yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,8926
EURO
36,7992
ALTIN
3.046,67
BIST
10.058,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Hafif Yağmurlu
9°C
Yalova
9°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Parçalı Bulutlu
10°C
Cumartesi Yağmurlu
10°C
Pazar Yağmurlu
8°C
Pazartesi Az Bulutlu
10°C

NEREDEN GELDİĞİNİ UNUTMAMAK

06.12.2024 16:56
0
A+
A-

Sevgili dostum. Bizi insan yapan, erdemli kılan, bizi hayvanlardan ayıran farkımız, nereden geldiğimizi hem düşünmek hem de asla unutmamaktır. Hayvanlar, kendilerine verilen iç güdüleriyle hareket etmekte, yaradılışlarının dışına çıkmamaktadır. Hayvanların tamamı insanın varlığına yardımcıdır, hayvanlar canlıdır, ama ruhu yoktur. Ruh sadece insana aittir. Ağaçlarda insana hizmet eder, karbondioksit alır oksijen salarlar. Bizse oksijen alır, karbondioksit salarız. Bunun gibi sayılmayacak kadar bir plan ve düzen üzere kurulu, bir dünyada yaşıyoruz. İnsan bu kadar kıymetli olmasa, dünya bu kadar düzenli ve güzel yaratılmazdı. O zaman bizim geldiğimiz yer, dünyadan daha kıymetli, dünya bizim evimiz değil, misafiriz. Kullanıp bizden sonrakilere bırakıp, geldiğimiz yere geri gideceğiz. Biz gideceğiz bizden sonrakiler gelecek, tıpkı otel gibi. Geleceklere pis bir dünya teslim edersek, onlara kötülük yapmış olur haklarına gireriz. Yani bizim için hazırlanan dünya bizden sonrakilere bırakmak için, bize emanettir.

İlk insan Adem babamız ve Havva anamız, dünyaya hazır gelmişler. Onlar geldikleri yeri bildikleri için, görevlerini de yerine getirmiş, insan varlığını başlatmışlar. Artık insan anne karnında şekil alacak, kırk gün sonra ruhu verilecektir. Sonraki nesillerin bedeni anne karnından ruhu ise, ruhunun yaratıldığı Hz. Adem’in geldiği yerdendir. Yani biz geldiğimiz yeri, hem ruhlar alemi, hem de anne karnı olarak, kabul ederiz. Bu yüzden anne karnı, bizim için çok kıymetli, annede bir o kadar değerlidir. Fakat biz önce babanın beline düşeriz, bedenimiz orada saklıdır. Bu yüzden ana kucağından, babanın da sırtından inmeyiz. Evlat kıymetlidir amma, insan geldiği yeri, kendisi için çekilen zahmeti, belki de anne baba olunca anlıyor. Düşünmek, karar vermek, kararından vazgeçmek insana aittir. Nereden geldiğini, niye geldiğini, niçin geldiğini, sorgulamak en ulvi görevidir. Yani iradesini kullanıp, düşünmek zorundadır. Düşünmezsek eğer, göz gerçekleri görmez, kulak hakkı işitmez, kalp ise, sevgiye kapalı, merhametten yoksun, kararmış, hatta bir daha açılmamak üzere, ilahi kilit vurulmuş olabilir. Geldiğimiz yeri Düşünmek bizim hayatımızı değiştirdiği gibi, başkalarının hayatını da etkiler. Nefes alıp verdiğimiz dünyamızı, bize hizmet eden tüm canlıları ilgilendirir. Hatta kullandığımız bütün cansız varlıkları, düşüncelerimiz dönüştürür, bizim hayatımızı kolaylaştırır. Bunların varlığından ibret almak, var oldukları günü bilmesek de var olmalarını düşünmek, nereden geldiklerini akıl etmek, buradan yaratıcıya ulaşmak, bu fikri bu düşünceyi taşımak, bize zarar vermez. Aksine belki de bize bizim nereden gelip, nereye gideceğimizin yolunu açar. Hayvanların dünyamızda bizden önce yaşadıklarını, düşünerek keşfettiğimiz ilim yoluyla biliyoruz. Bize lazım olan ne varsa, biz gelmeden önce Dünya’mıza yerleştirilmiş, biz sadece var olanı keşfediyoruz. Bu güçlü ve iradeli, her şeyi bilen, bütün ilimlerin kaynağı onda olan, eşsiz bir varlığın bize var olduğunu, gözümüze soka soka, kör olsak bile bildiriyor. Bu bağlamda yaratıcı bize hazırladığı dünyayı altın tepside sunuyor. O zaman hayvanların, canlı cansız tüm varlıkların, geldiği bir yer, yaratıldığı bir zaman, bir vakit var. Yani dünya, düşündüğümüz zaman tesadüf değil. Bizi misafir etmek için, biz geleceğiz diye, bizim için hazırlanmış, eşsiz nimetlerle donatılmış kocaman bir sofra. Bu sofra insanlıktan çıkmazsak, bize kıyamete kadar yeter. Kimse aç kalmaz. Nereden geldiğimizi unutur, açlık korkusu yaşarsak, kendimizi değil hayvanları bile aç bırakırız. Halbuki hayvanlar yok olursa bizde yok oluruz. Yaratılan ruhlarımızın bir kısmı Dünya’yı göremez, biz onlara borçlu kalırız. Demek ki biz kıymetli bir varlığız, geldiğimiz yerde çok kıymetli. İnsan bazen arkasına bakmalı, geldiği yeri hem Ahiret hem dünya hayatı olacak şekilde düşünmelidir. Fakat bir çoğumuz, insan olduğumuzu unutup, insana, insanlığımıza, yani kendimize zarar veriyor, işin başını düşünmediğimiz gibi, sonunu da düşünmüyoruz. Bunu bugün sen yapıyorsan, yarında ben yapıyorum. Aslında yok farkımız. Düşüncesizliğimiz yüzünden, nereden geldiğimizi çoğu zaman unutuyoruz. Halbuki her insanın varlık dönemi olduğu gibi, darlık dönemi de olmuştur. Ya da olmayacak anlamına gelmez. Yığınla paranız olsa geçmeyecek zamanlar olur. Şunu asla unutmamak gerekir, en değerli varlık insandır. Tabi insan bu değerini geldiği yeri unutmazsa korur. İnsanoğlu ara sıra kendine öz eleştiri yapmalı ve geldiği yeri unutmamalı. Hakkı geçenlerin hakkını, insan olup insan gibi yaşayarak yaşatmalı.

Yazarın Diğer Yazıları
26.03.2023 15:23
13.11.2022 14:39
06.02.2022 16:13
05.07.2024 15:50
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.