İYİLİK İÇİN YAŞAMAK
İçinde bulunduğumuz rahmet ikliminde canlı tutmamız gereken en önemli duygu “iyilik” duygusudur. Başkalarını görme, anlama ve duyma ayı olan Ramazan bizlere iyilik hareketleriyle ruhlarımızı iyileştirme fırsatını sunmaktadır. İyilik önce insanın kalbinde yeşeren bir filiz gibidir. Ruhunuzu iyileştiren bu filizlenme hareketi sizi hayır noktasında daha fazlası için teşvik eder. Bunun için benlik duygusundan sıyrılmak gerekir. Çünkü iyiliği yine kendisi için yapan kimseler de vardır. Günümüz medyası, bir Müslümana yakışmayacak bu üzücü davranış modelleri ile doludur. Gösteriş için hayır kampanyaları düzenlemek veya bunlarda yer almak! Oysa gerçek iyilik sadece ve sadece Allah rızası için yapılır: “Kendiniz için önceden her ne iyilik yaparsanız, mükâfatını Allah’ın yanında bulacaksınız.” (Bakara 2/110)
Rahman’ın sevdiği hal, iyiliğini sağ elinden sol eline duyurmamak şeklinde gerçekleşendir. Başa kalkılmayan iyilik amelleridir. Sosyal medyada tıklanma niyetiyle yapılmayan fiillerdir. Ramazan’ı bu nefis hilelerine alet etmeyenlerin güzel halleridir. Bu bir ahlaktır çünkü. Kalbi temiz insanların ahvalidir. Dünyanın neresinde olursa olsun kendisi için bir menfaat gözetmeksizin karşısındakinin derdine çare olmaya çalışma duygusudur. Kısaca insan olmak ile alakalı evrensel bir şeydir.
İyiliğin evrensel bir tanımı yapılmak istense şu ayetin ötesine geçilemez herhalde. Rabbimiz bizlere iyiliğin ırkı, milleti ve cinsiyeti olmadığını ve sadece kendimiz için değil, tüm insanlık için hatta tüm varlık âlemi için yaşamamız gerektiğini öğretir;
“Yüzlerinizi doğu ya da batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanan; malını sevdiği halde akrabasına, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, dilenenlere, hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren; namazı dosdoğru kılıp zekâtı ödeyen; antlaşma yaptığında sözünde duran; sıkıntı, darlık, hastalık ve şiddetli savaş zamanlarında sabredenlerin yaptığıdır. Kulluklarında samimi ve dürüst olanlar işte bunlardır; gerçek takvâ sahipleri de yine bunlardır.” (Bakara 2/177)
Elbette iyiliğin kula faydası da mevcuttur. Öncelikle kalp huzuru sebebidir. Kaza ve belaların def olmasına yardımcıdır. Her şeyden özeli Rabbimizin affına mazhar olmaya vesiledir. Nisa suresi Yüce Rabbimiz, Siz, açık veya gizli bir iyilik yaptığınızda ya da size yapılan bir kötülüğü bağışladığınızda, şunu bilin ki Allah da sizi affedecektir, diye buyurmaktadır. Yani iyilik yapanı da yapılanı da ihya eden bir rahmet sebebidir.
Ruhların mengenelerde sıkıştığı çağımızda kendimiz ve çevremizdekiler için ne yapabiliriz sorusunu çok sormalıyız. Çözümün iyilikte olduğunu göreceğizdir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu konuda bize. “iyilik güzel ahlâktır, kötülük, kalbini tırmalayan ve insanların duymasını istemediğin şeydir” diye buyurmuşlardır.
Rabbimiz bizleri hayır sahibi, hayra vesile olup şerlerden uzak duran kullarından olmayı nasip eylesin.