Yapay ile gerçeğin yarıştığı ve karıştığı bir dönemde çok özel bir zaman dilimindeyiz. 3 Eylül 2025 Çarşamba gecesi İki cihan serveri sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.s.) âlemlere teşrifinin 1500. Yılını kutlayacağız. Mevlid-i Nebî ikliminde - umuyor ve diliyoruz- ruhlarımızın sekinet bulması için bilinç ve idrakimizi tazeleyeceğiz.
Diyanet İşleri Başkanlığı, bu yıl ‘Aile Yılı' olması hasebiyle de, Mevlid-i Nebi haftasının temasını “Peygamberimiz ve Aile Ahlakı” olarak belirledi. Bu da bize ailelerimiz için yeni bir nefha süreci yakalama fırsatımız olduğunu göstermektedir. Mevlid-i Nebî vesilesi ile bir kez daha Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğumunu anma ve onun hayatından, ahlakından, öğretilerinden ilham alma ve hayatımızı hakiki değerler ile anlamlandırma fırsatını değerlendirebiliriz. İslam dünyasında asırlardır devam eden bir geleneğin daha özel görüntüler ile gelecek kuşaklara bir bilinç hali yansıtan miras olarak kalmasına hizmet edebiliriz. Çünkü Peygamber Efendimizin dünyaya teşrif ettiği 571 yılının Rebiülevvel ayının 12. gecesi sadece Mekke'nin ufuklarında doğan bir nur değil, zamanın ötesine geçen bir müjdeyi barındırmaktaydı bunu bir kez daha tefekkür edebiliriz.
Bu yüzden 2025 yılı içinde idrak ettiğimiz bu mübarek hafta, modern dünyanın karmaşasında bize rehber olacak evrensel değerleri yeniden hatırlamamıza vesile olacak çok özel bir zamandır. Merhametin, sevginin, kardeşliğin, empatinin, diğergamlığın, adaletin, vefanın, samimiyetin ve daha nice güzel hasletin en özel örnekliğini temsil eden Hz. Peygamber’in muşahhas aile modeli, topluma katkısı ve insanlığa sunduğu eşsiz ahlaka bu günlerde her zamankinden daha çok muhtacız. Onun sünnetini hayatımıza taşıyarak, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha güzel bir dünya inşa etme fırsatına sahip olabiliriz. Gelin bu bilinç ile, Mevlid-i Nebi Haftası’nda, Şah-ı Nebî Hz. Muhammed’in izinde aşkla birleşelim ve onun kutsal mesajını kalplerimize kavi bir mühür ile nakşedelim.
Bunun bilinçli bir tercih olması kişinin değerini artıracaktır. Ancak Allah’ı sevmiş olmanın, yaratılmışların en şereflisi olan Rasûlullah’a ittibaya bağlandığı gerçeği karşısında bunun en büyük sorumluluk olduğunu da öğreniyoruz:
De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Âl-i İmrân 3/31)
O halde Mevlid-i Nebi'nin anlam ve önemi, yalnızca Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğumunu anmakla sınırlı olmamalı aynı zamanda onun insanlığa getirdiği evrensel mesajı öğrenme, hatırlama, idrak etme ve hayata geçirme gayreti de taşımalıdır. Çünkü Peygamber Efendimiz, tam da içinde bulunduğumuz çağın ihtiyacı olan -her zamankinden daha fazla- Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde insanlığa adalet, merhamet, sevgi, hoşgörü ve ahlak gibi değerleri öğretme misyonunun sahibidir. Mevlid-i Nebi, bu değerleri yeniden hatırlamak
ve karmaşası içinde zorlandığımız günlük hayatımızın debdebesini sekinet ortamına devşirmek için kaçırılmayacak bir fırsattır.
Bu özel gün ve hafta aynı zamanda, Müslümanlar için bir şükran ve tefekkür zamanıdır. Peygamberimizin “Âlemlere rahmet” (Enbiya, 107) olarak gönderildiği bilinciyle, onun sünnetine bağlılık ve İslam’ın güzelliklerini yaşama azmini tazeleme, ümmet olarak birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirme, sevgi ve kardeşlik bağlarını pekiştirme vesilesi kılma vaktidir.
Gelin, bu bilinç ile ilim meclisleri düzenleyelim, Siyer-i Nebi konulu sohbetler yapalım ve genç nesillere onun örnek kişiliği anlatalım. Onun “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” (Muvatta, Husnü’l-Hulk, 8) şeklinde buyurduğunu asla unutmayalım. Ailevi ve toplumsal sorunlara karşı çözüm becerilerimizi O’nun öğretilerini hayatlarımıza entegre ederek geliştirmeye çalışalım.
Bu vesileyle, tüm okurlarımızın Mevlid-i Nebi’si mübarek olsun. Bu özel gün, kalplerimize sevgi ve merhamet; hayatlarımıza huzur ve afiyet vesilesi olsun.
Vicdanlar, sakat çıkmadan,
Ya Muhammed, yarına;
İyiliklerle gel, güzelliklerle gel,
Âdem oğullarına! (Arif Nihat Asya)
