
‘KADIN HAKLARININ SAVUNUCUSU OLMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ’
İYİ Parti İl Kadın Aile Sosyal Hizmetler Başkanı İlknur Kendir, 5 Aralık Kadın Hakları Günü dolayısıyla yayımladığı mesajla, Türk kadınının siyaset ve toplumsal yaşamda elde ettiği kazanımları hatırlatarak, kadın hakları konusunda mevcut sorunlara dikkat çekti.
Haber \ Büşra GÜNDÜZ
İYİ Parti İl Kadın Aile Sosyal Hizmetler Başkanı İlknur Kendir, 5 Aralık Kadın Hakları Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Kendir mesajında şunları dile getirdi: “1934 yılında Türk kadınının, birçok gelişmiş ülkeden önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde seçme ve seçilme hakkına kavuşarak tarihe geçtiği günün yıldönümünü gururla kutluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, o gün attığı cesur adımla sadece bir hukuki düzenleme değil, bir medeniyet devrimi gerçekleştirdi. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, kadın-erkek eşitliğini çağdaş bir toplumun temeli olarak gördü ve bu vizyon sayesinde kadınlarımız, siyaset ve toplumda yer alma hakkını elde etti. 1935 seçimlerinde 17 kadın milletvekilinin meclise girmesi, bu mücadelenin ilk büyük zaferiydi. Ancak aradan geçen yıllara rağmen, bu büyük kazanımın ruhuna uygun biçimde eşit temsilin, eşit fırsatın ve eşit yaşam hakkının hayata geçirilebildiğini söylemek mümkün değildir. Bugün, kadınlara verilen demokratik hakların yıldönümünü kutlarken, kadınların yaşam haklarını korumakla yükümlü kurumların bile sorumluluklarını hatırlatmak zorunda kalıyoruz. Kadınların siyasetteki temsili hâlâ olması gerekenin çok gerisindedir. TBMM’de kadın temsil oranı hala yüzde 20’ler düzeyindedir ve maalesef siyasi partilerde karar alma mekanizmaları çoğunlukla erkek egemen yapılardır. Ekonomik hayatta kadın istihdamı zayıflamakta, toplumsal cinsiyet eşitsizliği derinleşmekte, kadınlar en temel hak olan yaşam hakkı için mücadele etmektedir. Kadınların istihdama katılımı, OECD ortalamasının çok altında seyretmektedir. Ücret eşitsizliği devam etmekte ve kadınların büyük bölümü kayıt dışı, güvencesiz işlerde çalışmaktadır. Türkiye’de kadınlar, toplumsal cinsiyet rolleri, ayrımcı tutumlar, şiddet ve baskı mekanizmaları ile hâlâ mücadele etmektedir. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, toplumsal vicdanı kanatan boyutlara ulaşmıştır. Ev içi emeğin görünmezliği ve bakım yükünün neredeyse tamamen kadınların omuzlarında toplanması, kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılımını sınırlamaktadır. Kız çocuklarının eğitimde kalma oranı artmış olsa da yoksulluk, bölgesel eşitsizlik, erken ve çocuk yaşta evlilik riski devam etmektedir. Tam da bu nedenle İYİ Parti olarak diyoruz ki: Kadınların iş hayatında, eğitimde, siyasette ve günlük yaşamda yaşadığı eşitsizliklere karşı hukuki önlemler alınmalıdır. Siyasi partilerde cinsiyet kotası yasal bir zorunluluk haline getirilmeli, kadınların yerelde ve merkezde siyasete katılımını destekleyecek fonlar ve eğitim programları oluşturulmalıdır. Kadınların miras hakları, boşanma süreçleri, nafaka ve çocukların bakımına dair hakları gibi konularda yasal düzenlemeler eşitlik ilkesine uygun bir biçimde yapılmalıdır. Güçlü bir şiddetle mücadele mekanizması kurulmalı ve koruma kararları, takip sistemleri ve kolluk süreçleri güçlendirilerek, 7/24 çalışan, yaygınlaştırılmış Kadın Destek Merkezleri (ŞÖNİM/konukevi) artırılmalıdır. Ev içi bakım yükünü azaltacak ücretsiz kreş ve yaşlı, engelli bakım hizmetleri kamusal bir politika haline getirilmelidir. Kadınların çalışabileceği alanlar genişletilmeli ve iş yerlerinde cinsiyet ayrımcılığına karşı etkili denetimler yapılmalıdır. Eşit işe eşit ücret yasası etkin şekilde uygulanmalı, kadın girişimciliğini destekleyen mikro kredi, mentorluk ve hibe projeleri yaygınlaştırılmalıdır. Doğum sonrası işe dönüşü destekleyen esnek çalışma modelleri ve kreş destek sistemi zorunlu hale getirilmelidir. Ekonomik bağımsızlığı destekleyen istihdam ve sosyal politika reformları geliştirilmelidir. Biz kadınların hak ettikleri yere gelmesi için mücadeleye devam edeceğiz. Eşit ve adil bir Türkiye, güçlü kadınlarla mümkündür. Kadın haklarının savunucusu olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.”

