YALOVA HALKI; 1999 DEPREMİNDEN BU YANA, 25 YILDIR SAĞLIKSIZ-DENETİMSİZ-TEHLİKELİ BİNALARDA OTURUYOR.
AYAĞA KALK YALOVA!
17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depremi’nin üzerinden tam 25 yıl geçti; ancak depremde ve hemen sonrasında yıkılan ağır hasarlı binaların dışında şehir merkezinde gerçek anlamda bir kentsel dönüşüm gerçekleşmedi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre mahalle mahalle, sokak sokak Yalova merkezde biran önce yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılması gereken onlarca sağlıksız bina var; ancak yerel yönetimler yıllardır herhangi bir önlem alabilmiş değiller.
HABERCİ olarak aradan geçen çeyrek asırlık süreçte defalarca gündeme getirdik, “Bir an önce bu binaları yıkın, yerlerine yenilerinin yapılmasını sağlayın, insanları beton tabutlarda yaşamak zorunda bırakmayın” dedik; ancak dinletemedik.
Yalova merkezin tamamında yıllar önce alınan zemin+3 kat sınırlaması insanların elini-kolunu bağladı. Boş arsalara ya da deprem ve sonrası yıkılan arazilere zemin+3 kat uygulamasında bir sıkıntı yoktu. Ancak yıllar geçtikçe Yalova’da boş arazi kalmadı ve yıkılması gereken 5-6 katlı binalarda da aynı kat sınırlaması uygulanınca, ne daire-dükkan sahibi bir önlem alabildi ne de müteahhitler mal sahiplerine bir teklifte bulunabildi. Devletin de bugünkü ekonomik koşullarda böyle ciddi bir ekonomik külfete girmesi mümkün olmayınca sağlıksız yapı stoğundan kurtulamadık.
Yalova ile aynı fay hattında bulunan ve eşit derecede risk barındıran İstanbul’un Anadolu yakasında yıkılan 6-8 katlı binaların yerine 10-12 kat ruhsatları verilirken, Yalova bu uygulamadan korktu, çekindi; son 25 yılın hiçbir seçilmişi-siyasetçisi bu anlamda bir dönüşümü gündeme dahi getiremedi. Çünkü Yalova’da bir takıntı haline geldi; ‘düşük kat güvenli, çok kat kesin yıkım’ anlayışı. Oysa, 40-50 yıllık eski, deprem yönetmeliği olmadan yapılan, büyük depremi görmüş, deniz kumu ya da ilkel malzemeler kullanılarak yapılmış binalar çok daha tehlikeli ve riskliydi. Bu durumu ısrarla görmezden geldik. Çok katlı yeni binalarda; yeni deprem yönetmeliğinin uygulandığını, tünel kalıp sisteminin, fore kazık denilen uygulamanın gerçekleştiğini, yer altı katlı otopark uygulamasının zorunlu hale getirildiğini, beton kalitesinin en üst noktaya taşındığını bir türlü anlayamadık, anlatamadık. Deyim yerindeyse, Yalova olarak; KORKULARIMIZIN ESİRİ OLDUK!
25 yılını kaybeden Yalova’nın aslında 25 gününü daha kaybetmeden, çok hızlı radikal kararlar alması şart; üzerimizdeki ölü toprağından bir an önce kurtulmamız gerekiyor. Büyük deprem kapıda ve Yalova şehri, hala daha deprem güvenli bir il haline gelemedi. Çoluk-çocuk, yaşlı-genç binlerce insan, yıkılma ihtimali yüksek binalarda yaşıyor. Başta şehrin valisi ve milletvekilleri olmak üzere, belediye başkanı, YTSO başkanı, inşaat mühendisleri ve mimarlar odası yetkilileri, acil bir durum değerlendirmesi yaparak, merkezi hükümetin de desteğini, bakanlık bürokrasisinin de onayını alıp, ada bazlı 8-10 kat uygulamasına geçmezse olası bir felaketin vebalinden-sorumluluğundan hiç kimse kurtulamayacak. Herkes emin olsun ki, HABERCİ olarak, “Defalarca yazmıştık, yetkilileri uyarmıştık, bugünleri ön görmüştük; vicdanen rahatız” demek de bizleri rahatlatmayacak.