‘İsteyene Porsche, isteyene Rolls Royce’, ‘Satürn’de halka manzaralı ev’, ‘Andromeda’ya günübirlik seferler’, ‘Üç haneli büyüme rakamları’ ve benzeri gibisinden insanların benim kafayı yediğimi düşünmesine neden olan; ama aslında benim de sonuna kadar inandığım sloganik cümlelerim var!
Neden olamasın? Jules Verne neler neler yazmıştı ve sonunda olmadı mı? ‘Artık icad edilecek birşey kalmadı’ gibisinden sözleri kullanmış olan pek çok harika olarak bilinen kimsenin var olduğunu biliyoruz! Gülüyoruz ediyoruz ama en harika kimseler dahi böylesine öngörüsüzlükler yapabilmiştir ve yapabilmektedir!
Bir zamanlar saatte 30 km’den daha hızlı gitmenin insan organlarına zarar vereceğine inanılıyordu! Ama şu anda ülkemizde şehir içi hız sınırı dahi saatte 50 km; ve gördüğümüz gibi böyle bir şey yok! Havadan ağır şeylerin de uçamayacağına inanılıyordu ama tek bir havaalanından dahi günümüzde ne kadar uçağın havalandığını; ve günümüz dünyasında ticari uçuşların yerini göz önüne almayı sakın unutmayın!
‘Senin dediklerin için en az 100 yıl lazım’ dediğinizi duyar gibiyim! Yapay zeka da 50’li 60’lı yıllarda araştırılmaya başlanmış, sonra büyük ölçüde rafa kalkmış, ama raftan indikten sonra nerelere nerelere geldi şimdi… Aslında günümüzdeki mesele daha çok global sistemin tıpkı Roma’nın imparatorluk dönemindeki gibi hantallaşıp dinozorlaşmasıdır!
Raftan inip kullanımımıza sunulması gereken teknolojilerin bir anda kullanılabilir hale gelmesi global sistem için oldukça yıkıcı olacaktır! Emtia bolluğu global çapta, 1929’dan kat be kat sert bir kriz ortamı yaratacak ve global piyasalar çökecektir! Aslında bu sistemi çökecek noktaya getirmek için daha azı dahi fazlasıyla yeterlidir! Global anlamda hakimiyetini kurmuş olan Batı Medeniyetinin çökmekte olduğunu Oswald Spengler‘dan itibaren pek çokları söylemektedir! Nietzsche de günümüzde var olan şeylere Hristiyanlığa bakışından bile daha olumsuz bakıyordu! Aslında günümüz dünyası gerçekten de Antik Yunan’ın sonları ve Pagan Roma’nın imparatorluk dönemine gerçekten de çok benziyor! Bir gıdım dahi teknoloji kaybı yaşanmayabilir; ama kökleri Karolenj Rönesansına kadar giden bu global medeniyetin sonu geliyor! Dikkat edin artık ‘sanat harikası’ olarak anılabilecek film dahi global anlamda üretilemez oldu! Yerini sizce tek bir global medeniyet mi, yoksa birkaç farklı medeniyet mi alacak? Ama bence her halükarda Samuel Huntington‘ın öngördüklerinden çok ama çok daha farklı olacak!
Reagan ve Thatcher gibi liderler devleti küçültme vaadiyle gelmiş olmalarına karşın toplamda aksine çok daha büyüttüler! Refah Devleti gibisinden yönler gerçekten küçültüldü; ki günümüzde pek çok ülkenin halklarının oldukça öfkeli olmasının köklerini buralara kadar götürebiliriz! Günümüz dünyası 1992 veya 2002’dekinden oldukça farklı şimdiden! 2100 veya 2200 yılına gelindiğinde Nixon’dan itibaren şişirilmeye başlanan ABD hapishane nüfusunun sonunda bu şişmede katkısı olan herkesin, görebilse pişman olacağı ve Frantz Fanon gibisinden kimselerin de görebilse aksine ‘kendi kalelerini gol yağmuruna tuttular’ şeklinde gülümseyerek yorumlar yapacağı görüşündeyim! Bana sorarsanız gelecek yüzyılların medeniyetinin en azından önemli bir parçasının doğum yeri tam da burası olacak! ‘Actium Savaşını Marcus Antonius kazansaydı Mısır Medeniyeti yeniden doğacaktı’ der Oswald Spengler! O sırada Grekoromen medeniyet hala çok kötü durumda değildi; ama şu anda Batı Medeniyetinin ayakta duracak dahi hali yok! Temellerini oluşturan değerler çoktan çürütülmüş olmasına rağmen yenisini koyamadıkları için söküp atmayı dahi başaramıyorlar! Zaten daha 2050 yılında dahi dünyanın demografik haritası şimdikinden çok farklı olacak! Çin Medeniyetinin tarihi hep inişli çıkışlı olmuştur ve en sonunda Anka Kuşu gibisinden yeniden doğmayı hep başarmıştır! Hind de daha Arthur Schopenhauer ve Helena Blavatsky gibi önderlerden itibaren yola çıkan, Batı’yı yutma sürecini tamamlarsa hiç şaşırmam!
Doğum oranları krizinin bir benzeri Grekoromen medeniyette de daha Milattan önce 2. Yüzyılda yaşamış tarihçi Polybius tarafından da kayda düşülmüştü! Şu anda ise global anlamda hem bu doğum oranları krizinin, hem de daha sonrasındaki Kavimler Göçünün çok daha büyük çaplısını yaşıyor dünyamız! Belki de bu zorla rafta tutulan ve bizden esirgenen teknolojiler 3. Milenyum’un yeni medeniyetlerinin tarihlerinde hayal edemiyor olduğumuz roller oynayacak!
2025 yılı gelmek üzere! Geldiğinde 3. Milenyum’un ilk çeyrek asrını tamamlamış olacağız! 2100 yılına kadar 3 çeyrek asır daha var; sonrasında 9 yüzyıl daha…