlemişim ki gözlerimi kapattığımda beni eski günlere götüren, limonata kokusunu burnuma getiren günleri ve aşkın aşk gibi yaşandığı, bir buse için bir ömür bekleyenlerin ahu zar dolu şiirleri gönlümü nasılda hoş etti bilseniz.
Hem Yalova’mızın kıymetli şairlerinin şiirlerini hem de klasikleşmiş her şiir severin kalbinde yer etmiş şiirlerin yeniden ruhuma dokunmasını dinledim. İl Kültür Müdürümüz Ziya beyin kendi yazdığı şiirleri de ayrıca takdir edilecek kadar güzeldi. Şiirleri güfteyle buluşturan, notalara döken saygıdeğer musiki heyeti ise ruhuma ziyafet çektiler. Dışarıya çıkıp temiz havayı içime çekerken “İyi ki, o naif insanların yaşadığı, latifelerle dolu güzel günleri yaşamışım” dedim.
Bana nostaljik bir gece yaşattıkları için tekrar teşekkür ederken ufak bir serzeniş yapmak işitiyorum. Halil İnalcık Kültür Merkezi Salonu bildiğiniz üzere Engelsiz Kafe’nin içinde bulunuyor. Kafe her zaman dolu oluyor ve malum yaş ortalaması yüksek olduğu içinde herkes birbirini duymak için yüksek tondan konuşuyor.
O yüzden salonda ki sesler ve dışardaki uğultu oldukça rahatsız ediciydi. Kapıyı kapattığımızda içeride ki hava boğucu ve kasvetli, tavan alçak gibi minnak olumsuzluklar elbette beni çok etkilemedi ama yine de olmazsa daha mükemmel olur diyorum ve köşe yazımı bu hafta ki ricam ile kapatıyorum.
Sevgili dostlar; Teknolojiyi bende kullanıyorum, seviyorum ama şiir dinletisinde, tiyatroda ve sinema gibi toplu olarak izlenilen programlarda sosyal medyada ki saçma videoları izlemeyiniz. Yanınızda ki, önünüzde ki hatta ortamda ki insanlar sizin arkadaşlarınız ile sohbetinizi dinlemek için orada değiller, sohbetinizi dışarıda konuşmak için biriktirin.
Hayatı dışarıda bırakın, birkaç saatliğine kanınızda sanat aksın, şiir süzülsün gönlünüzde, geçmişte dolaşın, zihniniz eski mahallenizde gezinsin ve o anı yaşayın…
Şiir dinletisini kaçırdım diye üzülmeyin. 17 Şubatta Aşk şiirleriyle yine aynı sahnede sizi bekliyor olacaklar
Sevgiyle kalın, sanatla kalın
Saygılarımla.


